Bundan 18 yil önceydi. Henüz 30 yasindaydim. Büyük oglum daha 4 yasinda. Ama kari-koca çalismak zorundaydik ve çalistigimiz isyerlerinde kres de olmadigi için oglum, bizden ayri ya kendi annemin ya da kayinvalidemin yaninda büyüyordu. Sonra, plansiz bir sekilde ikinci çocuga hamile kaldim. Ben aldirmak istedim çünkü ayni seyi bu çocukla da yasayacaktik. Fakat esim aldirmaya gönüllü davranmadi. Kürtaj yasak degildi tabii o zaman. Ama esim riza göstermedigi için devlet hastanesine gidemiyordum çünkü esimin de imzasi gerekiyordu. Ben de elimde olan az bir parayla bunu daha ucuza, gizli ve izinsiz bir sekilde yapabilecegim bir yer aradim. O zaman komsum imdadima yetisti. Kolumdan tuttugu gibi beni Unkapani'da bir kadin dogumcuya, nam-i diger Kasap Sükran'a götürdü. Yaptigi illegal kürtajlardan dolayi halk arasinda da basinda da bu unvani kazanmisti. Komsum da buraya sik sik geldigini, birçok kadini da getirdigini ve oldukça ucuz oldugunu söyledi. Bunlarin hepsi de dogruydu, üstelik esinin rizasini da almiyordu. Kasap Sükran, bu durumda birçok kadina iyilik yaptigini söyleyip övünüyordu.
Gittigimde ilk giriste bir oda içerisinde çekyatlar vardi. Ve bir sürü kadin… Adapazari'ndan, Bolu'dan, Izmit'ten, Anadolu Yakasi'ndan… Benim gibi az parayla bu sikintidan kurtulmayi düsünen bir sürü kadin sira bekliyorduk. En sonunda sira bana geldi. Bir odadan içeriye girdigimde üç çatal ve her birinin önünde bir tabure vardi. Içeriye giren üç kadin, üçümüz birden girip çatala çiktik. Sira bana geldiginde Kasap Sükran'in telefonu çaldi. Duydugum bir erkek sesiydi. Anladigim kadariyla bir ev meselesi üzerine uzun uzun tartistilar. 30 bin dolari birine kaptirmis, karsiliginda evi alamamis, bunun hesabini soruyordu. O zaman söyle düsünmüstüm: Bu kadar az paraya kürtaj yapiyor, bu kadar çok paraya sahip olup da nasil kaptiriyor? Demek ki sürümden kazaniyormus.
Bizi sirayla taburelere oturtup kisiye özel siringa ile ayni anda üçümüzü de kürtaj yapip eve gönderdi. Çok memnundum çünkü istemedigim bir gebelikten kurtulmustum. Derken, asil hikaye bundan sonra basladi. O kosullarda yapilan kürtajdan sonra 40 gün boyunca kanamam oldu. Artik halsiz düsünce devlet hastanesine gittim. Kürtajdan parça kaldigini söylediler.
Sihhi bir ortamda olmadigini ve niye devlet hastanesine gitmedigimi sorguladilar. Bir ay sonra kürtajin kürtajini oldum. Uzun süre kansizlik problemi yasadim. Ben esimden izin almadan istemedigim gebeligime son verme cesareti göstermistim. Birçok kadin gibi…Yasak olsaydi bile yine de birçok kadin gibi mutlaka bunun çaresine bakardim. Yalniz bir farkla… Yasak oldugu kosullarda yine içimde bir parça kalsaydi tam tesekküllü bir devlet hastanesine gidemezdim. Belki de asiri kanamadan hayatimi bile kaybedebilirdim. Saka gibi… Sanki anneleri bir kez daha cezalandiriyorlar. Çünkü biliyorlar ki hangi sartlarda olursa olsun istemedigi gebeligi mutlaka sonlandiracak. Kendi hayatina mal olsa bile…
Çok duymusuzdur, sis sokan, kanat sokan, yüksekten atlayan, kendini yerden yere atan, agir yük tasiyan, karnina ve kasiklarina yumruk atan… Yeter ki düsük yapsin. Bu çaresizlik içinde kadin, ölümüne bile olsa çaresine bakar. Yani kisacasi bu yasaklar kadin ölümlerini artiracaktir.
