Tarih: 02.08.2013 10:22

 Türkiye, Sanghay`a girebilir mi?

Facebook Twitter Linked-in

Basbakan Erdogan'in Çek Cumhuriyeti ve Macaristan ziyaretindeki konusmalarini izleyenler, Erdogan'in tarzina biraz yabanciysa; "Türkiye'nin Basbakani Sanghay Isbirligi Örgütüne girmeye karar vermis. AB ile ipleri koparmak için bu ziyaretleri vesile yapmis" demislerdir.

Çünkü Basbakan Erdogan ve ilgili ilgisiz bakanlari, AKP sözcüleri, AB'den gelen basin özgürlügü ve adil yargi elestirilerini karsilamak için AB'ye karsi sertligi, açikça "Eger bizi AB'ye almiyorlarsa biz de Sanghay Isbirligi Örgütüne gireriz" diye tehditkar bir biçimde ifade etmekten geri durmuyorlar.

Basbakanin böyle birden Sanghayci kesilmesini, Erdogan'la çok sert karsitlik içinde olduklarini söyleyen ulusalci cephenin temsilcileri, Basbakanin sonunda dönüp dolasip Avrasyaciliga geldigini söyleyerek, bu tutumu "yetmez ama evet" çizgisinden onayliyorlar. Ve gelismelerden memnun görünüyorlar.

TÜRKIYE'NIN SANGHAY GIRISIMI YENI MI?

Türkiye'nin Sanghay Isbirligi Örgütüne basvurusu 2005 yilinda yapildi. Ama, 2005'ten 2012'ye kadar Türkiye'nin basvurdugunu Çinli diplomatlar kabul bile etmiyor, gazetecilerin sorularina Çinli yetkililer, Türkiye'nin böyle basvurusu mu varmis" diye yanitlar veriyordu. Ancak 2012 Haziraninda Türkiye'ye hiç bir etkinligi olmayan "diyalog ortakligi" sifati verilirken, ayni toplantida Afganistan'a "gözlemci üyelik" hakki taninmisti. Dolayisiyla Türkiye'nin Sanghay Isbirligi Örgütünde de sekiz yillik bir serüveni var, orada henüz "gözlemci üye" (aday üye) bile degil. Belki "aday üyelik adayligi" diyebilecegimiz bir statüde.

"Diyalog ortakligi" sadece bazi önerilerde bulunan bir statü. Sanghay Isbirligi Örgütünde, AB'de Fransa'nin üslendigi, Türkiye'yi AB'ye sokmama rolünü örgütün en etkin üyesi Çin üstlenmis bulunuyor. Rusya daha ilimli ve örnegin Putin saka yollu olsa da "Sizi bizim örgüte alalim" derken Çin, Türkiye'yi Sanghay Isbirligi Örgütüne hiç bulastirmamak istedigini her vesile ile yineliyor. Ama Türkiye'nin Bati emperyalizmi ile içli disliligi dikkate alindiginda ve oynadigi rol dikkate alindiginda su çok açik ki; eger gerçekten "Türkiye'yi birlige alip almama" tartismasi olsa, Rusya'da, hatta "kardes ülkeler" Kazakistan, Kirgizistan, Tacikistan, Özbekistan gibi bütün "…istanlar" da "hayir" derler. Çünkü bugün Bati emperyalizminin stratejisinin etkin bir ülkesi olmasinin yani sira Türkiye'nin bu ülkelerde 1990'lardaki sicili hiç de temiz degil. Öyle ki, Sovyetler Birligi'nin (SB) dagilmasindan sonra kendisini "Türk dünyasinin efendisi", bu ülkeleri kendi "vasali"  gibi gören Türkiye bir yandan "agabeylik" adi altinda bu ülkelerin iç islerine karistigini, hatta kendine yakin adamlari iktidara getirmek için darbe tezgahlamaya kadar varan girisimler yaptigini kimse unutmus degil.

Çin ve Rusya'nin itirazlari için ise çok daha güçlü nedenler var. Türkiye'nin NATO üyesi ve ABD'nin sadik müttefiki olmasi, ABD'nin ve Bati emperyalizmi açisindan askeri bakimdan oldugu kadar enerji meselesinde de Rusya ve Çin'e karsi safta yer alan bir ülke olarak görülmesi en önemli engel. Nitekim Çinli diplomatlar bunu açik bir biçimde ifade etmisler.

TÜRKIYE SARTLARI YERINE GETIREBILIR MI?

Bu yüzden de, Erdogan ve Hükümeti, "  AB'den ayrilip Sanghay Isbirligi Örgütüne giriyorum" deyince kimse öyle kirmizi haliyla karsilayacak gibi görünmüyor, Hatta denebilir ki Türkiye'yi birlige almak için Çin ve Rusya'nin, AB'den bile çok sartlari olacaktir!
Örnegin, "Önce NATO'dan çikacaksin, sonra ABD ile ikili anlasmalari bozacaksin, Nabucco, Bakü-Ceyhan filan gibi Bati emperyalizminin enerji stratejisine hizmet eden tesebbüslerden uzak duracaksin. Suriye, Iran, Irak gibi ülkelere ABD'nin degil bizim gözümüze bakacaksin,... 'Adriyatik'ten Çin Seddi'ne büyük Türk dünyasi' hayalleri kurmaktan vazgeçeceksin!" gibi Türkiye'nin yerine getiremeyecegi sartlari olacaktir. Belki burada Türkiye, "Insan haklari ihlalleri, ifade ve basin özgürlügü, demokratiklesme adimlari,..." gibi sartlari karsilamayacagi için bu açidan rahat edecektir! Ama, eger Türkiye bu birlige geçekten girmek istese, su bir gerçek ki; Türkiye için Sanghay Isbirligi Örgütüne girmek AB'ye girmekten katbekat zor olacaktir.

'YENI OSMANLICILIK BITTI, AVRASYACILIK VERELIM'E MI GELDIK

Yakin tarihin Türkiye'nin dis politikasina bakildiginda, SB'nin çökmesi sonrasindan baslayarak Özal ve liberallerin basini çektigi dis politikada bugün Sanghay Isbirligi Örgütünde yer alan Türki cumhuriyetler, Türkiye'nin hinterlandi ilan edilmis, bu ülkelerin yer alti ve yer üstü servetlerinin yagmalanmasi için Özal ve bakanlarinin basinda oldugu yüzlerce is adaminin katildigi seferler düzenlenmistir.

"Kardes ülkelerin agabeyi" Türkiye, "Adriyatik'ten Çin Seddi'ne büyük Türk dünyasi" hayalini, palazlanan yeni yetme burjuvazi için bayrak yapmisti. Tansu Çiller bu bayragi aptalca bir hamaset esliginde sallamaya kalkinca, Moskova'da yemin billah özelestiri yapmak zorunda kalmisti.

Erdogan ise bu irkçi-milliyetçi, Türk-Islam sentezci yönelisi, yeni Osmanliciligin içine yedirerek bildigimiz yeni Osmanlici hayallerle cilalamisti. Ne var ki bu hayaller de Suriye, Iran ve Irak kapilarinda duvara çarpip parçalanmis görünüyor. Bu yüzden Erdogan'in "Madem bizi AB'ye almiyorlar biz de Sanghay Isbirligi Örgütüne gireriz" manevrasi, bir yaniyla da yeniden Avrasyaciliga dönmek ve elbette "yeni Osmanliciliga elveda" demek anlamina da gelmektedir.

Dolayisiyla Erdogan'in girisimi, gerçekte umutsuz bir girisim olarak görünse de yeni Osmanlici hayallerin sonuna gelindiginin isareti de sayilabilir. Belki de bu çikisin gerçekle ilgili tek yani budur.

Ama, kosullar 1996'lardan daha çok Çin ve Rusya lehine degismis, Türkiye ise bu ülkelerde o günlerdeki itibarini da yitirmistir.
Bu yüzden de sadece Türkiye'nin Bati emperyalizmiyle içli disliligindan öte, Sanghay Isbirligi Örgütü üyesi ülkeler bakimindan da, Türkiye'nin bu birlige alinmasina tek bir ülke bile içten destek verecek durumda degildir.

Türkiye'nin hem Avrasyaci ulusalcilari, hem de Türk-Islam sentezci Yeni Osmanlicilari bir de bu açidan geldikleri yeri düsünmelidirler.


SANGHAY ISBIRLIGI ÖRGÜTÜ NEDIR?

Sanghay Isbirligi Örgütü, Nisan 1996'da Çin ile komsu olan Rusya, Kazakistan, Kirgizistan ve Tacikistan ülkeleri arasinda sinir anlasmazliklarini çözmek ve sinir güvenligi insa etmek amaciyla kurulan Sanghay Beslisi adi verilen bir platformdan ortaya çikti. Haziran 2001'de Özbekistan'in katilimiyla, Sanghay Beslisi, Sanghay Isbirligi Örgütüne dönüstü.
Iran'in, gözlemci ülke statüsü ile kabul edilmesinden sonra enerji is birligi alaninda genisleyen örgüt, Afganistan, Pakistan ve Hindistan'in gözlemci ülke statüsünü kazanmasi ile Güney Asya bölgesi örgütün kapsamina girdi.
Cografi yakinligi olan örgüte üye ülkelerinin kapsadigi alan 37 milyon kilometre kare olup Asya'nin yüzde 74'ünü teskil etmektedir. Bu ülkelerin nüfusu ise 2.7 milyar olup dünya nüfusunun yüzde 40'ini olusturmaktadir.
Örgüt her ne kadar bölgesel sorunlar üstünden sekillenmis görünse de bugün gelinen yerden bakildiginda örgütün ABD ve Bati emperyalizminin dünyanin enerji kaynaklarini ele geçirme stratejisine karsi, bu stratejiye çomak sokmak üzere kurulmus Cin ve Rusya'nin Asya üzerindeki hakimiyetini tesisine hizmet eden bir emperyalist mihrak olarak biçimlenmistir. Nitekim bu alti ülkenin petrol ve dogal gaz kaynaklari tümüyle Rusya ve Çin'e akmakta, dünyaya da oradan pazarlanmaktadir. Onun içindir ki örgüt, Erdogan'in ve akli evvel danismanlarinin gösterdigi gibi AB'nin bir alternatifi degil ABD ve Bati emperyalizmin hegemonya stratejisine karsi bir alternatif olarak, emperyalist bir birlik seklinde biçimlenmektedir.


TÜRKIYE'NIN ÜYE OLMA GIRISIMI

Basbakan Tayyip Erdogan, Ocak 2005'teki Rusya ziyaretinde Türkiye'nin Sanghay Isbirligi Örgütüne üye olma istegini Rusya Devlet Baskani Vladimir Putin'e, Subat 2005'te ise Disisleri Bakani Abdullah Gül, Çin'e yaptigi ziyaret sirasinda bu istegi Çin Basbakani Wen Jiabao'ya iletmisti. Ancak, Türkiye'nin müracaati kabul edilmezken ayni dönemde basvuran Iran, gözlemci statüsüyle Sanghay Isbirligi Örgütüne kabul edilmisti. Temmuz 2005'te, Çin Disisleri Bakanligi Sözcüsü Liu Jianchao yaptigi basin toplantisinda, Türkiye'nin Sanghay Isbirligi Örgütüne basvurup basvurmadigi hakkinda bilgisinin olmadigini söyleyerek, Çin'in Türkiye'nin üyeligini istemedigini göstermisti. Çin, Türkiye'nin yalnizca Sanghay Isbirligi Örgütüne katilmasini istememekle kalmamakta ayni zamanda Asya Pasifik bölgelerindeki çok tarafli is birligi örgütlere üye olmasini da istememektedir. Ancak Türkiye'nin AB üyeligine Çin'in tam destek verdigi bilinmektedir. Örgütün Türkiye'ye tanidigi diyalog ortagi statüsü, örgütün karar alma mekanizmasindan uzaktir. Türkiye'nin Bati cephesinde görünmesi, AB üyeligi girisimleri ve NATO üyesi olmasi; Türkiye'nin Bati emperyalizmiyle baglantili, Rusya ve Çin'i rahatsiz eden dis politikasi, bu örgütü Bati emperyalizmine karsi Rusya ve Çin emperyalizminin bir dayanagi olarak kuran Rusya ve Çin için görmezden gelinemezdir. Bu yüzden de, Türkiye'yi örgüte almak yerine onu "diyalog üye" diye çevrelerinde tutmayi tercih etmektedirler.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —