Tarih: 01.01.2018 00:00

Filistin tamam! Suriye`ye devam

Facebook Twitter Linked-in

Geçen hafta Gazze'de gerçeklesen saldirilar ve sonrasinda yapilan ateskesin etkileri gazete sayfalarinda ve sütunlarda genis yer buldu. Birçok makalenin ortak noktasi Iran'in Filistin davasinda etkisinin azalmasindan duyulan sevincin açikça ifade edilmesi. Diger memnuniyet duyulan nokta, Filistin sorununun saglanan ateskesle görece de olsa sakin bir sürece girmesi ve kendilerince yarim kalan Suriye meselesinde kaldiklari yerden devam edebilmek için ortamin yeniden uygun hale gelmesi. Kimi yazarlarsa Filistinlilere akil vermeyi tercih etmis, Arap devletlerini ve Israilli uluslararasi destekçilerini elestireceklerine Filistinlilerin ehlilestirilmesi için Körfez ülkelerine çagri yapmis. Buna karsilik Russia Today'den aktardigimiz yazida oldugu gibi meseleye daha gerçekçi bakan köse yazilari da mevcut.
Gazete sayfalarinda yer bulan diger konulardan biri ise Suriye Kürt bölgesindeki gelismeler. Aktaracagimiz yazi bölgede rol oynamaya çalisan güçlerin kurduklari iliskileri yansitmaya çalisan bir yazi.


RUSYA: KUSATMA KALKMADIGI SÜRECE ATESKES MÜMKÜN DEGIL

Savas Karsiti aktivist Don DeBar Arapça ve Ingilizce yayin yapan Russia Today (Rusya Bugün) televizyonu ile yaptigi söyleside, Tel Aviv Gazze kusatmasini kaldirmadigi sürece, Hamas ile Israil arasindaki ateskesin sürmesinin mümkün olmadigini söyledi. "Kalici bir baris için, Gazzelilerin yasam kosullarinin, hayatta kalmanin ötesinde, iyilestirilmesi gerekir" vurgusunu yapti.

RT- Israil ile Hamas arasindaki önceki ateskes deneyimi göz önüne alindiginda, bu "ateskesin" ne kadar sürecegini bekliyorsunuz?
Don DeBar: Evet, ne yazik ki, Gazze ablukasinin kaldirilmasi daha önceki baris anlasmasina dâhil edilmesine karsin hala kaldirilmis degil. Gazze'deki 1,5 milyon insaninin açliktan ölmesine yol açan bütün düsmanliklarin nedeni olan Israil'in yasadisi tutumu ortadan kaldirilmadi. Bu nedenle abluka kaldirilana kadar, Gazze'den gelen herhangi bir siddet eylemi, gerçekte açliktan ölüme birakilan bir insanin kendini savunma eylemidir. Yani, bu önkosul ortadan kaldirilana kadar, baris olmadi, süphesiz olmayacak da.

RT- Gazze, Hamas baskaninin Israil'e karsi bir zafer olarak ilaniyla birlikte ateskesi kutluyor. Bu Hamas için ne kadarlik bir zafer oldu?
DD- 
Onlarin kosullari, aç birakilmaktan ve atilan bombalardan bozulmus durumda ve simdi görünüse göre bombalama durdu. Kutlamanin nedeni budur. Ama burada gerçek suç, Misir ve digerleri de dâhil olmak üzere Arap ülkelerinindir.

RT- Artik bombalanmiyor olmalari bir zafer midir?
DD-
 Bombalaniyor olsaydim, ben de bir zafer olarak kabul ederdim. Onlarin gidaya, ilaca, insaat malzemelerine, suya ihtiyaçlari var. Diger herkesin ihtiyaç duydugu ve hakki oldugunu hissettigi seylere. Diger herkese, uluslararasi hukuk kapsaminda izin verilen seylere.

