Bugün, 30 Ekim 2025 Perşembe
Syriza yerinde bir taktikle tam zamaninda halk oylamasina gitti.
10 milyon seçmenin yüzde 62`si Avrupa`nin kemer sikma, kirli ve sinsi politikalarina mesru `Hayir` cevabini verdi.
Bu gelecekte neler olacaginin da bir anlamda isareti. Devrimci, sol bir dalganin Avrupa ve diger ülkeleri etkisi altina almasinin isareti.
Kitleler siyasetin disinda kalip seyirci olmaktan kendi kaderlerini tayin yönünde net bir durus sergiledi.
Bu halklarin özgürlük ve demokrasi mücadelesine yeni bir ivme kazandiracak olmasi açisindan çok önemli. Sirada Ispanya`nin Podemos hareketi var. Avrupa`nin korkusu bu. Korkunun da, coskunun da bulasici olmasi, özellikle Syriza`nin yol açtigi dalganin
Avrupa`da kendine taraftar bulacak olmasi finans çevrelerini, kreditörleri korkutuyor.
Oyun teorilerinde uzman, düsünce kuruluslarinin bir ve bir kaç B planlari olacak, bu demokrasi oyunundan ve halk idaresini
tanimazliktan gelip üstten bakarak sinsice, ince ve titiz bir çalismayla Syriza ve Yunan halkinin bu direnisini ezmeye
çalisacaklardir.
Yunanistan ile Türkiye komsu... Yunanistan batiyi, Türkiye doguyu temsil ediyor.
Arada neredeyse yüzde yüz fark var.
Syriza deneyiminden çok dersler alinabilir ama Türkiye Solu için ayni yolu izlemek çok mümkün degildir.
Türk soluna egemen olan hareket daha çok kendiliginden ve kitle kuyrukçulugu seklinde olmaktadir.
Mastricht Anlasmasina uymadigi halde Avrupa`nin genislemesini esas alan bir politikayla Yunanistan`i Euro`ya dahil ettiler.
Avrupa`nin Ortak Mali disiplini içinde 19 ülkesi Euro`da, 9 ülkesi ise Euro disinda. Bölünmüs ama Avrupa Birlesik Devletleri...
Syriza, Avrupali emperyalistlere kafa tuttu. Belki bir çok seçim vaadini `parlementerizimin sinirlari
içinde gerçeklestiremeyecek ama açiktan bir tavir almasi bile Avrupalilara korkulu anlar yasatti. Halktan destek gördü.
Yunanistan`in elinden oltasi alindi, balik verildi. Balik tutamayan Yunanistan her seferinde baliga ihtiyaç duydu. Balik verdiler.
Siradan bir sirketi ele geçirme politikasi Yunanistan`a uygulandi. Krize sok, borç ver, borcunu ödemeyince daha çok borçlandir, sonra ne varsa el koy!
Yunanistan, Avrupa politikalarinin iflasi
Borcun vereceksin!
Gelinen noktada ise Syriza `Borcum borç ama uzun vadede kemerleri sikmadan ödemek istiyorum` dedi.
`Vay sen misin?` bunu diyen, kurali kafasina göre koyan!
Bu arada ``21 nci Yüzyilda Sermaye`` kitabinin yazari ekonomist Thomas Picketty Almanya`nin II Dünya Savasi borçlarini hala ödemedigine isaret etmis. Bunu da bir dip not olarak düselim.
Borç nasil oldu?
Bir çok ülkede uygulanan, uygulanmaya çalisilan neoliberal soygun düzeninin ekonomik programina göre; Türkiye`de de aynisi uygulandigi üzere, önce Avrupa tarafindan özellestirme yoluyla
tarim ve sanayide üretim yok denecek hale getirildi. Daha önceki isbirlikçi Yunan Hükümetleri bu ekonomik programlara `Evet` dediler. Üretimden çekilen Yunanistan ekonomisi borç ihtiyaciyla Avrupa`nin kapisini çaldi. 2010`daki Kurtarma Paketi (Kemer Sikma Paketi) çerçevesinde 110 milyar Euro, 2011`de ise 109 Milyar Euro verdiler, yine degisen bir sey olmadi.
Çünkü Yunanistan`in üretecek tarimi, sanayisi kalmamis, ihraç edebilecegi bir ürün üretememis, bu nedenle satip borcunu kapatacagi olanaktan mahrum birakilmisti.
Borcunu ödemek için daha çok borç verilerek, borç batagina ve borcunu ödeyemeyecek duruma, yani iflasa sürüklendi. Aslinda bu Yunanistan`in degis Avrupa politikalarinin iflasiydi.
Para verip; kemer sik, tasarruf tedbiri uygula, kamu harcamalarini kis, dediler. Sikilacak kemerin deligi kalmadi. Sokaklar isindi, grev ve direnisler yayginlasti.
Bu borç öyle böyle degil. Borç degil soygun! Bugüne kadar yöneten siniflar kimi zaman kendileri, kimi zaman Avrupali finans isbirlikçileriyle ülkeyi soyup sogana çevirdiler. Daha vahsi bir soygunu gerçeklestirmek için daha büyük krediler verdiler. Bu sefer tutmadi? Yunan halkinin asla ödeyemeyecegi bir faizi kabul etmediler.
Bundan sonra Syriza`nin süreci iyi yönetmesi halklarin kazanimi, geri adim atmasi kayip olacaktir.
