Tarih: 02.11.2016 13:03

RATEM`in 15. YIL ÇALISTAYI:

Facebook Twitter Linked-in

 

RATEM Baskani. Yusuf Gürsoy, RTÜK Baskani Ilhan Yerlikaya,
Türksat Genel Müdürü Ensar Gül
Radyo ve Televizyon Yayincilari Meslek BirligiRATEM`in 15. kurulus yildönümü dolayisiyla düzenlenen çalistayda radyo ve televizyon yayincilarinin sorunlari tartisildi. Ülkemizde yayin yapan 800 radyo ve televizyon kurulusunun üye oldugu RATEM, yayincilik sektörünün sorunlarina kalici çözüm üretmek amaciyla 2001 yilindan bu yana faaliyetini sürdürüyor.
 
RATEM`in 15. Yil Çalistayinda yayincilarin güncel sorunlari sektör paydaslariyla birlikte tartisildi. Çalistay`a radyo ve televizyon yayincilarinin yani sira, RTÜK, TÜRKSAT, BTK, BYGM ve BIA yetkilileri de katildi. Radyo ve Televizyon yayincilarinin sorunlarina bagli olarak dönem dönem bazi kurumlar ön plana çikiyor. Bu kapsamda, 15. Yil Çalistayinin odaginda TÜRKSAT yer aldi. Yayincilarin TÜRKSAT`a bagli pek çok sorunu vardi ve çalistaya katilan TÜRKSAT  Genel Müdürü Ensar Gül`e sorunlar ve çözüm önerileri pes pese siralandi.
 
Uydu Yayinciligiyla Ilgili Sorunlar:
Peyami Çelikcan, RTÜK Üyesi Süleyman Demirkan
RATEM Yönetim Kurulu Üyesi Ismet Ergin
Yayincilarin TÜRKSAT`la ilgili sorunlarinin basinda, frekans ücretlerinin yüksekligi yer aliyor. Frekans ücretleri özellikle yerel yayincilar için büyük  bir sorun olusturuyor. TÜRKSAT Genel Müdürü Ensar Gül`ün de belirttigi gibi, ulusal bir televizyon kanali için de, yerel bir kanal için de ayni kapasite tahsis ediliyor ve ücreti de ayni oluyor. Yerel yayincilar ise bu ücretlendirmenin farklilastirilmasi gerektigini savunuyorlar. Hiç olmazsa kapasitenin ya da bant genisliginin düsürülmesi yoluyla ücretin farklilastirilabilecegini savunuyorlar. TÜRKSAT ise kapasite standartini degistirmek istemiyor. Bunun yerine, RTÜK`ün uydu yayin lisanslarini farklilastirmasi gerektigini savunuyor. Halen yayinci kuruluslarin RTÜK`ten alinan standart bir lisansla TÜRKSAT`tan frekans kiralayip yayin yapabildigini, lisanslar ayni oldukça farkli ücretlendirme yapilamayacagini savunuyor. 
 
Çalistay gündemini en çok mesgul eden bu sorun, daha önceki dönemlerde de sikça tartisilmisti. Her alanda oldugu gibi, bu alanda da düzenleyici kurum ve kuruluslar çözüm üretemeyince piyasa kendi çözümlerini üretmeye basliyor. 566 televizyon kanalinin yer aldigi TÜRKSAT uydularinda yayincilarimizin "lisanssiz" olarak tanimladigi onlarca kanalin platformlar üzerinden yayin yaptigi ve bu kanallarin TÜRKSAT`in talep ettigi ücretin çok altinda bir ücret ödeyerek bu yayini sürdürebildikleri bir ortam olusmus durumda. Peki nasil oluyor da, Türkiye Cumhuriyeti`nin uydulari üzerinden "lisanssiz" olarak televizyon yayinlari sürdürülebiliyor?


RATEM 15. Yil Çalistayi katilimcilari
 
TÜRKSAT Genel MüdürüEnsar Gül, bu tartismali konuya açiklik getirdi ve "lisanssiz" frekans tahsisi yapilamayacagini ancak bazi kanallarin lisanalarini Türkiye`den degil, baska ülkelerden alabildiklerini ve bunun da uluslararasi mevzuata uygun oldugunu belirtti. Dolayisiyla piyasa kosullari içinde, RTÜK uydu yayin lisansi ücretinden ve TÜRKSAT`in frekans tahsis ücretinden kurtulmak isteyen bir takim yayinci kuruluslarin, uydu yayin lisanslarini daha ucuz temin edebilecekleri ülkelerden aldiklari bir düzen olusmus durumda. Mesela Gürcistan`dan uydu üzerinden yayin yapma lisansi alan bir televizyon kanali TÜRKSAT`tan frekans kiralama imkanina sahip olabiliyor. Böylece RTÜK`ün yüksek lisans ücretinden kurtulmus oluyor. TÜRKSAT`in uydu frekans ücretinden kurtulmanin yolu ise, frekansi TÜRKSAT üzerinden degil, TÜRKSAT`ta yer alan dijital platformlar üzerinden kiraliyor. Peki nasil oluyor da daha ucuza frekans kiralaniyor? 
 
Uydu Yayinciliginda Haksiz Rekabet:
TÜRKSAT`ta yer alan dijital platformlar kiraladiklari frekanslari TÜRKSAT standartlarinda degil, kendi standartlarinda kiraya verebiliyor. Dolayisiyla bir televizyon kanali daha düsük bir kapasite kiralayarak yayinlarini sorunsuz bir biçimde sürdürebiliyor. Daha ucuza frekans kiralayabilen bu tür televizyon kanallari Türkiye`de yerel/bölgesel/ulusal televizyon yayin ruhsatina sahip degiller. Dolayisiyla Türkiye`de kayitli birer sirket ve yayin kurulusu olma özellikleri bulunmuyor. Bu nedenle, yayinlari RTÜK tarafindan denetlenemiyor. TÜRKSAT ise içerik denetleme yetkisine sahip degil. Dolayisiyla TÜRKSAT uydularinda yayin yapan kimi televizyon kanallarinin yayin içerigi ciddi tartismalara neden oluyor. Erotik içerikler kadar, dogrudan satisa yönelik içerikler de tartismanin odaginda yer aliyor.  Üstelik bu kapsamdaki televizyon kanallari Türkiye`den yayin yapan televizyon kanallarinin içeriklerini oldugu gibi alip yayinlayabiliyor. Yayin haklari ihlalleri de önemli bir sorun olarak karsimiza çikiyor.
 
Sonuç olarak, uydu yayinciligindaki bosluklar daha önceki dönemlerde yasadigimiz sorunlara benzer sorunlar yaratmaya devam ediyor. 1989 yilinda Magic Box adiyla baslatilan uydu TV yayini ülkemizde yayinciliktaki kamu tekelini fiilen ortadan kaldirmisti. 1990`li yillarda da Avrupa`dan yayin yapan ve bölücü terör örgütünün sesi olmaya özelligi tasiyan MEDTV sorunuyla karsilasmistik. MEDTV de tipki bugün TÜRKSAT`ta yer alan kimi kanallar gibi, bir ülkeden uydu yayin lisansi almis ve bir uydudan frekans kiralamisti. Türkiye Cumhuriyeti bu yayini durdurmak amaciyla yogun çaba sarfetmis ve yillarca netice alamamisti. 
 
Çalistay`da TÜRKSAT Genel Müdürü Ensar Gül`ü dinlerken, geçmisteki bu örnek olaylari hatirladim.  Yillar sonra ayni sorun, bu defa daha farkli bir sekilde olsa da, gündemimizi isgal ediyor. Baska ülkelerden uydu yayin lisansi alan ama Türkçe konusan kimi kanallar TÜRKSAT üzerinden yayin yapiyorlar. Üstelik bu faaliyeti Türk kanallarindan çok daha ucuza ve RTÜK denetiminden ve cezalarindan uzakta kalarak sürdürebiliyorlar. Özellikle yerel yayincilar hakli olarak bu durumu elestiriyorlar. Çok açik bir haksiz rekabet ortami olusuyor TÜRKSAT üzerinde. Peki nasil oluyor da bu kadar önemli bir konuda düzenleme yapilamiyor?
 
Cevap çok açik. TÜRKSAT lisansa bakiyor, içerik denetleme yetkisi yok. Uydu yayin lisansi baska ülkelerden alindigi için RTÜK`ün de içerik denetleme yetkisi yok. Dolayisiyla ortada bir bosluk olusuyor ve bu bosluktan yararlanan kimi yayin kuruluslari hem çok ucuza ve hem de içerik denetimine tabi olmadan uydu üzerinden yayin yapabiliyor. Uydu kullanim oraninin %90`nin üzerinde oldugu Türkiye`de, bu yayinlara nerdeyse hanelerin tamami erisebilmekte. Yayincilarin bu konuda dile getirdikleri sorun sadece rekabet kosullari açisindan degil, kamusal fayda açisindan çok önemli boyutlar içermektedir. Bu nedenle, acil olarak çözüm üretilmesi gerekmektedir.
 
Çözüm yollari içinde yasal düzenlemeler önemli bir yer tutuyor. Ancak 2011 yilinda degistirilen 6112 sayili Kanun bile bu sorunlara çözüm üretme konusunda yetersiz kaliyor. Söz konusu kanunun acil olarak degistirilmesi ve yayincilik alanindaki yeni sorunlara çözüm üretecek hükümler içerecek hale getirilmesi gerekiyor. RATEM Baskani Yusuf Gürsoy`un israrla altini çizdigi degisiklik talebine RTÜK Baskani Ilhan Yerlikaya da olumlu yaklasiyor. Somut önerilerin tartisilmasi ve 6112`de gerekli degisikliklerin gerçeklestirilmesi konusunda hayli istekli görünen Yerlikaya, RTÜK cephesinde de degisiklik ihtiyacinin varoldugunu belirtti. Özellikle seçim dönemlerinde YSK`nin yayin kuruluslarini denetleme yetkisinin RTÜK`e devredilmesi konusunun önemi üzerinde durdu. 
 
Dolayisiyla, bütün taraflar 6112 sayili kanunun yeni sorunlara çözüm üretecek sekilde degistirilmesine ihtiyaç olduguna inaniyor. En azindan bu konuda bir mutabakat olusmus durumda. Yayincilarimizin bu zemini iyi degerlendirerek RATEM`in öncülügünde somut önerilerini gelistirmeleri ve paydaslarla paylasarak mutabakat saglamasi büyük bir önem tasimaktadir. RATEM yayincilik sektörünün sorunlarina kalici çözüm üretme kararliligini 15. Yil Çalistayi ile gösterdi. Dileriz, bu kararlilik somut çözümlerle devam eder.  



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —