Tarih: 01.01.2018 00:00

Vur emrini Basbakan verdi

Facebook Twitter Linked-in

 

CHP Genel Baskan Yardimcisi Sezgin Tanrikulu ile 1. yilinda Roboskî Katliami'ni, etkilerini, hükümetin bugüne kadarki tutumunu konustuk. Böylesi bir operasyona ancak Basbakan Tayyip Erdogan'in onay verebilecegini söyleyen Tanrikulu, "Bugün AKP'nin çözmek istedigi her sorun çözülür. Erdogan Genelkurmay Baskanindan istedigi bilgileri alamamasi mümkün degil. Ama açiga çikmasini istemiyor çünkü sorumlu kendisi. Katliam talimatini veren Basbakan'dir" dedi.

Roboskî Katliami 1. yilinda. Hâlâ sorumlular yok, yargilama yok, adalet yok. Katliamdan bugüne gelinen süreci nasil degerlendiriyorsunuz?

Katliamin kendisi ve katliamdan sonra hükümetin aldigi tutum yeni devletin tutumu olarak algilanabilir. Bu, Kürt meselesinde bir dönüm noktasina tekabül etmistir. AKP, yeni devletin sahibi oldugunu, yeni devletin kendisi oldugunu gösterdi. Bunu, perçinledi. Basbakan ilk 24 saatte açiklama yapmamakla, katliami bir 'operasyon hatasi' olarak nitelemekle, israrla magdurlardan ve Türkiye halkindan özür dilememekle, operasyondan sonra Genelkurmay Baskani'na tesekkür etmekle yeni devletin sahibi oldugunu ortaya koydu. Hükümet sözcüleri de özellikle Içisleri Bakani Idris Naim Sahin, sözleri ile bu katliama sahip çikti. Katliamin magdurlarini yurttas olarak degil öldürülmesi gereken unsurlar olarak algiladiklarini ortaya koymuslardir.

'BASBAKAN ACI DUYMUYOR VE KATLIAMIN ARKASINDA'

Siz de katliamin asil sorumlusu olarak  Basbakan'i isaret ediyorsunuz...

Tabii ki sorumlu Basbakan'dir. Bu isin birinci derecede muhatabi devleti yönlendiren Basbakan. Daha önceki hafta 'Daha önce kaçakçi olduklarini sandik, terörist olduklari ortaya çikti' dedi. Benim bu sözlerden anladigim sudur; Basbakan'in talimati muhtemelen 'Kaçakçilarin içerisinde örgüt üyesi olabilir. Biz bunlari birakamayiz. Rutin uygulama ne ise, onu yapin, geregini yapin' seklinde olmustur. Geregi nedir Basbakana göre? Dünyanin en gelismis savas uçaklarini kaldirmak, imha etmek. Katliam yani. Bu talimati Basbakan dogrudan dogruya vermistir. Çünkü sinir ötesi operasyon yetkisi hükümette ve Basbakandadir, bu devredilemez bir yetkidir. Böyle önemli bir olay mutlaka Basbakana söylenmistir ve 34 yoksul Kürt köylüsü öldürülmüstür. Basbakanin hâlâ bundan aci duymamasi, vekilleri katliamin yapildigi köye, "Roboskî degil Uludere deyin" demesi, tazminatlardan bahsetmesi bile katliamin arkasinda oldugunu gösterir. Ama bu olay Türkiye'nin baska bir yerinde olsaydi Basbakanin tutumu asla böyle olmazdi. Ölenlerin kimligi Basbakanin yetistigi tarz ve zihin dünyasi ve demokrasi anlayisi, insan haklari anlayisi Basbakan'in bu tutumuna sebeptir.

'6 KLASÖR DOSYADA MECLIS'IN ISTEDIGI HIÇBIR BILGI YOK'

Diyarbakir Cumhuriyet Bassavciligi Meclisin avukatlardan istedigi, Genelkurmaydan istedigi bilgilere sansür getirdi. Meclis muhatap alinmiyor. "Sakin Meclise bilgi vermeyin" deniyor. Yarginin da bazi diger kurumlarinin da Meclisin arastirma komisyondan bilgi saklamasi söz konusu. Bu bilginin sorusturma gizliligi nedeniyle ne oldugunu bilmiyoruz. 6 klasör dosya gelmis alt komisyona. 6 klasörlük dosyada Meclisin istedigi hiçbir bilgi yok. Bir sonuca erisilmis degil.

Hükümet baska bir tutum alsaydi bunun siyasi sonuçlari ne olurdu sizce?

Bu savasin 30 yildir nelere mal oldugu bu olayda tüm çiplakligiyla ortaya çikti. Bunun gibi onlarca olay var. Bu ayni zamanda bizim yakin geçmisimize isik tutacak bir olay. Uludere olayi ve devletin aldigi tutum Kürt meselesinde bir kirilma noktasidir yeni bir dönemdir yeni bir baslangiçtir. Neye savrulacagini bilmedigimiz bir sürecin baslangici olmustur bu. Hükümet gerçekten Türkiye'de yasayan tüm yurttaslarimiz bakimindan yeni bir sorgulamanin baslangici yapabilirdi bunu; 'Bir musibet bin nasihattan daha iyidir' diye düsünerek. Ama bunu tersine döndürdü. Bu olayin inanci düsüncesi, hükümete yakinligi ne olursa olsun bölgede yasayan Kürtler üzerinde biraktigi etki ve travma çok büyük. Ama katliamin magduru Kürtler ise o isin üzerine gidilmiyor.


'AKP KATLIAMIN AYDINLANMASINI ISTEMIYOR'

Basbakanin tutumu böyleyken sorusturmalarin adaletli biçimde sonuçlanmasi mümkün mü?

Meclis'te Uludere Alt Komisyonu BDP'li arkadaslar ile birlikte, CHP adina ise benim talebimle 6 Ocak tarihinde kuruldu. Bu AKP'nin önerisi ile kurulmus bir komisyon degil. Mart ayinda komisyon raporu açiklanacakti. Sonra Mayis, Temmuz oldu. Bugüne kadar kaldi rapor.

Bu siyasal iklimde AKP'nin çözmek istedigi her sorun çözülür. Genelkurmay Baskani, AKP'nin, Basbakanin istedigi bir bilgiyi vermeyecek, bu mümkün degil. AKP hükümeti ve Basbakan bunlari açiga çikarmak açisindan hiçbir tutum almamistir. Nedeni çok açik; çünkü sorumlusu kendileridir.

Diyarbakir Cumhuriyet Bassavciligi da komisyon çalismasini engellemistir. Kalkan uçak belli, eksikler belli, sorumlular belli, savcilik bir dava açma yoluna gitmedi. Bu böyle faili meçhul bir olay degil, failleri belli. Gizlilik karari niye, niçin verilir? Ne var gizlenecek? Komuta silsilesi belli, hükümet belli, emri kullananlar belli. Siz neyi gizleyeceksiniz? Ama bu karar ilk günden itibaren bu sekilde verildi. (Ankara/EVRENSEL)




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —