Haber Merkezi/Gazete Esenler
Basbakanimiza Mektup
Geçmis yillarda Esenlerde isletme sahibi olan Ibrahim Erdem Karabulut kendi iddialarina göre haksizliga ugradigini olusan magduriyeti giderilmesi için T.C. Basbakani R.Tayyip ERDOGAN’a yazmis oldugu mektubu Esenler kamuoyun ile paylasiyoruz.
http://www.turkiyehaberajansi.com/koseyazilari/668/Basbakanimiza-Mektup linkte yer alan haberi yaziya müdahil olmadan Esenler kamuoyuna tüm çarpici yönleriyle sunuyoruz.
Basbakanimiza Mektup
2004 yilinda ihale ile almis oldugum Recep Tayyip Erdogan parkinin içindeki kafeterya isletmeciligini yaparken, Istanbul Büyüksehir Belediyesinin otogar kavsagi geçmesi ile ilgili yikim karari uygulandi…
Esenler Belediyesi Eski baskani Mehmet Öcalan benim ihale ile alirken ödedigim 50 bin Türk lirasini dahi çikarmadan yikilmasina karsilik parkin içine yaptigim yatirimi göz önünde tutarak bana “sen iyi bir isletmecisin. Burada zarar ettin. Gel parkin burasina daha güzel bir bina yap ve burayi islet” diyerek bir alan gösterdi.
“Buraya arzu ettigin gibi bir bina yap. Burayi ben yap diyorsam sana kimse karisamaz” dedi.
Belediye baskani Mehmet Öcalan’in gösterdigi yere 187 m2 bina yaptim…
Ayrica parkta olmadigi için umumi olarak bay ve bayan tuvaleti yaptim…
Bunlar için belediyeden tek kurus almadim.
Henüz bir yil dolmadan baskan Mehmet Öcalan bana gelerek “çok sanssiz bir adamsin. Bu yaptigin binanin tam üstüne metro ayagi geliyor. Burayi yikacagiz” dedi.
Ben saskinlik içinde “saka yapiyorsun baskanim degil mi?” diye sordugumda “Hayir çok ciddiyim. Ama merak etme buraya metro yapacak olan firma senin yatiriminin bedelini ödeyecek” dedi.
Yaptigim bina yikildi tarafima hiçbir bedel ödenmedi.
Yerel seçimler bir ay içerisinde yapilacakti. Baskan Öcalan belki de artik belediye baskani olmayacak hatta milletvekili olacak seklindeki duyumlar üzerine kendisine gittim.
“Baskanim benim durumum ne olacak? Sizin vekil olacaginiz söyleniyor. Ne olur benim meselemi çözün?” demem üzerine elini cebine sokarak bana 1000 TL verdi.
“Al bu parayla esini çocuklarini balik yemeye götür meseleni merak etme ben belediye baskani olmaz isem yardimcilarimdan biri olur bunlarin hepside seni sever ve sayarlar senin hakkini yemezler korkma’ diyerek beni teselli edip gönderdi.
Seçimlerde ne kendisi nede yardimcilari aday gösterilmeyince “bana elimden artik bir sey gelmez meseleni yeni belediye baskani ile görüs o çözer çözmese ben devreye girerim” dedi.
Bu meseleyi bilen meclis üyeleri Burhan Kocaman ve Abdullah Aksu yeni seçilen belediye baskani M. Tevfik Göksu için sakin korkma meselen çözülecek.
“Bu adam çok iyi bir adamdir kimsenin hakkini yemez. Biraz bekle o yikilan yere bir bina yapacagiz ve bu binayi sen isleteceksin senin magdur oldugunu bütün Esenler biliyor. Biz bu konuyu bina yapilinca baskana anlatacagiz” diyerek uzun süre oyalandim.
Bina yapilinca meclis üyeleri ile birlikte baskan M. Tevfik Göksu’ya giderek durumu anlattim.
Baskan Göksu bana “ben konudan çok geç haberdar edildim... Ve parka yaptigimiz bu binayi ben magdur ettigim birine söz verdim. Seni ben magdur etmedim. Ben zaten Öcalan’in hatalarini düzeltmeye ugrasiyorum. Magdur oldugunu biliyorum. Ama sorumlusu ben degilim. Mehmet Öcalan isini çözsün” diyerek gönderdi.
Mehmet Öcalan’i Cuma çikisinda görünce olayi anlattim “Baskan ben oyalandim ve hala oyalaniyorum evime onlarca icra geldi ve perisanim bir Müslüman bu kadar duyarsiz olur mu?” diyerek dosyami kendisine verdim.
Dosyayi aldi ve caminin karsisinda bulunan banki göstererek “oturalim” dedi.
Gösterdigi yere oturduk.
“Bana ne kadar para istiyorsun söyle” demesi üzerine kendisine ben rakam söylersem yanlis olur siz tespit ettirin elinizi vicdaniniza koyun ben kabulüm dedim.
Bu konuyu yakinen bilen meclis üyesi Burhan Kocaman’i arayarak “yarin öglen kimseye randevu verme birlikte yemek yiyelim” dedi.
Bana dönerek “aksam saat 16.00 da Akmercanlar AS de ol sana bir miktar geçici para vereyim sikintini gider 10 gün içinde param gelecek gerisini helallesiriz” dedi.
Kendisi ayrilip gidiyordu kendisine saat 16.00 da gelemeyecegimi isimin oldugunu saat 20.00 da gelebilecegimi söyledigimde olur cevabini alarak ayrildim.
Istanbul Aydin Üniversitesinde Istanbul Valimizin de katilacagi dernegimizin yerel basin basari ödül programi vardi. Biz dernek olarak bir yildir buna hazirlaniyorduk. Bu bizim için çok önemli etkinlik ile birlikte ödül alacaktim. Bu nedenle saat 20.00 de gelebilecegimi söyledim.
Saat 19.30 da üniversiteden ayrilarak Baskan Öcalan’in randevu verdigi Akmercanlar sirketine dogru yola çiktim.
Yolda iken aradigi meclis üyesi Burhan Kocaman’i aradim baskan ile bulusmaya Akmercanlara gidiyorum dedim.
Meclis üyesi Burhan Kocaman bana “Sana tuzak kuruyorlar beni bir yildir aramayan eski baskan yardimcisi Nuri Öztürk aradi, sana parani verirken polis ile basacaklar. Bu ise beni katma orda isini bitir” diyerek telefonu kapatti.
Ben yoluma devam ederek Akmercanlara gittim.
Kapiya geldigimde ayni dakikada Baskan Mehmet baskan ile kapida karsilastik.
Bana “beni mi takip ediyorsun? dedi.
Ben de cevap vererek “neden seni takip edeyim ki? Ama takip etmem gerekirmis. Neden böyle bir yola basvuruyorsun. Ben senden avanta, haraç, haksiz bir sey mi istiyorum ki bana tuzak kurmaya çalisiyorsun?” dedim…
Baskan da bana “ne tuzagi ben neden tuzak kurayim sana parani ödeyecegim” dedi.
Meclis üyesi Burhan Kocamanin söylediklerini anlattim.
Baskan “Çagir buraya anlatsin” dediginde Burhan Kocaman’i arayarak, “baskan seni çagiriyor” diyerek Akmercanlara davet ettim.
Burhan Kocaman henüz yolda iken Akmercanlar sirketinin sahibi Gazi Akmercan Mehmet Öcalan’i alarak baska bir odaya götürdü...
Gelen meclis üyesi Burhan Kocaman’i da ayni odaya alarak, uzun süre yaklasik bir saat istisare ettiler.
Bir saat sonunda Burhan Kocaman benim oldugum odaya gelerek “ben baskana anlattim. Dedim ki ben sahidim yaklasik 200 bin dolarlik evini satti ve siz adami magdur ettiniz dedim” diyerek bana bazi olaylardan bahsetti.
Öcalan’la Akmercan’in ortak oldugunu anlatan Kocaman bana;
“Merak etme bu Akmercanin ortagi. Az mi ihale verdi,bunlara. Bütün parasini Akmercan kullaniyor.
Aslinda Maliye bir inceleme yapsa buradan neler çikar neler.
Hatta çöp ihalesinde yolsuzluk yaptilar ben Akmercanlarin belediyeye geri para iadesi sagladim bu nedenle.
Benim bunlarla ugrasmamdan dolayi beni de firsattan istifade ederek yakarlar diye korktum sana yalan söyledim. Nuri Öztürk beni aramadi ben onu aradim bu ise beni bulastirma diye.
Çünkü bunlara güvenmem. Bak herkesi AKP ye aldilar beni almadilar. Çünkü AKP nin ipligini ben pazara çikardim. Tekrar ediyorum! ...
Akmercanlari Akmercan yapan Öcalandir…
Belediye baskanligi yaptigi dönemde Öcalan’in altindaki araba, Akmercanlar sirketinindi. Ve her ay 5000 TL belediye kira ödüyordu.
Yani adam kendi arabasini belediyeye kiralik gösteriyordu.
Hayatimda gördügüm en ilginç olaydir bu.
Maliye Akmercanlarin hesabina bir baksa, Mehmet Öcalanin gizli ortagi oldugunu görür. Ama AKP, itini bile korur.
Yoksa AKP bilmiyor mu bunun 3 milyon dolarlik villada oturdugunu?
200 bin Euroluk arabaya binmesini neden kimse sormuyor?
Bunlar sadece buz daginin görünen yüzü.
Bu Akmercanlar tam 20 yildir belediyeyi sömürüyor. Kimsenin giki çikmiyor” gibi ifadeler kullanirken kullanirken içeride hareketlilik oldu.
Akmercanlar sirketinin sahibi Gazi Akmercan Baskan Mehmet Öcalan’i da yanina alarak bizim odamiza geldi.
Gazi Akmercan bana “ne kadar alacagin var” diye sordu.
Bende binayi yapan kalfayi arayip telefonun sesini disariya açtim. Kalfaya hitaben, “baskan Öcalan ve ortagi Gazi Akmercan dinliyor. Allah için dogruyu söyle. Senin bana Esenler parka yaptigin binanin degeri ne?” dedim.
Telefonun sesi disariya açik olarak sordugum soruya cevap veren kalfa, “Bu günün sartlari ile yaptigim bina, simdi yap desen en az 600 ila 700 bin TL’dir. Bunu bana degil kime sorarsaniz ayni cevabi alirsiniz” diyerek telefonu kapatti.
Akmercan, Baskan Öcalan’i alarak tekrar baska bir odaya gitti.
Yaklasik bir saat sonra geldiklerinde baskan Mehmet Öcalan; “ben bu parayi sana ödemiyorum. Bildigini yap. Senden korkmam. Çok canimi sikarsan sikâyetçi olurum” dedi.
Bende cevaben; “ben hakkimi kimseye yedirmem. Ver dosyami çikayim” dedim.
Bana; “çik disari” diyerek hakaret etti.
Gazi Akmercan ise “benim isyerim evim sayilir. Lütfen tartismayin” diyerek beni odadan çikardi ve dis kapiya kadar yolcu etti.
Ayrilip evime gittim. Ertesi gün Cumartesi oldugu için saat 11.00 da uyanip kahvaltiyi çocuklarimla yaptim. Burhan Kocaman ile telefonla görüstüm.
Benden sonra ne oldugunu sordum. Bana “senden sonra polis çagirdilar ve polislerle gitti. Olaya beni sahit yazmak istediler ben olmadim. Evime geldim. Beni bir daha arama. Ben bu adamlardan korkuyorum” diyerek telefonu kapatti.
Kahvaltimi yapip kapiya inmistim ki, beni Esenler Ilçe Emniyet Müdürlügünden aradilar. “Emniyet Müdürlügüne gelmen gerekiyor ne zaman gelebilirsin?” Sorusuna, “hemen gelirim. 10 dakika sonra Emniyet Müdürlügündeyim” dedim ve on dakika sonra emniyet müdürlügüne gittim.
Beni arayan numarayi arayarak “ben geldim emniyetin önündeyim” dedigimde “bekle geliyorum” diyerek sivil memur geldi. Ve beraberindeki ekiple beraber “bizi takip et Üçyüzlü karakoluna gidiyoruz” dediler.
Karakola kadar aracimla takip ettim. Beni içeri alip ifade için beklettiler.
Ve ifadem alinmaya basladigi esnada Basaksehir Emniyet Müdürlügünden ifademi alan memur arandi Memura benim akibetim soruluyordu.
Ifademi alan memur arayan kisiye beni kastederek, “sahis üç saattir burada ifadesini aliyoruz ve üç saattir arabasi da kapida” diyerek cevap verdi.
Memura, “ne oldu hayirdir?” dedigimde, “belediye baskani seni saat üçte basak sehir ilçe emniyetine takip ediyor diye sikâyet etmis” diyerek güldü...
Memur da; “bu adam halüsinasyon görüyor galiba bana sikâyetini fakslayin, ben de size burada aldigim ifadeyi fakslayayim” dedi ve karsilikli faks çektiler.
Ifadesi saat üçte alinmis ve daha sonra ifade “o olabilecegini tahmin ettigim” diye degistirilmis.
Memur ifademi alip bitirdiginde saat 15.00 olmustu. Nöbetçi savciyi arayip, “sahsin ifadesini aldik emriniz sayin savcim” diye sorunca, alinan cevap “bu gece kalsin yarin getirin” oldu.
Memur saskin bir halde, “seni bu gece sabaha kadar misafir edecegiz” diyerek nezarete davet etti.
“Telefon açabilir miyim?” soruma “sadece bir adet” cevabini aldim.
Gazeteci oldugumdan dolayi tanidigim bassavciyi arayarak sayin bassavcim ben Ibrahim Erdem Karabulut. Böyle bir olayla karsi karsiyayim. Dedigim de, “konudan haberim var seni nöbetçi savci inisiyatifini kullanarak tutuyor. Bir sey yapamam” dedi.
Baska bir tanidigim savciyi arayip durumu anlatinca, “bu iste baski var, dikkat et” dedi.
Eski bir savci olan avukatimi aradigimda ise “böyle bir sey var ise kesin siyasi baski var” diyerek “merak etme en fazla 24 saat sana psikolojik baski yaparlar” diyerek kalmam gerektigini ifade etti ve “tutuklama halinde ki baski varsa muhtemeldir haklarini arayacagim” dedi.
24 saatin sonun da nöbetçi savciya çikarildim ve serbest birakildim.
Hakkimda cami önünde bogazima biçak dayadi diyen eski baskan Mehmet Öcalan Cuma saatinden sonra gece saat 12.30 kadar neden bekledi?
Karakolda gözaltinda olan biri nasil saat üçte onu takip edebilir?
Ifadesi bittigi halde bir adam savciliga neden çikarilmaz?
Eger sikayetçi eski bir belediye baskani ve siyasi nüfuz kullaniyor ise bu mümkün! …
Ibrahim Erdem Karabulut