RT- Dört yil önce gerçeklesen savas, kapsami daha büyük olmasina ragmen, Hamas'in saldirilarini uzun vadede durduramadi. En son Israil saldirisinin hedefine ulasmayi basardigini düsünüyor musunuz?
DD- 
Gazzelilerin sahip olduklari kendilerini savunma araçlarinin bir bölümünü tahrip etmesi disinda hayir. Israillilerin eliyle geçmesine izin verilen kirintilar hariç, gida olmaksizin, ilaç olmaksizin, hayatta kalma malzemeleri olmaksizin, 1,5 milyon insan bir açik hava hapishanesindeler. Bu durum degisene kadar, Israil baris yüzü görmeyecek ve görmemeli.

RT- Son yirmi dört saat içerisinde, baskentine terör saldirisinin ardindan, ateskesin imzalandigi saate kadar çok az kisi, Israil'in bir ateskesi imzalayacagini bekliyordu. En büyük beklenti, bunun yerine, misillemeydi. Bu ateskesi mümkün kilan en önemli faktör neydi?
DD-
 Muhtemelen Hillary Clinton ve onun bölgeye gitmesi. Mursi'nin kendisini baglayan, ciddi sorunlari var. Misir'da gerçeklesen devrime halk tarafindan sokaklarda yön verildi ve gerçek can alici konu liderlik ile halk arasindaki mesafenin giderek büyümesidir. Ve Misir'daki insanlar, bu yeni düsmanliklardan önce bile, Gazze'deki durumdan memnun degillerdi. Eger Mursi bir seyler yapmazsa ya da bir seyler yapar gibi görünmezse, o zaman durumu son derece kabul edilemez hale gelecek.


LÜBNAN: GAZZE VE IRAN`I FILISTIN SORUNUNDAN IHRAÇ

Lübnan'da yayinlanan ve Hizbullah karsiti yayin yapan, Hariri'nin önderligindeki 14 Mart Hareketi'ne yakinligi ile bilinen Annahar gazetesinde Ali Hamada imzasi ile yayimlanan yazida su görüsler isleniyor:
Hamas, "Arap Bahari" ile bölgesel kuvvet dengelerinin yeniden sekillendigi yeni Arap dünyasinin kusatmasinda son savastan daha güçlü çikti.
Ancak Gazze'deki son savasin ortaya çikardigi daha büyük basari, Hamas ile Iran arasinda bir ayriligin olusmasi ve Gazze'nin güçlü bir sekilde Arap dünyasina katilmasi. Bu süreçte en güçlü aktör Misir oldu. Tahran ise uzaktan seyirci koltuguna oturdu. Hizbullah'in tutumu ise çok da bir etkisi olmayan Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'in medyadan yaptigi hitaplariyla sinirli kaldi. Bu savas Filistin sorununu Iran'in elinden çikardi ve bölgedeki savas ve baris kararinin yarisi ayiklanmis oldu. Diger yarisi Lübnan'da kaldi. Lakin Arap dünyasinda degisimler olmasaydi bu gelismeler yasanmazdi.
Suriye Filistin sorunundan tasfiye oldu. Geriye Iran'in etkisinin tamamen kalkmasi kaldi. Araplarin sorumlulari ciddi olmali ve Filistin'i daha önce oldugu gibi Israil ve Iran kurtlarinin çekismesinin ortasina terk etmemeliler.


`FILISTIN ROKETSIZ DAHA GÜÇLÜ`

Kuveyt'te en çok okunan gazetelerden  Al Kubs'ta Hamed al Hamud, son süreci söyle yorumluyor:
Siyaset arenasi 1400'den fazla Filistinlinin sehit oldugu Israil'in 2009'daki saldirisindan bu yana çok degisti. Misir ve Tunus'ta, Hamas'la ayni ideolojiye sahip yönetimler geldi. Sam'daki bürosunu kapatip Iran'i terk etmesinden sonra Körfez ülkeleri Hamas'a sempati ile bakmaya basladi. Lakin bu sempati ve dayanisma Israil saldirilarini engellemiyor. Hiçbir Arap devleti de Israil'in askeri üstünlügünü zayiflatmak için bir savasa girmeyi düsünmüyor. Hamas'in bir önceki müttefiki Suriye'nin uçaklari kendi halkini bombalamakla mesgul. Peki, kim bu trajediyi engelleyecek? Israil'in bu vahsetine firsat vermemek için herhangi bir yol yok mu? Yerelde imal edilen roketlerin sayisini arttirmak veya Iran'dan alinan roketler Israil'in Gazze ahalisine uyguladigi vahsete karsilik oldu mu? Günlerce fotograflarina baktigimiz sehit olan üç çocugun annesi ikna oldu mu? Bu durum yillarca sürebilir mi?
Israil büyük devletler tarafindan desteklenirken intifada ve askeri çatisma, askeri üstünlük vermez. Isgale karsi askeri mücadele, Israil toplumu içinde asiri uçlarin ortaya çikmasina neden oluyor. Barisçi yollarla "cihat" etmek Filistinlilerin haklarinin alinmasinin istenilen yoludur. Biz Araplar Filistinlilerin bu cihatlarina ortak olmaliyiz. Ekonomilerinin gelismesine katkida bulunmaliyiz. Baris mücadelesinin basari kazanmasi için hastanelerin, üniversitelerin, okullarin yapilmasini saglamaliyiz. Roketler asirilarin ve suçlularin ortaya çikmasina firsat vermektedir.


LÜBNAN: RAS AL AYN ÇATISMALARI VE KÜRTLER

Muhabbed Ballut

Ras Al Ayn savasi, Irak, Suriye ve Türk sinirlarindan, Halep'in kuzeybatisina; Afrin'den, Derek sehrine kadar uzanan Kürt siniri boyunca Kürtlerin kontrolündeki bölgeye ilk gerçek sizma girisiminin sonucunda ortaya çikti.
Cihatçi Guraba Al Sam grubundan 300 militan, stratejik konuma sahip kasabaya girdiler, ancak Bati Kürdistan'in ana Kürt gücü Demokratik Birlik Partisi'ne (PYD) bagli Kürt Halk Koruma Komiteleri'nin denetimindeki bölgelere girmeden Arap mahallelerinde konuslandilar.
Suriyeli Kürt muhalif bir lidere göre, stratejik sehir Kamisli için yakinda savas olacak. Kendisini savas alanindan geri çekmeye çalisan PYD, konumunu degistirmek ve sehri savunmak için asker göndermek zorunda kalacak.
180 bin kisiye ev sahipligi yapan Kamisli, bölgede en büyük Kürt kümelenmesinin bulundugu, ayni zamanda PYD'nin de kalesi olarak kabul edilen bir sehirdir. Sehir, 16 Kürt muhalefet partisine bagli olan ve Kürt Konseyi (KNC) gözetiminde faaliyet gösteren Bati Kürdistan Ulusal Konseyi tarafindan yönetilir. Fakat sehir içinde ve etrafinda konuslanan güvenlik ve askeri güçler yalinizca PYD'ye baglidirlar.

MÜCAHIT GRUPLARIN MÜTTEFIKI TÜRKIYE

Ras El Ayn'daki Suriye askerlerine karsi ilk bombalarin patlatilmasindan sonra, Türkler mücahit gruplarin sehre girmesini istediler. Bu kuvvetler, PYD'nin askeri duvarini ve bölgedeki hareketini zayiflatmayi amaçliyor. Ayni zamanda bölgeyi yavas yavas aralarinda Özgür Suriye Ordusu'nun da oldugu, Suriye Al Kaidesi olarak nitelenen Al Nusra Cephesi ve Guraba Al Sam gibi seriatçi mücahit gruplarina açmayi ve Suriye ordusunu çekilmek zorunda birakmayi hedefliyor. Ancak, Kamisli saldirisinin ana hedefi Türk sinirina birkaç kilometre uzaklikta bulunan kentin havaalanini kontrol etmektir.
Cihatçilarla birlikte Türkler, bölge asiretleri ile eski iliskilerini yenilemek için oyunu kurallarina göre oynuyor. Özgür Suriye Ordusuyla baglantili Kürt gruplari da, PYD'ye ve hala bölgede konuslanmis olan Suriye ordusunun kalintilarina karsi birlesik bir cephe kurmak amaciyla Kamisli'nin etrafina dagilmis Arap asiretlerle kapsamli iliski olusturmaya basladilar.
Bir Türk lidere göre, Türkler, Ghamr Araplarini bir savasa dogru sürüklemeye çalisiyorlar. Bu asiretler, Firat havzasindan, Firat Baraj insaatini izleyerek, Kamisli'ya geldiler. Bunlar, Derek'ten Sari Kanye'ye kadar 240 kilometre boyunca uzanan Türkiye-Suriye sinirinin Arap kemeri olarak bilinen bölümünde yer alan 40 köye yerlestirildiler.
Ismail Hami liderligindeki Yekiti Partisi'nin yani sira Mustafa Cuma liderligindeki Kürdistan Özgürlük Partisi (Azadi) de, Türklerle temas halindeler. Bunlar, çogunlugu Kürt üyelerden olusan ve Salah Badr Al Din tarafindan denetlenen Selahaddin taburunun yaninda savasa katilabilir.

PYD SUÇLANMAKTAN KORKTU

Ras El Ayn savasi esnasinda, PYD güçleri, rejim yanlisi olmakla suçlanacaklari korkusuyla Suriye ordusu ile Guraba Al-Sam arasindaki çatismalara karismadilar. Onlar zaten rejim yanlisi olmakla suçlaniyorlardi, çünkü Halep'teki çatismalarda yer almadilar ve silahli muhalefetin kendi bölgelerine girmesine engel oldular. Guraba Al Sam, Kürt mahallelerine saldirmamakla büyük akillilik sergiledi ki, bu, kasabanin düsüsünü kolaylastirdi.
Ancak, rejimle isbirligi suçlamalari korkusu ile takinilan PYD'nin "tarafsiz Kürt" tavri, Ras El Ayn'in kaybina ve Kürt duvarindan gizlice geçislere yol açti.
Kürt liderler, yaklasik 12.000 aileyi bulan Dair Al Zour'daki mültecilerden bazilarinin hazirlik asamasindaki saldiri gücüne katilacaklarindan korkuyorlar.
Bir Suriyeli Kürt lider, "Suriye ordusu birimlerinin hala bulundugu bölgeleri kontrol ederek bu bahaneyi ortadan kaldirmaya çalisiyoruz. Rejimin yetkililerine, rejim tarafindan askeri varligin bulundurulmadigi, devletin hizmet kurumlari ve Suriye bayraklarinin varliginin korundugu kosullarda bölgeden çikmalarinin bu durumu siyasi olarak savunmamizin daha kolay olacagini söyledik" ifadesini kullandi.
Kürt lider, Kürtler ve halk koruma birimlerinin, Kamisli'nin savunulmasi ve onun düsüsünün önlenmesine yetenekli olup olmamasindan bagimsiz olarak, "biz Ras Al Ayn'daki hatayi tekrar etmeyecegiz. Suriye ordu birimlerinin sehirde savasmasi veya havaalanindan geri çekilmesinden bagimsiz olarak sehirde savasacagiz. Onu savunmaktan baska seçenegimiz yok, çünkü onun zorla alinmasi bati Kürdistan'in parçalanmasina yol açacak, Afrin'e saldirinin kapisini açacak ve bütün bölgeyi bir savas alanina dönüstürecektir ki, simdiye kadar bunu önlemeye çalistik" görüsünü belirtiyorlar.

*Yazi Lübnan'da yayinlanan Assafir'den alindi.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —