Sile'de yasanan gemi faciasi ve kurtarma skandali ardindan yetkililerden tatmin edici bir açiklama gelmedi. Oysa, "ilk ekibin denize inmeyi reddetmesi"nden "kurtarma botunun kosullara uygunlugu"na kadar birçok soru gündemdeydi.
Dün gazetemizin mansetinden sordugumuz ancak yetkililerin hala yanit vermedigi o sorulari deneyimli bir isimle yanit aradik: Istanbul Aydin Üniversitesi, Türkiye Afet Arastirma, Egitim ve Uygulama Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Kubilay Kaptan. Kaptan, yillarca arama kurtarma faaliyetlerinde görev alan bir isim. Sile'deki kurtarma faaliyetlerine katilanlari da bizzat taniyor. Iste, ölümlerin ardindan yetkililerin yanit vermedigi sorular ve Kaptan'in cevaplari:.
Ilk kaptan suya inmeyi neden reddetti?
Hava kosullari neticesinde yardim botunun o kosullara dayanamayacagi için denize inmedigi açik. Ilk ekipteki arkadaslardan ikisini birebir taniyorum. Son derece can siperhane çalisan arkadaslarimiz. Büyük bir risk olmasaydi görevden çekilme olmazdi. Ilk ekipteki arkadaslarimizin girmek istemedigi sadece bir yorumdur. Risk görevin tehlikesi degil. Geminin kurtarilmasi degil. Risk; hava kosullari, kayalik, mendirek ve siddetli rüzgar nedeniyle ortaya çikti. Ilk ekip bu nedenlerle, hakli olarak direndi diye düsünüyorum.
Neden yeni bir kurtarma ekibi olusturuldu?
Birinci ekip reddettiyse, kosullar kurtarma botu göndermenize engelse kurtarma seklini degistirmeniz lazim. Örnegin "havadan kurtarma" sekli bu gibi durumlarda etkili olabilir. Helikopter daha sonra geldi. Halat gibi eksiklikler oldugu için yukaridan müdahalede bulunulmadi. Ikinci bot, üçüncü bot göndermenin anlami yok.
Mevcut botlar Sile'deki kosullara uygun muydu?
Sorun o zaten. Bizim botlarimiz 360 derece dönebilen batmayan botlardir. Fakat kayalikta risk tasir. Iç tertibati çeliktir. Kayalara vurursa yirtilir kagit gibi. Mendirek kayalari çok uzaga tasiyor. Denizin tam ortasinda mendirek gibi bir engel var. 9 kilometre uzakta gemi. Bir yerden sonra motor kayaliklara sürükleniyor. Bot mendirege çarpinca kalmasi mümkün degil. Açik denizde hiçbir sey olmazdi. Arkadaslarimiz kurtulurdu. Ama Sile'deki kosullarda o botun çikmasi büyük yanlis...
Ilk kurtarma ekibi suya inmeyi reddederken ikinci ekip nasil kabul etti?
Iyimser bir yorumla arkadalarimizin kurtarma istegi denebilir. Ikinci alternatifse bir zorlama olmus olabilir. Hangisinin oldugunu bilemiyoruz. Oradaki balikçilarla ve akrabalariyla konustugumuzda bir zorlama oldugunu söylüyorlar. Öyle ya da böyle kendi baslarina, kendi istekleriyle böyle büyük bir risk alacaklarini zannetmiyorum.
Ikinci ekibin olusturulmasini veya suya indirilmesi emrini kim verdi?
Biz de bilmiyoruz. Bize de bagli bir kurtarma-arastirma ekibi var. Benim kararim olmadan adim atamazlar. Mesela sel nedeniyle arkadaslarimiz Çanakkale'ye gittiler. Arkadaslarimizin ilk yaptigi beni aramak oldu. Kosullari anlattilar. Ben de inceleme yaparim, "suraya kadar gidin, daha fazla gitmeyin" derim. Önemli olan sudur: Kurtarma ekibi kurtarma için gittiginden, kurtarmaya çalistigi insanin riskini alamaz. Kendisini daha güvende hissetmesi lazim. Asiri sekilde tedbir almasi lazim. Çünkü kendisi yasamini yitirdigi zaman kurtarmak istedigi insanlar da yasamini yitirir. Bu nedenle kurtarma ekibinin güvenligi maksimum önemdedir. Bunun sorumlulugu da ilgili yetkililerdedir. Onlarin kontrol etmesi ve denetlemesi gerekir.
BALIKÇILAR NEDEN ORADAYDI?
Ya ölen balikçilar...?
Balikçilardan birisi kurtarma ekibindekileri kurtarmaya çalisirken dalgalar arasinda kayboluyor. Digeri arkadasini kurtarmaya çalisirken ölüyor. Balikçilar neden orada? "Sen merak etme biz kurtaracagiz" demezseniz, onu oraya gitmekten alikoyamazsiniz. Insanlarin arkadaslari, onlara kurtarma faaliyetiyle güven verilmeliydi. Ama öyle olmadi. Bunlar çok aci olaylar. Kurtarmaya gönderdiginiz insanlari kurtaramiyorsunuz. Van depreminde de benzer seyler yasandi. Van'da kurtarmaya gelen bir yeri kaziyor, ikinci ekip onun üzerine toprak atiyor. Zamaninda müdahale ise yarar, zamaninda olmayan bir ise yaramaz. Kazanin ilk anlarinda bir helikopter ya da güçlü bir bot olsaydi, en azindan cansiz bedenlerine ulasilabilirdi. Aninda müdahale edemiyoruz.
CAN YELEKLERI SORUNU
Ölen kaptanin üzerinde can yelegi olmamasi konusu da çok tartisiliyor... Sizce kaptanin suçu mu?
Bu tür yorumlar kesinlikle haksizlik, ayip böyle konusulmasi. Bu insanlarin can yelekleri olsaydi, kayaya çarpiktan sonra yasamda kalmasini ne saglayacak? Can yelekleri giyilmemesi eksiklik. Hiçbirinin can yelegi olmamasi; bu da eksiklik. Bu insaatlarda isçilerin baret takmamasi gibi bir sey. Ama insaatta bu santiye sefinin sorumlulugudur. Dolayisiyla kurtarma ekibinin kendi içlerindeki tedbirsizlikten ziyade genel tedbirsizligin sonucudur. Tam denize açilmadan kontroller yapilmaliydi. Yetkililer de bunu denetlemeliydi. "Arkadaslarimiz zaten deneyimli, kendileri gerekli önlemleri alir" denilemez. Can yeleklerinin olmamasi bile alelacele müdahale edildigi ve gereken önlemlerin alinmadigini gösteriyor.(Istanbul/EVRENSEL)
CEMIL KAPTAN UGURLANDI
Sile'de, alabora olan kurtarma botunun kaptani Cemil Özben, son yolculuguna ugurlandi. Özben'in cenazesi, evinin önünde helallik alindiktan sonra Üsküdar Küçüksu Camii'ne getirildi. Cenazeye Ulastirma Bakan Yardimcisi Yahya Bas, Üsküdar Belediye Baskani Mustafa Kara, Ümraniye Belediye Baskani Hasan Can, Sile Belediye Baskani Can Tabakoglu ve Kiyi Emniyetinden çok sayida mesai arkadasi katildi. Bu arada Cemil kaptanin esi Gülay Özben, gözyaslarina boguldu. Özben, kendisine uzatilan mikrofonlara konusacak durumda olmadigini söyledi. Cemil Özben'in yakinlari ve mesai arkadaslari da gözyasi döktü. Cenaze, daha sonra Kandille Mezarligina götürüldü.