Hükümetin bor madenlerine yönelik özellestirme hamlesi uluslararasi tekellerin istahini kabartti. Dünya rezervlerinin yüzde 72’si Türkiye’de bulunurken uluslararasi tekeller, özellestirmenin kokusunu aldilar. Kimi tekellerse hükümet düzeyinde ‘gerekli’ girisimleri yillar önce yapmis bile.
Dönemin Devlet Bakani Kürsat Tüzmen, 16 Haziran 2005’te Canberra’da Türkiye Cumhuriyeti ve Avustralya arasinda Yatirimlarin Karsilikli Tesviki ve Korunmasina Iliskin Anlasmaya imza atmisti. Anlasmaya istisare ile baskaca protokoller de eklendi. Ek protokolün 10. maddesinde ise ilginç bir biçimde “Türkiye’nin Izmir bölgesinde potansiyel bir yatirimci olan BHP Biliton’un, Türkiye’nin dünya rezervlerinin yüzde 70’ine sahip oldugu boratlari ile ilgili olarak madencilik, isleme/ zenginlestirme ve pazarlama dahil olmak üzere uzun vadeli planlari” oldugu belirtiliyor.
Bu anlasma ve bagli ek protokol TBMM’de 7 Nisan 2009 tarihinde kabul edildi ve Resmi Gazetede yayimlandi. 2010 yili cirosu 250 milyar dolar ile dünyanin en büyük madencilik sirketi olan BHP Biliton’un bu talebi ile bor madenine iliskin tasarinin içeriginin denk düsmesi ilginç bir ‘tesadüf’ olsa gerek.
HAZIRLIK YAPIYORLAR
Gözü borda olanlardan birisi de Ingiliz sirketi Cella... Sirket, Amonyum Bor Hidrür üretimi için bor isletmelerinin bagli bulundugu devlet sirketi Eti Maden’e ortaklik teklif etti. Sirket bir yandan da Londra’da tesis kurup, üretim yapmak için patentini aldi. Eti Maden’le yüzde 12 civarinda bir ortaklikta prensipte anlastigi ifade ediliyor. 2 milyon paundluk yatirim ortakligi teklifi üzerinde görüsmeler sürerken, sirket, dört gözle bor madeninin devlet tekelinden çikarilmasinin bekliyor.
Bor madenine iliskin yasayi dört gözle bekleyen baska bir sirket de yine Ingiltere menseli Avicenna Grup. Bu grup adina Maden Mühendisleri Odasini arayan Ingiltere merkezli Gravantas Danismanlik Sirketi yetkilileri, “Borlar özellesecek mi? Konuyu takip ediyoruz, ilgileniyoruz. Yatirim yapilacak da” diyerek bilgi istediler. (Ankara/EVRENSEL)
REZERVIN YÜZDE 72’SI TÜRKIYE’DE
Dünya bor rezervlerinin ülkelere göre dagilimi söyle: Türkiye yüzde 72, Rusya yüzde 8, ABD yüzde 7, Çin yüzde 4, Sili yüzde 3, Peru yüzde 2, Bolivya yüzde 2, Arjantin yüzde 1 ve Sirbistan yüzde 1. Dünya genelinde 4 milyar ton bor rezervinin, yaklasik 3.5 milyar tonu Türkiye’de. Dünyanin en büyük maden tekellerinden Rio Tinto’nun Kuzey Amerika’daki rezervleri tükenmek üzere. Sirketin 2015-2016 yillarinda üretime baslayacagi Sirbistan’daki bor rezervleri, Türkiye’dekilerle kiyaslanamayacak kadar küçük. Bu nedenle de dünya maden tekellerinin gözü Türkiye bor rezervlerinde... Ilk adimi ise BHP Biliton atti.
ODALAR: BU YASA ÇIKMAMALI
Meclisteki tasari ile 2840 sayili Yasa’nin 2. maddesine, “Bu madenlerin üretilmesi ve zenginlestirilmesi, teknik, ticari ve ekonomik sebeplerle ürünün mülkiyeti ruhsat sahibinde kalmak üzere 4734 sayili Kamu Ihale Kanunu hükümleri çerçevesinde ihale edilmek suretiyle üçüncü sahislara gördürülebilir” ifadesi ekleniyor. Maden Mühendisleri Odasi, Jeoloji, Kimya Metalürji Mühendisleri Odalari, Türkiye Maden-Is ve Petrol-Is Sendikalari, KESK’e bagli ESM ile Kamu Sen’e bagli Türk Enerji-Sen yaptiklari ortak açiklamada düzenlemeye karsi çikiyorlar.
KOZA’NIN DA GÖZÜ BORDA
Koza Davetiye adiyla kurulan, Bergama’da siyanürlü altin çikarmak üzere madencilik sirketi kurmasiyla ‘ünlenen’, AKP iktidariyla büyüdükçe büyüyen Koza-Ipek Holdingin de gözü bor madeninde.
AKP iktidariyla maden sektöründe önü açilan Koza, Izmir (Bergama)-Ovacik, Balikesir (Havran)-Küçükdere ve Gümüshane-Mastra madenlerinden gerçeklestirdigi altin üretimini yayginlastiriyor. Ege ve Dogu Anadolu Bölgelerindeki maden yataklarinin faaliyete geçmesi ile yakin gelecekte üretimini arttirmayi planliyor.
Koza Altin Isletmeleri AS Ovacik, Mastra, Havran projeleri ve ileriki yillarda gelistirecegi projeler ile Türkiye’nin önemli bir altin üreticisi olmayi hedefliyor. Öte yandan, altin aramak için ülkenin dört bir yanini delik desik eden, yesillikleri yok eden Koza Altin AS de bor için de hazirliklarini baslatti bile. Sirket bugüne kadar devlet tekelindeki bor isletmesinin özelleseceginden o kadar emin ki, ana sözlesmesine “bor isletilebilir” ifadesini ekledi.