Kenan Evren, 12 Eylül darbesi için, kamuoyunda az bilinen kendi ön adi Ahmet'ten yola çikarak "Ahmetler trenle geliyor" parolasini kullanmis!
12 Eylül davasinin dosyalari arasina darbe planina iliskin belgeler de girdi. Belgelere göre Evren, TRT'ye 12 Eylül günü saat 03.00'te el konulmasini emrettigi direktifinde, bu gün ve saatin degismesi halinde yeni gün ve saati "Ahmetler ... günü, saat ...'de trenle geliyorlar" parolasiyla bildirecegini iletti.
Kenan Evren ve Tahsin Sahinkaya'nin yargilandigi 12 Eylül darbesi davasina Genelkurmay Baskanligi tarafindan gönderilen ve 12 Eylül 1980 darbesine iliskin "Bayrak Harekat Plani"nda hazirlandiktan sonra yapilan degisiklikleri gösteren güncellemelere iliskin belgeler arasinda 8 Eylül 1980 tarihli ve 1220-6580 sayili tarihi bir belge de yer aldi. Belgeye göre, Evren parola olarak az bilinen kendi ön adi 'Ahmet'i seçti. Genelkurmay Baskani Evren'in imzasini tasiyan "Bayrak Harekati" konulu çok gizli belgede söyle denildi:
"Bayrak Harekat Direktifi'nin uygulanmasina bütün yurtta 12 Eylül 1980 Cuma günü saat 03.00'te TRT, PTT ve diger muharebe sistemlerine el atilmak suretiyle baslanacaktir. Aksi emir verilmedikçe bu tarih kesindir. Zorunlu bir nedenle uygulama tarihi öne veya geriye alindigi takdirde (Ahmetler ... günü, saat ...'da trenle geliyorlar) kodu ile degisen yeni uygulama zamani gün ve saat olarak bildirilecektir.
Komutanlar, Bayrak Harekatina hazir olduklarini 11 Eylül 1980 Persembe günü saat 18-20 arasinda Genelkurmay Baskanligi'na (Yollar açildi) kodu ile bildireceklerdir.
Ankara Radyosu ve diger bölge radyolari ayni gün saat 04'te Harp Okulu Marsini takiben ilk bildiriyi yayinlayacaklardir."
Özgürlük dilemis
Evren, darbe emri yazisini "Kahraman Türk Silahli Kuvvetleri'ne bu tarihi görevinde basarilar, Yüce Türk Ulusuna güven ve özgürlük içerisinde mutlu gelecekler dilerim" sözleriyle bitirdi.
Direktifte "TRT binasinin etrafinda siki önlemlerin alinmasi, binaya girildiginde ilk olarak sakincali TRT personelinin gözaltina alinarak telefon görüsmesi yapmalarinin engellenmesi ve ardindan yayin akisinin duruma uygun olarak degistirilmesi" emirleri yer aldi.
Darbenin "kanli" emri
Bayrak Harekat Plani'na yapilan eklemelerden biri de belediye baskanlarinin görevden alinmasi ve 1402 sayili kanuna göre belediye baskanlarinin atanmasina iliskin eklemeler oldu. Ayrica "gözaltina alinacak kisilerin korunmasi" baslikli dönemin Genelkurmay 2. Baskani Necdet Öztorun imzali direktifte ise gözaltina alinacak kisiler personel olarak nitelendi ve su emirler verildi: "Mecbur kalmadikça kan dökülmemesine özen gösterilecek. Ancak mecbur kalindiginda kesin ve kararlilikla muhtemel olaylar en siddetli biçimde bastirilacak. Halkin toplanmasina ve lehte tezahürat yapmasina karsi önlemler alinacaktir."
Direktiflerde, basbakan, bakanlar, milletvekilleri gibi "özel kisilerin" gözaltina alinmasi sirasinda da "kararli davranilacagi, ancak tartaklanmayacagi, hakaret edilmeyecegi ve bu kisilerin küçük düsürülüp asagilanmayacaklari, samimi davranilmayacagi ancak nazik ve kibarca hareket edilecegi" belirtildi.
'12 Eylül iskencesine zaman asimi yok'
ANKARA Bassavciligi'nin 12 Eylül dönemindeki iskence iddialari ile ilgili olarak, 46 ile gönderdigi "yetkisizlik" kararinin ardindan darbe döneminde iskence gördüklerini iddia eden Adnan Ay, Mustafa Cengiz, Necdet Basal, Mustafa Hasan Çebi ve Orhan Özcan Samsun Bassavciligi'na suç duyurusunda bulundu. Ancak Samsun Bassavciligi tarafindan eski Türk Ceza Kanunu'nun öngördügü zaman asimi sürelerinin doldugu gerekçesiyle "takipsizlik" (kovusturmaya yer olmadigi) karari ile sonuçlandirildi. Bunun üzerine sikayetçiler, savciligin takipsizlik kararlarina yapilan itirazlari incelemekle yetkili en yakin agir ceza mahkemesi olan Çarsamba Agir Ceza Mahkemesi'ne itirazda bulundu.
Mahkeme ise kararinda, savciligin eski Türk Ceza Kanunu'nun 243 ve 245. maddesine uyan eylemlerle (iskence ve kötü muamele) ilgili suç tarihinden bu yana dava zaman asimi süresinin doldugunu kabul etti, ancak Anayasa, Avrupa Insan Haklari Sözlesmesi, BM'nin 1968'de kabul ettigi savas suçlari ile insanliga karsi suçlarla ilgili sözlesmesi hükümlerine göre iskence ve yasam hakki ihlali suçlarinda zaman asiminin islemeyecegine iliskin hükümlerine atifta bulundu. Kararda AIHM'nin de "kamu görevlilerinin faili oldugu yasama hakki ihlali, iskence ve kötü muamele suçlamalarinda hiçbir durumda zaman asiminin uygulanmayacagina" iliskin içtihatlari olduguna dikkat çekildi. Kararda tüm bu sözlesmeler ve AIHM kararlari birlikte degerlendirildiginde "kamu görevlilerinin isledigi iskence ve yasama hakkinin ihlali suçlarinda zamanasimi kuralinin uygulanmayacagi, dolayisiyla zaman asimi süresinin doldugundan bahsedilemeyecegi" belirtildi.