Haber Merkezi/Gazete Esenler
"SEHIR VE EKONOMI" MASAYA YATIRILDI
IBN HALDUN'A GÖRE SEHIRCILIK
Birinci Oturum, Prof. Dr. Ibrahim Erol Kozak'in Ibn Haldun'un Sehirler, Sehircilik ve Çevre Ekonomisi ile ilgili görüslerini sunmasiyla basladi. Ibn Haldun'a göre sehirlerin medeniyetin besigi oldugunu söyleyen Kozak, yine Ibn Haldun'un sehirlerde yönetimin israflari, asiri vergiler, tüketim gibi sebeplerle çöküntüler yasadigini, sehirlerimizin emniyetli, sagliga elverisli ve israfa kaçmadan kurulmasi gerektigi görüslerini dinleyenlere hatirlatarak sehircilikle ilgili fikirlerini paylasti.
MEDINE VE EKONOMI
Panelde ikinci konusmayi yapan Prof. Dr. Bedri Gencer, Ilahi Bir Ekonomi Olarak Din ve Medine baslikli konu hakkinda dinleyenleri aydinlatti. Sehirle ekonomi arasinda baglanti kurulacak en iyi konunun din oldugunu belirten Gencer, baris ile ticaretin Islam'da zirveye çikmasinin tesadüf olmadigini söyledi. Bedeni tasavvur ile Medine ve ekonomi arasinda kurulan baglantiyi da anlatan Gencer, birlik, bütünlük, hiyerarsi, otarsi ile din ve ekonomi arasindaki baglantiyi açiklayarak sözlerini tamamladi.
SEHRIN CAN DAMARI VAKIFLAR
Gencer'in ardindan konusan Prof. Dr. Tahsin Özcan, Vakif ve Sehir Ekonomisi konusuyla ilgili görüslerini paylasti. Vakiflarin sehrin merkezinde yer aldigini ve sehrin can damari oldugunu belirten Özcan, vakiflarin sehri yasanabilir hale getirdigine dikkat çekti. Özcan, vakiflari serveti sosyallestiren kurumlar olarak tanimlayarak, vakiflarin sehir ekonomisine katkilarina degindi. Istanbul'da binlerce vakfin, sehrin ihtiyaçlari için hizmet verdigini söyleyen Özcan, "Sehir demek, vakif demek" dedi.
YASANILAN SEHIRLER GEREK
Sabahattin Zaim Islam ve Ekonomi Sempozyumu'nun birinci oturumunda son konusmayi Prof. Dr. Ersin Nazif Gürdogan yapti. Sehir ve Ekonomi konusundaki düsüncelerini açiklayan Gürdogan, "Bizim kültürümüz ticaret kültürü. Peygamber Efendimiz (s.a.v), O'nun esi, Imam-i Azam ticaretle ugrasmislar. Ticaretin olmadigi yerde gelisme ve dönüsme olmaz" dedi ve ticarette kazan-kazan stratejisinin geçerli oldugunu söyledi.
Sehirleri medeniyete tutulmus bir aynaya benzeten Gürdogan, "Mekke sehirlerin anasi, Kâbe ise insanligin bildigi ilk yapidir" dedi. Aydinlarin ortak görevinin çalisilan degil, yasanilan sehirler ortaya çikarmak oldugunun altini çizen Gürdogan, estetik anlayisimizi sehirlere yansitmamiz gerektigine de vurgu yapti. Gürdogan, mezarlarin yerin altinda bile olsa göze güzel görünmesi gerektigini söyledi.
Sempozyumun birinci oturumu, dinleyicilerden gelen sorularin cevaplanmasinin ardindan oturum yöneticisi ve konusmacilara takdim edilen plaket ve hediyelerle sona erdi.
IKINCI OTURUM
Prof. Dr. Nazim Ekren'in yönetiminde baslayan ikinci oturumun konusu ise, Güncel Sorunlar Isiginda Sehir ve Ekonomi'ydi. Oturum yöneticisi Ekren, sehirlerin dogru yapilanmasinin önemine deginerek, "Sehir yapilanirsa ekonomi gelisir ve ekonomik iliskiler de iyi kurgulanir" dedi.
ISTANBUL'DA YASANAN BÜYÜK DEGISIM
Ikinci oturum, Prof. Dr. Murat Güvenç'in sunumuyla basladi. Istanbul'da Kentsel Dönüsüm Baglaminda Iktisadi ve Sosyal Degerlendirmeler konusundaki görüslerini paylasan Güvenç, Istanbul'un 1946 yilindan bugüne kadar geçirdigi degisimi, nüfus artisini ve beraberinde binalarin sayisindaki artisi barkovizyon esliginde fotograflar üzerinden göstererek anlatti. "Istanbul, dünya sistemine eklemlenmis bir kent" diyen Güvenç, "Istanbul'u kendi üzerinde yenileyip çatilar okyanusu haline getirmis durumdayiz" seklinde konustu.
SOSYAL YAPILARA YÖNELMELIYIZ
Kentsel dönüsüm ve Istanbul'un yeniden insasi konusunda dinleyenleri aydinlatan Dr. Mimar Sinan Genim ise "Insanlari dönüstürmekten kentleri dönüstürmeye basladik" diyerek dönüsüm kelimesinin kendisine ters geldigini söyledi. Bugün anitsal yapilar yerine daha sosyal yapilar kullanilmasi gerektigini belirten Genim, Istanbul'un eski görüntülerini ve yapilanmasini barkovizyon üzerinde gösterdigi fotograflar esliginde anlatti.
KENTSEL DÖNÜSÜM BIR FIRSAT
Genim'in ardindan konusma yapan Doç. Dr. Yildiray Yildirim da, Kentsel Dönüsüm ve Finansman konusunu anlatti ve yenilikçi finans teknikleri ile kamu-özel sektör ortakliginin yapilanmasi gerektigini söyledi. Yildirim, yapilan arastirmalara göre kentsellesme oraninin artmasiyla Gayri Safi Yurtiçi Hasila'nin da genellikle arttigini hatirlattiktan sonra yine yapilan arastirmalarin yüksek katli konutlarda yasayan insanlarin ruh sagligiyla alakali daha çok yardim aldigini ve buralarda yasayan çocuklarin da gelisimlerini daha geç tamamladiklarina degindi. Yildirim ayrica kentsel dönüsümle ilgili olarak "Kentsel dönüsüm, ekonominin canliligi için ve yeni finans tekniklerinin kullanimi için bir firsat penceresi" dedi.
MÜDAHALELER AHENGI BOZMAMALI
Ikinci Oturum'un son konusmasini yapan Doç. Dr. Alev Eriket de Sehir ve Ekonomi iliskileri baglaminda tarihi Yarimada'ya dikkat çekti. Kentsel müdahalelerin kentin kendi içinde olusturdugu ahengi bozmayacak sekilde olmasi gerektigini belirten Eriket, boomerang etkisi konusuna dikkat etmemiz gerektiginin altini çizdi ve özellikle yapilan müdahalelerin tarihi Yarimada'nin dinamigine uygun olmasi gerektigini de vurguladi.
SEHIRLER KIMLIGI YANSITMALI
Plaket ve hediye takdimleriyle sona eren ikinci oturumun ardindan Prof. Dr. Yusuf Balci, sempozyumun genel degerlendirmesini yapti. Konusmasina Prof. Dr. Sabahattin Zaim ile ilgili görüslerini paylasarak baslayan Balci, Zaim'in Türkiye tarihinde yasamis, döneminin en etkili kisilerinden biri oldugunu söyledi. Zaim'in mekânin önemini her zaman çok iyi ifade ettigini hatirlatan Balci, Türk- Islam dünyasinin temel probleminin kimlik problemi oldugunu belirtti ve sehirlerin de kimligi oldugunu söyleyerek kimligi olan sehirlerin akilda daha kalici oldugunun altini çizdi.
Genel degerlendirme sonrasinda Prof. Dr. Yusuf Balci'ya plaket ve hediye takdiminin ardindan verilen kokteylle, besincisi düzenlenen Sabahattin Zaim Islam ve Ekonomi Sempozyumu sona erdi.