Tarih: 07.08.2013 10:39

Su resmi bize anlatabilir misiniz sayin vali?

Facebook Twitter Linked-in

Resim cumartesi günü gerçeklesen polis ve bazi sivillerin, göstericilere "müdahale"sinden bir an. Twitter'da gördüm. Saniyorum Radikal'den Serkan Ocak'in. Serkan'in ya da resmi çekenin anlayisina siginarak buraya da aldim. Zira olup biteni gayet net anlatiyor. Ve saniyorum Istanbul Valisi basta olmak üzere devlet görevlilerinin bize, daha dogrusu vatandaslara bu resim hakkinda bazi açiklamalar yapmasi gerekiyor. Ve elbette sadece bu resim hakkinda degil, cumartesi günü ve daha önce olanlar hakkinda da.

Konuyla ilgili herkesin bildigi gibi Taksim Dayanismasi, 6 Haziran'da çikan ve devletin Gezi Parki üzerindeki tasarruflarini iptal eden Istanbul 1. Idare Mahkemesi kararini elden teslim etmek üzere Taksim'e çikma çagrisi yapmisti. Bu gösteri iki yönden sonuna kadar yasaldi: 1) Gezi Parki ile ilgili projelerin ta 6 Haziran'dan beri yasal bir dayanagi olmadigi ortaya çikmisti. Dolayisiyla devletin birakin haftalardir yaptiklarini, parki günlerdir topluma kapatmasi da artik iyice keyfi bir hale gelmekteydi. Yani isin basindan beri aslinda yasadisi davranan devletti. Gösteri bu yasadisiligin altini çizecekti. 2) Böyle bir gösteri için kimseden izin almaya gerek yoktu. Türkiye'de toplanti ve gösteri için izin almaya zaten gerek yoktu, bu anayasal bir hakti. Ancak Istanbul Valisi, gösteriye izin verilmeyecegini ilan ederek yine hukuksuz bir eyleme imza atti. Yetmedi Içisleri Bakani da "TOMA'siyla, polisiyle orada olacagiz" diyerek devletin kendini bu konuda nasil da bir taraf haline getirdigini açik etti ve ayri bir hukuksuzluga imza atti. Devlet bütün bu hikayenin basindan beri yaptigi gibi cumartesi günü de hukuksuz davranmaktaydi.

Dayanisma ve çok sayida vatandas cumartesi günü Taksim yakinlarinda toplandilar. Ve daha gösteri baslamadan polis müdahalesi basladi. Son iki haftadir yasananlardan daha sert bir müdahale oldugunu hemen görüldü. TOMA'lar Istiklal Caddesi boyunca göstericilerin pesinden gitti, tazyikli sular sikildi, bunu gaz bombalari izledi. Özetle gayet barisçil, kendi halinde birakildiginda kimsenin burnu kanamayacak ve muhtemelen bir-iki saat sonra bitecek gösteri, polisin müdahalesiyle çigrindan çikarildi. Yetmedi, ara sokaklara dagilan göstericilerin pesinden gidildi. Onlarca insan gözaltina alindi, çok sayida gazeteci, polis tarafindan saldiriya ugradi, tekmelendi, yere düsürüldü.
Devlet, özetle bir seylerin (ne oldugunu bilmiyoruz) intikamini almaktaydi. Böylesine bir sertligin, tahammülsüzlügün, daha dogrusu "hincin" baska bir açiklamasi yok çünkü.Yetmedi. Bütün bu "müdahale"ler sirasinda geçtigimiz haftalarda da zaman zaman rastladigimiz "sivil" kisiler görüldü. Bunlardan biri resimde görülen kisidir. Simdi su sorulari herhalde sormaliyiz.

-Resimde görülen kisi bir sivil vatandas midir? Eger öyleyse nasil oluyor da polisle beraber "müdahale"de bulunuyor?
-Ya da resimde görülen kisi bir sivil polis midir? Eger öyleyse sivil polislerin ellerinde sopalarla toplumsal vakalarda boy göstermesi normal midir? Türkiye böyle bir ülke midir?
-Soru degil de, su var bir de. Resimde ayrica en solda gösterici mi, oradan geçen biri mi oldugunu tam bilemedigimiz bir kisi daha var. Polisin gaz bombasi fisegini ateslemesiyle kendini savunmaya almis. Bence resmin üçüncü ve ayni derecede önemli unsuru da o. Zira bu üçüncü unsurun da katilmasiyla resim sadece Taksim civarinda olanlari degil aslinda Türkiye'deki genel manzarayi da anlatmaya basliyor. Hak aramak için sokaga çikan kendi halindeki vatandaslarin durumunu. Evet hak aramak için sokaga çikiyorsaniz böyle bir manzarayi hesaba katmaniz gerekiyor. Elinizde silah vs olmadiginda, barisçi bir gösteri düzenlediginizde bile karsinizda devletin "orantisiz" siddetini (fisek yine hedef gözeterek ateslenmis)ve resmi mi sivil oldugunu bilemediginiz bazi "yardimci"larini bulursunuz. Yapacaginiz tek sey, kendinizi korumaya almak, sonrasinda ise devletin kara propagandalari, yalanlari ile basa çikmaya çalismaktir.

Bitirmeden su notu da düsmek isterim. Bu yaziya aslinda elinde satir ile göstericilerin arasina dalan (ve gözaltina alindiktan sonra nasil oluyorsa serbest birakilan) "esnaflar"in resmini de koyabilirdim. Koymadim. Öncelikle: o gaddarca manzarayi bir kez daha paylasmak istemedim. Ancak bu konuyla ilgili olarak da valiye ve devlete sorulmasi gerekten sorular var elbette.

Sadece geçtigimiz cumartesi degil, epeydir bazi satirli, biçakli gruplarin göstericilere saldirdigi, kösebaslarinda nöbet tuttugu biliniyor. Bu gruplarin bilhassa Sishane, Kasimpasa, Tophane civarlarinda yogunlastigi da biliniyor. Bu gruplarla ilgili herhangi bir önlem aliyor musunuz? Yoksa cumartesi günü yasandigi gibi bu kisilerin insanlara saldirmasini mi bekliyorsunuz. Saldiri sonrasinda mi önlem alacaksiniz? Saldiri sonrasinda alacaginiz önlem nasil bir sey olacak? Gözaltina alip "çok zarar etmis" diye açiklama yapip serbest birakmak seklinde mi?

Siradaki soru ise valiye degil, daha çok Hükümet'e ve onun bu konudaki görüslerini savunanlarla. Yarattiginiz atmosferle, toplumun bir kesimini göstericilere düsman etmeyi basardiniz. Bunlarin çogunu yalan söyleyerek yaptiniz. Simdi ortaya çikti ki bütün bu islere dayanak olan tasarrufunuz da yasadisidir. Bu atmosferi yasatmaya daha ne kadar devam edeceksiniz? Illa kan akmasini mi istiyorsunuz? Toplumun bir kesimi diger kesim üzerine satirla sopayla saldirdiginda rahatlayacak misiniz? Bütün bunlar yasanmisken Basbakan Erdogan'in dün hala göstericileri kastederek "Esnaftan ve sivil vatandaslarimizin araçlarindan ne istediniz?" demesi yeni "esnaf"lara yol vermek degil midir? Kafanizda kurdugunuz, propagandacilarinizin elbirligiyle büyüttügü "darbe" paranoyasindan bu yolla mi kurtulacaksiniz? "Sandik disinda baska yol arayanlara benim milletim geçit vermez" diyorsunuz.. Bu göstericilerin her gün "darbe" fikriyle uzaktan yakindan ilgileri olmadigini size ispatlamalari mi gerekiyor? Çok yüzeysel bir bakisla bile bu gösterilerin öyle bir mesele ile ilgisi olmadigini anlamak kolayken bu yolda israr etmenizi nasil anlamaliyiz? Dogrusunu isterseniz cumartesi günü yasananlardan sonra asil baska sorular akla geliyor.

Söyle ki:

Göstericileri düsmanlastirarak, toplumun da onlara saldirmasini saglayarak, daha dogrusu buna uygun bir zemin, atmosfer yaratarak, insanlara bu konuda "yesil isik" yakarak zaten Taksim'de varolan fiili sikiyönetimi yurdun daha genis bir kesimine mi yaymak istiyorsunuz? Tüm gösterileri, tüm hak arama toplantilarini daha bastan "suçlu" hale mi getirmek istiyorsunuz? Insanlari sokaga çikmaya korkar hale mi getirmek istiyorsunuz? Medya, is dünyasi, yargi, istihbarat, bürokrasi, ordu elinizde iken, emrinize amade iken, kimden "darbe" bekliyorsunuz? Su parki herkese açmanizdan ve su polis siddetine artik bir son vermenizden baska bir sey istemeyen bir grup göstericiden mi? Su soruya beraber cevap verelim o vakit: az önceki tabloyu da dikkate alarak düsündügümüzde darbe yapmaya, daha dogrusu söyle diyelim, Louis Bonaparte'vari bir 18 Brumaire'e kim daha yakindir? Hükümet mi, göstericiler mi?

YETVART DANZIKYAN

YETVART
DANZIKYAN/Radikal




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —