Tarih: 01.01.2018 00:00

Cumhuriyet bu sefer gazla kutlandi

Facebook Twitter Linked-in

Cumhuriyet'in kurulus günü yasananlar, Cumhuriyet ile demokrasinin 89 yilda kucaklasamadigini bir kez daha gösterdi. 'Devlet' bir kez daha kendi karari disinda hareket etmek isteyen bireylerin karsisina bütün ceberutluguyla dikildi. Yaninda bulunan partili milletvekilleriyle birlikte CHP Milletvekili Hüseyin Aygün 'ün "Gaz bombalari helikopterden atiliyordu" sözünü abartili bulduk ama fotograflara bakinca, devletin polisinin gaz bombasi atma isinde hem muasir medeniyet hem de ileri demokrasi seviyesinden önde gittigini anladik. Haliyle, polisin toplumsal olaylara müdahale araçlarinin gür sesli hoparlörlerinden gururla "Biz de Mustafa Kemal'in askerleriyiz" diye anons yapmasini da normal karsiladik. Cumhuriyetin geldigi noktada yasanan kutuplasma barikatin kalkmasi konusunda da yasaniyordu: 

- Bir gruba göre "Basbakan istedi barikat kalkti", 
- Eylemcilere göre ise "Barikat halkin gücüne dayanamadi". 

Ancak Çankaya Köskü 'ndeki resepsiyonda konusan Basbakan Erdogan , "Barikatlari kaldirin emrini ben vermedim" diyerek tartismaya noktayi koydu. 

Dogrusu gün boyu TV kanallarindan aktarilan resmi törenler, AK Parti 'nin basindan beri elestirdigi devlet töreni prototipine birebir uyuyordu. Oysa Türkiye 'de, asik suratli devlet erkâni, asker ve polisler bir yana küçücük çocuklarin bile uygun adim geçis yaptigi törenlerin tuhafligini ilk kez AK Parti gündeme getirmisti. 

Ulus'taki 1. Meclis önünde sabah toplanan kalabalik baslangiçta önlem alan çevik kuvvetin 'disine göreydi'. Gençlik Parki yakininda toplananlar Zafer Heykeli tarafinda toplananlarla bulusamamisti. Müdahaleler de kalabaligin yetersiz kaldigi o anlarda geldi. Kalkanlar, coplar, havadan yagan gaz bombalari... Polisin attigi biber gazindan etkilenmeyen yok gibiydi: Milletvekilleri, gazeteciler, akademisyenler, tip profesörleri, 7'den 7'e vatandaslar... 

Üstelik, gazi ve copu atan da yiyen de hep birlikte 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' iddiasindaydi. Mustafa Kemal'in bronz askeri dile gelse, herhalde ilk cümlesi "O halde bu arbede neden" olurdu. Bu arada Çevik Kuvvet, gaz bombasi atmada hayli ilerlemis. Fizik derslerinde 'yatay atis' diye ögretilen atis seklini bir fizikçi ustaligiyla kapmislar. Kalkan cephesinin gerisinde olmalarina karsin ustalikla attiklari gaz bombalari kalabaligin tam arasina düsüyordu. 

Bu arada CHP Milletvekili Hüseyin Aygün israrla bombalarin helikopterden atildigini söylüyordu ve yanindaki diger partililer, "Olur mu öyle sey, yerden atiliyordu" diye itiraz ediyordu. Oysa bazi fotograflar ve tanik ifadeleri Aygün'ü dogrular nitelikteydi. Nitekim, daha önce de Hakkâri veDiyarbakir 'da eylemcilere helikopterden gaz bombasi atilmisti. 

Polislerin arbedesi 
Bu kesmekes içinde olay yerindeki meslektaslarimiz CHP lideri Kemal Kiliçdaroglu 'nun da gazdan etkilendigini, hatta korumalarinca çevik kuvvet polisine müdahale edilerek yakindaki er gazinosuna götürüldügünü bildiriyordu. Olay aninda Kiliçdaroglu'nun yaninda bulunan Akif Hamzaçebi bu bilgiyi yalanlarken, olay anindaki görüntüler, Kiliçdaroglu'nu koruyan polisler ile çevik kuvvet arasinda ciddi bir arbede oldugunu gösteriyordu. Bu arada CHP'li Gürsel Tekin , Istanbul'daki kutlamalar için Ankara'ya gelememisti. Ancak, Ankara'da olanlari yakindan izliyordu. Kiliçdaroglu'nun biber gazindan etkilendigi iddiasini o da duymustu. "Ne diyorsunuz" diye sorunca da AK Parti'nin en vurucu seçim sloganini hatirlatip, "Hayaldi gerçek oldu. Cumhuriyet Bayrami'ni kutlayanlara, ana muhalefet liderine biber gazi sikildi" dedi. 
Basa dönecek olursak; kalabalik yetersizken sert müdahaleden kaçinmayan çevik kuvvet, sayi on binleri bulunca barikatlari kaldirdi. Ancak bazi yetkililer barikatin kaldirilmasini Erdogan'in istedigini anlatiyordu. Bu iddiaya yanit Çankaya Köskü'nde düzenlenen 29 Ekim Resepsiyonu'nda Basbakan Erdogan'dan geldi. Erdogan, "Barikatlari kaldirin emrini ben vermedim" diyerek iddialari yalanladi. 
Bu arada barikatin 'halkin gücü' karsisinda dayanamadigina inanan eylemciler, yüzlerini Anitkabir'e dönüp yürüyüse basladilar. Polis eylemcilere müdahale ederken yüzünde "Orada neler oluyor?" ifadesi olan bronz asker ise migferinin üzerindeki eliyle yürüyüsçüleri selamlamaya baslamisti. 

YASAK KIME YARADI? 
Muhalefet partilerinin sokakta hak aramasini, iktidarin da 'devlet refleksiyle' engellemeye çalismasini normal bulanlardanim. Belki de Cumhuriyet ve demokrasi denkleminin püf noktasi buradadir: Demokrasi halkin hak arama etkinlikleriyle dogru, Cumhuriyet devletinin engelleme çabalariyla ters orantilidir. 

Uzatmayayim; belki devlet yasak koymasa Türkiye Gençlik Birligi'nin (TGB) kagni gibi retro objelerle yapmayi planladigi yürüyüsten birçogumuzun haberi olmayacakti. Ancak, yasak geldi, ardindan da iki önemli sonuç dogurdu: 

Hükümetin son dönemde Cumhuriyet ideolojisini ve Atatürk 'ün izlerini yok etmekle suçlayan ulusalci kesimler tek yürek oldu. CHP içindeki ulusalci blok, "Cumhuriyet'e sahip çik" gibi "Hayir" denilmesi zor bir çagriyla Genel Merkez'in destegini kazandi. 

CHP Genel Merkezi'nin yasaga meydan okumasi, yürüyüsü TGB'nin eylemi olmaktan çikardi ve sadece CHP ile Isçi Partisi'nin degil, siyasete meyilli ya da mesafeli bütün kesimlerin Cumhuriyet ve Atatürk hassasiyetini uyandirdi.

Radikal




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —