ANAYASA OYUNLARI
Gündem yeniden anayasa yapilma tartismalari isgal ediliyor. Yeniden bir anayasa yapilmasina neden ihtiyaç duyulur? Süphesiz ki mevcut anayasadan daha nitelikli ve evrensel degerlere önem veren bir sistem amaçlanir. Elbette 12 Eylül fasizminin yapmis oldugu anayasanin insan haklarini kapsamadigi ve çagdisi bir yapida oldugu hemen her kesim tarafindan kabul görmektedir. O halde yapilmasi düsünülen yeni anayasa daha nitelikli olmasi gerekecektir. O durumda düsünce ve niyet olarak da ayni sekilde düsünüyor ve samimi olunmasi gerekir. Yani uygulamalari veya çikarilan yasalarla bu konuda samimi olup olmadigi çok rahat anlasilmaktadir. “Devlet, kisi hak ve hürriyetlerinin korunmasini, kisinin maddi ve manevi varliginin gelistirilmesini saglamakla yükümlüdür” demesine karsin ülkemizin güney dogusu Kürt halkinin yogunluklu yasadigi illerde yasanan insan haklari ihlalleri samimiyetsizligin boyutunu göstermektedir. Bu durum karsisinda AKP’nin samimiyetine inanmak saflik degilse aptallik olur.
Günümüzde medyanin iktidarca kontrol altina alindigi, toplumun yarisinin yasamlarina karisilarak korkutularak adeta savas açildigi, adalete güvenin sifirlandigi, ülkenin en degerli aydinlarinin “hain” “alçak” “müsvedde” gibi yakistirmalarla hakarete ugradigi kosullarda insan haklarina saygili bir anayasa yapilacagina inanmak insan zekasi ile alay etmek degilde nedir? Baris çagrilarina tahammülün olmadigi, düsünce ifade özgürlügünün siyasetçiler eliyle mafya ve demokrasi düsmanlarinin linç etmesine terk edildigi bir ortamda demokratik bir anayasa yapilamayacagi açiktir.
Dünyanin neresinde vardir, bilim insanlarinin mafya çetelerine ezdirilmeye çalisildigi? Uygar bir ülke varmidir bilim insanlarinin mafyalarla tehdit edilmesine seyirci kalindigi? Hak hukuk ve yasa tanimayan birisinin, önüne geleni düsman ilan ettigi, astigi astik, kestigi kestik bir keyfiyetin sürdügü ve sürdürülmekte de israrci olundugu kosullarda evrensel degerlere dayali bir anayasa yapilacagina aklini kullananlari inandiramazlar.
Insan haklarina dayali, güçler ayriligina dayanan bir anayasaya ihtiyacimizin oldugu muhakkak. Ancak, oynanan oyun gayet açik, tek adama göre düsünülmüs, tam yetkilerle donatilmis bir baskanlik rejimini empoze etmektir. Eger bu bir oyun olmasa idi 14 yildir darbe yasalarina siginarak ne seçim kanunu ne de partiler yasasini degistirmeyerek, anayasaya dahi aykiri yasalar çikararak antidemokratik uygulamalari daha da derinlestirmeyi tercih ederlermiydi? Tüm bunlar Islamci AKP’nin iki yüzlü ve takiyyeci olduklarini demokrasiyi kendileri için bir basamak olarak gördüklerini kanitlayan göstergelerdir.
Kutuplasmanin zirve yaptigi, Kürt halkinin esit yurttaslik temelinde taleplerinin önemsenmedigi, baris açilimi adi altinda yillardir oyalandigi bir dönemde ötekilestirilen kesimlerin (Aleviler, Kürtler ve diger azinliklar) anayasal taleplerinin dikkate alinmadigi bir ortamda çagdas bir anayasa yapilacagina inanmak akil ile izah edilecek bir durum degildir. Buradan, gelecek anayasa önerisi çalismalarina cepheden karsi çikilmasi gerektigi anlami çikarilmamalidir. AKP’nin önermelerinden önce demokratik bir anayasa metnini muhalefet partileri daha önceden kamuoyunda tartismaya açmalidir. Öncesinde ise, tüm STÖ, siyasi partiler, meslek örgütleri ve tüm inanç guruplarinin önerileri alinmalidir.
Kisaca özetleyecek olursak, demokratik bir anayasa için en temel olmazsa olmazlar sunlardir:
1-Basta seçim yasasi ve siyasi partiler yasasini demokratik bir yapiya kavusturulmalidir. 2-Hukuk devletini güçlendirecek olan yargi bagimsizligi saglanmalidir. 3-Yurttas olma bilincini gelistirici ve örgütlü toplumu olusturacak kanallar açilmalidir. 4-Çok dilli ve çok kültürlülük benimsenmelidir. 5-Üniversiteler, akli ve bilim öne alan özerk bir yapiya kavusturulmalidir. 6-Yeni anayasa, vatandaslik tanimi ile temel hak ve özgürlüklerin, adil ve onurlu bir sekilde kullanabileceklerini güvence altina almalidir.
Ismail Çinar cinar-i@hotmail.com Ocak 16
