Betül Sükür’den, Iki Roman; “Mekan ESTANBUL CAFE”
BETÜL SÜKÜR’DEN, GENÇ YASTA IKI ROMAN; “LIMON ÇIÇEGI VE CERRAH GIBI”
Esenlerli genç yazar Betül Sükür, ‘Limon Çiçegi ve Cerrah gibi’ adli iki romanini cdüzenlenen imza gününde Esenlerliler ile bulusturdu. Genç yetenek Esenler’in basin mensuplarina romanlariyla ilgili ve yazmak üzerine açiklamalarda bulundu…
Esenlerli yerel basin mensuplari genç yazar Betül Sükür’ü kitaplarini tanittigi ve okurlara imzaladigi Estanbul Cafe’da ki stantta genç yazari ziyaret ederek sohbet ettiler. Gazeteciler yazar Betül Sükür’ü, genç yasinda iki roman yayimlamasindan dolayi kutladilar. Betül Sükür ise gazetecilere kitaplarini imzalayarak hediye etti…
Betül Sükür, “Ben dogma büyüme Esenlerliyim. Halen Esenler’de yasiyorum. Türk dili ve edebiyati okuyorum. Hem okuluma devam ediyorum, hem de çalisiyorum. Reklam metni yazarligi yapiyorum. Bir yandan da yaziyorum. Iki romanim var. Ve bir ani kitabi hazirliyorum. Bu yas muhabbetinden sikiliyorum, neye göre yas. Zaman göreceli bir kavram, biz ona göre sekilleniyoruz. Bakiniz Orhan Veli 36 yasinda öldü, ne kadar yasayacagimizi bilmiyoruz ki. Küçük yasimdan beri kitap yazmayi hayal ettim ve yazdim. Ilk romanimi 18 yasinda yazdim.
Ben 15 yasimda radyo programi yapmaya basladim. Simdi bir dergide köse yazarligimin yani sira yazmaya devam ediyorum. Bana genç yas da yazarliga basladigimi ve kitap çikardigimi söylüyorlar, bende geç bile kaldim diyorum. Ve daha erken baslamaliydim diyorum. Kitap okumayi da çok seviyorum. Bizde çok kitap basildigini görüyoruz, okurdan çok yazar var! Bu kötü bir sey aslinda. Yazarlik ve kitap basmak bu kadar kolay olmamali.
Bizde butik yayincilik yapiliyor, bu kötü bir sey, yazdiklariniz bir editörün degerlendirmesinden geçmeden basiliyor. Zarari ise edebiyata oluyor. Niteliksiz edebi olmayan kitaplar çikiyor ortaya. Böylece edebiyatin degeri de düstükçe düsüyor. Çok kitap çikinca okuyucu da neyi okuyacagini sasiriyor.
Yazmak beni yormuyor, severek yaziyorum. Bizleri insanlarimizin yikici elestirileri yoruyor.
Benim dünyaya gelme gayem yazmak diye düsünüyorum. Zaman kisa ve kisitli, her dakikamiz hesapli, sonunda yaptiklarimizin da hesabini verecegiz. Ne büyük mutluluk bir kalbe dokunmak. Benim için önemli olan kalbe dokunabilmek. Önceligim maneviyat, maddiyat sonraki is. Yasanmamislari yasamak, görülmeyenleri görmek, roman iste böyle bir dünyadir. Yazmak bir tercih degildir. Yazmadigim günler benim için bos günlerdir. Bazen bir kelime, bazen sayfalar dolusu yazarsin, bu senin tercihin degildir. Edebiyat yaratma sanatidir.
Romanimin adinin limon çiçegi olmasinin bir sirri var. Kitabimi okuyanlar görecekler. Limon Çiçegi’nde gerçek bir ask var. Limon çiçeginde aska inanmayan ve daha sonra askin tokadini yiyen bir kadinin hikayesi var”