ADAY OLMAK, ADAM OLMAK

ADAY OLMAK, ADAM OLMAK

1923`lerden baslayan sandikli seçim sistemi olanca hiziyla günümüze dek gelmistir.

ADAY OLMAK, ADAM OLMAK

1923’lerden baslayan sandikli seçim sistemi olanca hiziyla günümüze dek gelmistir. Insanlarin birbirine siyasi arenada hiçte iyi bakmadigi hatta en sevenin sevdigini yaka paça asagi etmesi hep birinin digerinin yerinde gözü olmasi, sagcinin sagciya, solcunun solcuya, Islamcinin Islamciyi, radikalin radikalciyi, gammazladigi yani, sagcinin solcuya, solcunun sagciya düsman gözüyle bakmasina ragmen bu karsilikli hiziplerin, gençleri birbirlerine kirdirmasina ragmen birde bakiyorsun ki, iki ayri partinin adaylari, meclis toplantisinda, meclis koridorunda veya benzeri yerlerde el ele, kol kola, muhabbetin biri bin para, kadim dost havasi vermektedirler. Anlamakta zorlaniyoruz…

Madem düsmandiniz simdi bu haliniz ne? Veya dosttunuz bizi niçin aldattiniz? Her iki durumda da hatalisiniz. Hatalisiniz…

  Her seçimde parti liderlerinin kötü örnek olduklarini hep görmekteyiz. Örnek olan insan, temsil ettigi toplumuna kötü sözlerle, çirkin davranislarla, dimaglardan silinmeyecek sözlerle hatirlanmamasi gerekmektedir. Tekli parti seçiminden sonra kurulan partilerin baskanlarindan hiçbirinin diger parti liderlerine hakaret etmeden, agir konusmadan bir seçim propagandasi geçirdigini hatirlamiyoruz. Herhalde hatirlamayacagiz… Bu yaziyi yazarken sürç-ü lisan edersek af oluna, yazi gecenin saat üçünde kaleme alinmistir. Nasil ki altmislarda yetmislerde ve seksenli yillarda sormadan sorusturmadan gecenin yariminda, birinde, ikisinde, hatta üçünde dördünde kapilar kirilircasina çalinip ‘ gel bizimle’ diyen iki karakol bekçisine gecenin uykusunu hediye ettigimiz gibi…

Netice saatlerce hakaret…

O günden bugüne hakaretler, aymazliklar, adam kayirmalari, torpiller hizli bir sekilde devam ederek günümüze kadar gelmis gözüküyor.

  Nitelikli ve nicelikli insanlarin fikri benden olmadigi için veya baska bir ifadeyle ‘ideolojisini begenmedigimden dolayi’ ayni masa etrafinda oturmayi kabullenememe zafiyetimiz hala sürmektedir.

Hâlbuki nitelikli insanlarin ön planda olmasi gerektigini dinimizde emreder.  Bunun delili ise, kismen söyledir: ‘Isleri ehillerine veriniz’ bunun tam zitti dinimizin emri ise ‘öyle bir zaman gelecek ki is ehline verilmeyecek’ Bu da kiyamet alametlerindendir.

Bütün bunlardan dolayi anlasiliyor ki insan menfaatleri dogrultusunda yürürken gözleri dogrulayici levhalari ve hakikatleri göremiyorlar.

Ne oldum deme, ne olacagim de…

 Abdulkadir AKYOL