8 MART DÜNYA EMEKÇI KADINLAR GÜNÜNÜ KUTLUYORUM.
KADINLARIMIZ
Erkek egemen toplumda inanç, günah, namus kavramlari üzerine oturtulmus korku unsurlariyla ikinci sinif insan figürü yaratilmistir.
Kadin ev isi görür çocuk yapar, tarlada, bagda, bahçede, hayvanlarin bakiminda, evin temizliginde, çamasirlarin yikanmasi, kurutulmasi, ütülenmesi, yemek yapilmasi, bulasik yikanmasi, çocuklarin ve yaslilarin bakimi, mübarek gecelerde lokmalar yapip dagitilmasi, kocanin nefsini kör etmesi kadinin yapmak zorunda oldugu görevlerdir. Vatan için asker doguracak, gönderdigi askerin yolunu bekleyecek, sehit olursa ömür boyu göz yasi dökecek. Uydurma hadislere dayandirilarak, "Allah kadinlari bu isler için yaratmis" diye korkutularak kadinin sessiz kalmasi saglanmistir.
Sesini çikartan olursa dayak yer. Ülkemizde kadina bakisi "kadinin sirtindan sopayi karnindan sipayi eksik etmeyeceksin" tanimlamalari ile ifade edilmistir. Bayramlarda eline kina yakan, ezilen, itilen, kakilan, cinsel saldirilara ugrayan emekçi kadinlar, kizlar ayni zaman siirlerde, türküler ve sarkilarda sevgilidir, yar yarendir. Çocuklarimizin annesi olan kadinlarimiz, varligimiz borçlu oldugumuz annelerimize gösterilen sevgi ve saygiyi esit oranda hak eden dünya kadinlari eksik olmasin yüregimizde ki insan ve sevgi kivilcimlari…
Kimi der ki kadin
Uzun kis gecelerinde yatmak içindir.
Kimi der ki kadin
Yesil bir harman yerinde
Dokuz zilli köçek gibi oynatmak içindir.
Kimi der ki ayalimdir,
Boynumda tasidigim vebalimdir.
Kimi der ki hamur yoguran.
Kimi der ki çocuk doguran.
Ne o, ne bu, ne dösek, ne köçek, ne ayal, ne vebal.
O benim kollarim, bacaklarim, basimdir.
Yavrum, annem, karim, kizkardesim,
Hayat arkadasimdir.
Nazim Hikmet Ran