Tarih: 01.01.2018 00:00

Abdullah Öcalan`in `4 Konferans` çagrisina Ilk karsilik Ankara`dan: Bu süreci anayasa ile taçlandirmaliyiz

Facebook Twitter Linked-in

PKK lideri Abdullah Öcalan’in, Diyarbakir’daki Nevruz kutlamalarinda okunan ve silahli güçlerin geri çekilmesi sürecini de baslatan mektubunda, ‘Demokratik çözüm sürecini toplumla bulusturmak ve taraflara yol göstermek için’ önerdigi 4 konferansin ilki dün Ankara’da yapildi. Farkli kesimlerden aydin, sanatçi, sivil toplum örgütü temsilcisi ve siyasetçileri bir araya getiren konferansta Yasar Kemal, Vedat Türkali, Murathan Mungan ve Orhan Pamuk’un da mesajlari okundu. Vedat Türkali mesajinda, “Ilk defa kan durdu; bu yüzden Öcalan’a büyük bir sevgi duyuyorum” dedi.
Ankara’da gerçeklestirilen ‘Demokrasi ve Baris Konferansi’ için yogun güvenlik önlemlerinin ‘alinmadigi’ dikkat çekerken, bu kez karsit gruplarin protestolari da yoktu. Sakin bir havada geçen konferans, Islami kesimlerden, Alevi örgütlerine, sol gruplardan, etnik grup temsilcileri ve
CHP yöneticilerine kadar Türkiye’nin pek çok kesiminden önde gelen isimleri bir araya getirdi. Bugün de devam edecek olan konferansin sonuç bildirgesi Basbakan Recep Tayyip Erdogan ve Abdullah Öcalan’a da gönderilecek. Haziran’da Diyarbakir, daha sonra da Brüksel ve Erbil’de 3 konferans daha yapilmasi planlaniyor. 

‘Kimliklerin faizini yakalim’
 
Konferans,
BDP ’li Sirri Süreyya Önder’in açilis konusmasiyla basladi. Önder konusmasinda, “Konferans kalici barisin tarihsel anlami geregi hepimiz için yön belirleyici pusula niteligindedir. Türkiye Cumhuriyeti kuruldugu dönem asli unsurlarin yok sayilmasiyla sistem zulme siginip gericilesmistir. Konferansin Ankara’da toplanmasi bu gerçeklige bakildiginda ayri bir simgesel öneme sahiptir” dedi.
Önder’den sonra kürsüye çikan yazar Murathan Mungan ise “Kürtlerle nasil barisacagiz” diyerek basladigi konusmasinda, “Belleklerde farklar var. ‘Edirne’den Ardahan’a bölünmez’ denilen vatan, Uludere’den Susurluk’a, Reyhanli’dan Roboski’ye bölündü. Kinden arinarak ama yasananlari unutmadan barisi saglamaliyiz. Kimliklerimizin faizini yakma zamanidir” dedi. Mungan, Türkiye’de sadece Kürt ve Türklerin yasamadigini da belirterek, “Bu yüzden tarihimize ve topragimiza sahip çikacaksak, 2015’le ilgili borcumuzu da ödememiz gerekiyor. Kürt kimligi, dili, mücadelesi gözetilirken sinif gerçegi asla unutulmamalidir. Inananlarin, kitapli dinlerin haklarini savunurken; inanmayanlarin haklarini da savunmamiz gerekiyor” dedi. 

‘Öcalan çözüm yolunu açti’

Çagricilar arasinda yer alan Alevi kesimin temsilcisi Arif Sag ise söyle konustu: “Çok fazla laf etmeye, gevelemeye gerek yok. Barisi ve demokrasiyi tartisarak, içimize sindirerek kendimiz yaratacagiz. Kendimiz üretecegiz. Baris sevdasini kendimiz yasayacagiz.”
Konferansta çagricilarin mesajlari da okundu. Çagricilardan Vedat Türkali mesajinda “Çözüm süreci normal seyri içinde devam ediyor. Ilk defa kan durdu, bu yüzden Öcalan’a büyük bir sevgi duyuyorum. Öcalan’in Newroz’da yaptigi konusmaya kimi insanlar takildi. Ama sonuca bakmak gerekir, yaptigi etki çözüm yolunu açmistir. Yolu açti, dagi temizliyor. Karayilan’in tutumu da dogru bir tutumdur” dedi. Yazar Yasar Kemal de mesajinda kardeslige vurgu yaparak, “Dünya çiçekli bir kültür, kültürler her zaman birbirlerini besler. Ey Türk halki, Kürt halki, bu topraklarin kültür zenginligi olan tüm halklar, sözüm hepinizedir. Gelin yüregimizle el ele verelim. Demokrasi onuruyla yasamak, kendi dilini ve kültürünü de onurla tasimak ve yasatmak demektir. Dilini ve onurunu istemek en temel ve dogal haktir” dedi. 

‘Hayat tarzlarina müdahale’

Konferansin çagiricilari arasinda yer alan Prof. Dr. Gencay Gürsoy da çatismanin degil, siyasetin öne çikarilmasinin dile getirildigini ancak siyasetin kisitlandigini, Türkiye’nin de hizla çogunluga dayali bir otoriter rejime dogru gittigini anlatti. En basit protestolara bile tahammül edilemedigini, hayat tarzlarina müdahale anlamina gelen uygulamalarin yasandigini söyleyen Gürsoy, böyle bir ortamda bu ve benzeri konferanslarda alinacak demokratiklesmeye yönelik kararlarin büyük önem tasidigini savundu. 

‘Bu kez farkli’

BDP Esbaskani Gültan Kisanak da yeni baslayan süreci geçmistekilerden ayiran en büyük özelligin ‘seffaflik’ oldugunu belirterek, “Simdiye kadar görüsmeler daha çok gizli-kapali, kamuoyuna açiklanmayan mahiyetteydi. Ilk kez siyasi iktidarin da Kürt hareketinin de sahiplendigi bir süreç basladi. Bu özelligi nedeniyle Öcalan’la devlet heyeti arasindaki görüsmeler tarihseldir ve geri dönüsü olmayan bir yolun basina getirmistir” dedi. Demokratik mücadele ve siyasetin önündeki engellerin kaldirilmasina ihtiyaç oldugunun altini çizen Kisanak, “Sürecin demokratik bir anayasayla taçlandirilmasi gerekiyor. Bu konferansta bunu da tartisacagiz” dedi. 

Atölyeler çalisacak

Iki gün sürecek olan toplantinin ilk oturumu basina açik olarak gerçeklestirilirken, ikinci oturumda atölye çalismalari yapildi. 3 ayri salonda ayni anda ‘Hakikat, yüzlesme ve adalet’, ‘Hukuk, yol temizligi ve yeni anayasa’ ve ‘Müzakere sürecinde barisin toplumsallasmasi ve demokratik siyaset” basliklari tartisildi. Konferansin bugün yapilacak oturumunun ardindan, ‘Demokrasi ve Baris Deklarasyonu’ hazirlanacak.

CHP’liler de katildi

Konferansa, CHP’li Sezgin Tanrikulu ve Gülseren Onanç da katildi. Gazetecilerle sohbet eden Tanrikulu, toplantiya ‘CHP Genel Baskan Yardimcisi’ sifatiyla katildigini belirterek, “Burada Türkiye’nin 100 yillik meselesini sonra 30 yillik durumunu tartisiyoruz. Önemli bir esikteyiz. Umariz buradan çikan sonuçlardan siyaset kurumu kendisine veri olabilecek bilgileri alir” dedi. Tanrikulu, partisinden tepki gelip gelmeyecegi sorusuna ise “Önemli olan, herkesin, Türkiye’de barisa, dostluga, kardeslige ve bir arada yasamaya katki vermesidir. CHP, kurumsal olarak Türkiye’de baristan, bir arada yasamaktan yanadir” dedi.

‘Çekilme haziran sonunda biter’

BDP Esbaskani Selahattin Demirtas, önümüzdeki günlerde Imrali yeni bir heyetin gidecegini belirterek, geçen hafta persembe günü Adalet Bakanligi’na basvuru yapildigini ve bu kez heyete BDP Esbaskani Gültan Kisanak’in da eklenecegini belirtti.
Konferans öncesi bir grup gazeteciyle sohbet eden Demirtas, konferansi parti olarak desteklediklerini belirterek söyle devam etti: “Eminim ki sonuçlarini ve mesajlarini hükümet takip ediyordur. Ama gönül isterdi ki resmi olarak görevlendirdigi bir kisi veya heyet araciligiyla burada olsaydi. Türkiye’de talebi olan kesimler ne diyor, ne istiyor, bütün bunlari hükümetin duymasi ve bunlari dikkate alacak bir politikayi, programi önüne koymasi lazim.”
Demirtas, Murat Karayilan’in daha önceki açiklamalarinda ‘sonbahari bulacagini’ söyledigi çekilmenin daha erken bitecegini ve haziran sonuna kadar silahli güçlerin geri çekilmesinin tamamlanabilecegini söyledi. Demirtas, “Eger, bu takvimi ayni zamanda demokratik reformlar içinde ölçü olarak alirsak parlamentonun aslinda bu yaz çok tatil yapmak yerine biraz çalismasi gerekebilir” dedi. 

Yeni heyette Kisanak var

Öcalan’la görüsmek üzere Imrali’ya yeni bir heyetin gitmesi için Adalet Bakanligi’na persembe günü resmi basvuru yaptiklarini söyleyen Demirtas, gidecek heyette Sirri Süreyya Önder ve Pervin Buldan’in yani sira Gültan Kisanak’in da olacagini söyledi. Demirtas, “Bu hafta ziyaret olur mu, bakanligin cevabina göre gerçeklesecek. Biz gerçeklesmesini arzuluyoruz” dedi. 

‘Alkol yasasi’na tepki

Demirtas, kamuoyunda ‘alkol yasasi’ olarak anilan yasal düzenlemeleri de degerlendirerek, “Hükümet bütün toplumsal düzeni, güvenlikçi ve yasakçi bakis açisiyla ele almayi tercih ediyor. Tabii ki sigara ve alkol gibi seylerle mücadele edilmeli. Ama bunun mücadelesinin yolu parlamentodan yasaklayici hükümler çikarmak, kisilerin hayat tarzina müdahale edecek seylerin önünü açmak degildir” dedi.

Radikal




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —