Tarih: 01.01.2018 00:00

Ömer Hayyam Yargilaniyor!

Facebook Twitter Linked-in

Fazil Say'in durusmasi avukatlar hariç ancak yirmi kisinin sigabildigi küçük bir salonda yapildi. Salona aralarinda Fazil Say'in babasi Ahmet Say, Istanbul Bagimsiz Milletvekili Levent Tüzel, Almanya Federal Mahkemesi adina davayi izlemeye gelen Sol Parti Milletvekili Sevim Dagdelen, EMEP Genel Baskani Selma Gürkan, Edip Akbayram, Zeynep Oral ve Nilgün Cerrahoglu'nun bulundugu sinirli sayida izleyici girebildi. 
 
"Tweet"leri ve "re-tweet"leri yüzünden hakkinda kamu davasi açilan çok kimse yoktur herhalde ve bu yüzden "Fazil Say'in attigi tweetler kamu düzenini bozuyor" veya "Beni incitiyor, rencide ediyor", "Davali bunu hep yapiyor" diyen davacilar ve zaten açilan davanin kendisi insani gülümsetecek cinstendi. Mahkeme kurumunun içerdigi ciddiyet ile sosyal medyanin "cikcik"li (tweet cikcik demek) uçariligi ve teklifsizligi arasindaki çeliskinin kendisi bir mizah yaratmaya yetiyordu. Bir baska mizah konusu da bir yüzlerce yil önce yazilmis Ömer Hayam rubaisini, Fazil Say'in takipçileriyle paylamis olmasinin dava nedenlerinden biri olmasiydi. 
 
Bu yüzden davaci avukatlari ve davacilar ciddiyetin ihlal edildigini düsündükleri her durumda seslerini yükselttiler ve nihayet durusmanin kapali yapilmasi talebinde bulundular. Reddedildi… Çünkü nereden bakilirsa bakilsin twitter mesajlarina dava açmak zaten bir ciddiyet sorunu yaratiyor. 
Üç davacinin her biri Fazil Say'in twitter paylasimlarinda dini duygulari asagiladigini, bunun düsünce özgürlügü ile alakasi olmadigindan dem vurdular. Yalniz bunu söylemeye her yeltendiklerinde hakim, davacilarin hukuk mevzuatina girmemeleri, sikayetleri neyse onu söylemeleri konusunda uyardi. Ortada sürekli bir had asma ve had bildirmenin görüldügü gerilimli bir tablo olustu. Davacilarin avukatlari zaman zaman Fazil Say'in avukatlariyla tartismaya girdiler. Bu tutum dinleyiciler arasinda gerilimin kasitli tirmandirildigi, davanin gizli celsede sürmesi için kiskirtma dozunu artirmaya yönelik bir tutum oldugu izlenimi yaratti.  
Fazil Say'in yazili olarak verdigi, sözlü olarak da içerigini "Suçlamalari kabul etmiyorum" diyerek özetledigi savunmasina ragmen davaci taraf Say'in gündeme gelmek için toplumda gerilim yaratmak arzusunda oldugunu tekrarladi. Bu da bir hayli komik kaçti. Baskasinin gönderdigi paylasimlari paylasmasinin da bir nesriyat oldugu söylendiginde Say dogal olarak "Neden onlara dava açmadiklarini sordu." Zira o zaman bu davanin gündeme gelmesi söz konusu olmayacakti.
Fazil Say davasi, her firsatta dini referanslari propaganda materyali olarak kullanan bir hükümetin tutumunun nasil tahrik edici oldugunu gösteren bir dava olarak okunabilir. Diger yandan da bu tahrik karsiliginda agzini açip laf söyleyen, sosyal medyada fikrini paylasan bir sanatçiya karsi gösterilen tahammülsüzlügün de büyüklügünü…
Evrensel



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —