Bugün, 22 Kasım 2024 Cuma
Amed, günler öncesinden tarihi Newroz’a hazirdi. Yüz binler, geçen yil devletin yasaklama ve kusatmasi nedeniyle adeta küçük meydan muharebeleri yaparak girdikleri Newroz alanina bu yil sabahin erken saatlerinden itibaren insan seli halinde güle oynaya aktilar. Çünkü bugün ulusal mücadelenin önderi Öcalan, barisin yol haritasini açiklayacak ve 2013 Newrozu tam da “yeni gün” ismine uygun olarak Kürt halki için 30 yillik mücadelenin bir “gün dönümü” olacakti. Newroz meydanini dolduran milyonu askin kalabalik, yillardir hasretini çektikleri bir yakinlarini bekler gibi beklediler Öcalan’in baris mesajini…
Ve beklenen mesaj, Günes meydanda toplananlarin tepesinde göründügünde BDP’li vekiller Pervin Buldan ve Sirri Süreyya Önder tarafindan Kürtçe ve Türkçe olarak okundu.
Öcalan mesajinda herkesin bekledigi gibi, silahlarin susmasi ve silahli güçlerin sinir disina çekilmesi çagrisini yapti. Ama bu çagrinin Kürt halki için çatismasizligin ötesinde bir anlami vardi. Çünkü daha önce de PKK tarafindan defalarca tek tarafli ateskes karari alinmis ve 1999-2004 yillari arasinda silahli güçler sinir disina çekilmisti. Ancak bu sefer Öcalan Kürt sorununun çözümü konusunda devletle müzakere yaptigi bir süreçte ve “yeni bir dönemin baslangici” olarak “silahlarin susmasi ve siyasetin konusmasi” çagrisini yapiyordu. Öcalan, bu çagri ile bütün dünyaya sorunun barisçil çözümünden yana olduklarini ve bunun için gerekli adimlari atacaklarini ilan etti. Alani dolduran mahseri kalabalik bu çagriyi büyük bir cosku ile selamlayarak Öcalan’in yol haritasinin takipçisi olduklarini bir kez daha gösterdi.
Ancak burada Öcalan’in daha önceki açiklamalarinda silahli güçlerin güvenli bir sekilde sinir disina çekilmesi konusunda Meclisin karar almasi gerektigini söyledigini (1999-2004 sürecindeki geri çekilme sürecinde operasyonlarin devam etmesi nedeniyle 500’den fazla gerilla yasamini yitirmisti) hatirlatmak da gerekiyor. Yani artik adim atma sirasi devletteydi…
Öcalan’in çagrisinda dikkat çeken noktalardan biri de Çanakkale’de savasan iki halkin 1920’de TBMM’yi birlikte kurdugunu söylemesiydi. Öcalan, sanki Diyarbakir’da bir haftadir bilbordlarda yan yana duran Newroz ve Diyarbakir Valiliginin “18 Mart Çanakkale Sehitleri” afislerini görmüs de bu çagriyi yapmisti. Ancak yan yana duran bu iki afisin iki farkli çözüm anlayisini yansittigini da vurgulamak gerekiyor. Newroz afislerinde “demokratik kurtulus” slogani ile halklarin ortak vatanda esitlik temelinde yasaminin kurulmasina vurgu yapilirken, valiligin iki dilli afislerde Türk, Kürt, Laz, Çerkes, Arap bütün Müslüman halklarin “iman birligi”ne vurgu yapiliyordu. Önümüzdeki günlerde AKP’nin Çanakkale üzerinden çokça propagandasini yaptigi “anasir-i Islam”in (Islami unsurlarin) tek millet olarak birlesmesi söyleminin ötesine geçip geçemeyecegini, Öcalan’in ifade ettigi iki halkin kurucu unsur olarak kabul edildigi ve Misak-i Milli’nin “Kardes halklarin milli siniri” olarak tanimlandigi 1921 Anayasasinin çizgisine gelip gelmeyecegini hep birlikte görecegiz.
Newroz mesajinda “Halklarin ortak yasami için sorumluluk herkesindir” diyen Öcalan’in son sözleri, “Yasasin halklarin kardesligi”ydi. Dolayisiyla Öcalan’in mesaji, sadece Kürt halkina degil; ayni zamanda Türk halkina da demokratik birlik temelinde kardesçe yasama çagrisi olarak da anlam tasiyordu.
Uzun lafin kisasi, tarihi Amed Newrozu’nda her sey beklendigi gibiydi. Amed Newrozu’nda pusula barisin yolunu gösterdi. Ve bir insan seli gibi Newroz alanini doldurup tasan yüz binler, bu yolun takipçisi olacaklarini gösterdiler. Ve 2013 Newrozu, adina layik bir sekilde baris mücadelesinde yeni bir günün baslangici olarak simdiden tarihe geçti...
yusuf karatas/evrensel