Duyuyorum, son zamanlarda günde siddet yüzünden ortalama 5 kadin ölüyor. Bu yetmeyecek, istemedigi gebelige son vermek isterken kendi hayatlarini kaybeden kadinlar eklenecek bu sayiya. Zengin kadinlar yurt disinda, fukara kadinlar ise merdiven altinda kürtaj olacak. Kürtaj asla engellenemez.
*ISTANBUL
Madam Restell
Madam Restell 6 Mayis 1812 yilinda Ingiltere'de Ann Trow adiyla dogmustur. Isçi bir aileye dogan Ann, 15 yasinda kasaplik yapan bir ailenin yanina hizmetçi olarak verilir. Hemen 1 yil sonra, 16 yasinda ise evlendirilir ve 19'unda bir kizi olur. Daha sonra esiyle beraber ABD'nin New York kentine göç ederler. Çok geçmeden kocasi sari hummaya yakalanir ve hayatini kaybeder. Kocasinin ölümüyle yoksullukla tek basina savasmak zorunda kalan Ann terzilik yapmaya baslar.
1836 yilinda ise New York Illustrated Times gazetesinde çalisan Rus asilli göçmen Charles Lohman ile evlenir. Ann'in hayatindaki bir dönüm noktasi olan bu evliligin ardindan erkek kardesinin New York'a tasinip bir eczanede çalismaya baslamasiyla yoksul kadinin hayati tamamen degisecektir. Çünkü Ann'in kadin sagligina olan ilgisi, kocasi ve erkek kardesinin destegiyle birlikte ticari meyvelerini vermeye baslar. Çesitli hastaliklar için gizli reçetelerin yani sira hazirladigi dogum kontrol haplari "Madam Restell" markasi altinda piyasaya sürülür ve gazetelerde verilen reklamlarinda etkisiyle çok geçmeden diger sehirlere, hatta diger eyaletlere kadar genisler. 29 Aralik 1840 tarihli Sun gazetesindeki bir ilan su sekildedir:
KADIN HAPLARI – MADAM RESTELL, Kadin Doktoru, kadinlari haplarinin sasmaz bir ******** düzenleyici oldugu konusunda bilgilendirir. ********** durumunda kullanilmamalidir. Sadece kendisi tarafindan hazirlanir ve satilir.
Yukarida ****** seklinde geçilen yerler illegal kosullarda hazirlanip satisa sunuldugu için belirtilemeyen "ay hali" ve "hamilelik" kelimeleridir. Madam Restell'in ününün asil kaynagi ise yasal olmayan kosullarda gerçeklestirdigi kürtajlardir. Birçok defa muhafazakar kanun adamlari tarafindan yakalansa da bazen delil yetersizliginden bazen rüsvet, bazen de toplumda "saygin" insanlarin eslerinin kürtajlarini açiga vurmakla tehdit ederek tutuklamalardan kurtulur. 1841 yilinda ise Hudson Nehri'nde bulunan bir kadin cesedine yapilan otopsi sonucu kadinin merdiven alti kürtaj yüzünden öldügü ortaya çikar ve Madam Restell bu suçlamayla tutuklanir. Fakat yine kanitlanamadigi için serbest birakilir. 1878'deki son tutuklanisi ise oldukça çarpici bir se-kilde gerçeklesir. Dönemin muhabirlerinin anlattigina göre, ünlü 5. Cadde'deki malikanesi basildiginda Madam Restell, sag eli yumruk seklinde, yerde utancindan aglayan örtülü bir kadinin rahminde tam bir kürtaj operasyonunun ortasindadir. 40 yili kürtaj yaparak geçen ha-yati intiharla sona erdiginde Madam Restell'in servetinin 500 bin dolar (bugünün parasiyla 12 milyon dolar) oldugu söylenmektedir. Madam Restell, ABD tarihinde kürtaj tartismalarin önemli bir konusu olmus, hakkinda birçok yazi ve makale kaleme alinmistir.