Bugün, 18 Mayıs 2024 Cumartesi

Bilgisayar korsanlarinin yeni hedefi gazeteciler

Bilgisayar korsanlarinin yeni hedefi gazeteciler

"Gelisen Teknoloji Karsisinda Gazeteciligin ve Gazetecinin Konumu" seminerinde uzmanlar gazetecilerin elektronik postayla gönderilen virüslü dosya tehdidi altinda olduguna dikkat çekti. Cumhuriyet Haber Portali

Istanbul- Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) ve Konrad Adenauer Stiftung’un (KAS) ortaklasa düzenledigi “Gelisen Teknoloji Karsisinda Gazeteciligin ve Gazetecinin Konumu” baslikli seminer, yogun katilim ve ilgiyle Taksim Nippon Otel’de gerçeklestirildi. Seminere; TGC Baskani Orhan Erinç, TGC Baskan Vekili Turgay Olcayto, TGC Baskan Yardimcisi Vahap Munyar, TGC Genel Sekreteri Sibel Günes, TGC Genel Saymani Gülseren Ergezer Güver, TGC Genel Sekreter Yardimcisi Zafer Atay`in da aralarinda bulundugu çok sayida kisi katildi. Seminerde gazetecilerin örgütlenmesi, yipranma tazminati, çalisma kosullari, digital veriler nedeniyle gazetecilerin yasadigi sorunlar ele alindi, mesleki bilgiler paylasildi.
 

Internet gazeteciliginin hukuki tanimi yok


Seminerin açilis konusmasini Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Baskani Orhan Erinç yapti. Türkiye`nin teknolojik gelismeleri yakindan takip ettigini dile getiren Baskan Erinç, sunlari söyledi: "Türkiye`de medya sanayi, dünyadaki teknolojik gelismeleri en hizli degerlendiren, kullanan sanayi dali olarak duruyor; ancak bu gelismelere karsin pek çok konuda çok gerilerde oldugumuz da bir baska gerçek. Örnegin siyasetin hukuka yön verme geleneginden bir türlü kurtulamiyoruz. Türkiye’de Avrupa Insan Haklari Sözlesmesi ve Avrupa Insan Haklari Mahkemesi`nin kararlarini, özel hukuka daha üstün oldugunu kabul eden bir anayasa olmasina karsin, Türkiye Avrupa Insan Haklari Mahkemesi`nden ihlal karari ile dönen ülkelerin basinda yer aliyor. Teknolojiyi gelistiriyoruz, kullaniyoruz. Daha önce elektronik yayincilik dedigimiz bu konuda, ne internet gazeteciliginin ne de internet gazetecilerinin hukuki tanimlari ne yazik ki henüz yok.”


TGC Baskani Orhan Erinç: Internet gazeteciliginin yasasi farkli olmali

Internet yasasinin basin yasasi kapsaminda düzenlenmesinin istenmesi konusuna deginen Baskan Erinç, sözlerini söyle sürdürdü: “Oysa basili iletisim araçlariyla elektronik iletisim araçlari arasindaki teknolojik farklilik, böyle bir düzenlemenin yapilsa bile uygulama alaninin zor oldugunu gösteriyor. Nitekim daha önceki basin yasasindaki geçisi dokuzuncu madde olarak internet yayinciligi düzenlenmeye çalisilmis ama hukuki farkliklari, teknoloji farkliliklari nedeniyle uygulanamamistir. O açidan baktigimizda; biz TGC olarak internet gazeteciliginin ayri bir yasa ile düzenlenmesi gerektigi kanisinda oldugumuzu her firsatta açikliyoruz. Internet haber sitelerinde çalisan meslektaslarimizin da fiilen gazetecilik yapiyor olmalarina karsin; hukuken gazeteci sayilamamalari onlarin büyük ölçüde kimlik, ekonomik ve sosyal haklarindan mahrum kalmalarina neden oluyor. Bu da öncelikle giderilmesi gereken sorunlarimiz arasinda yer aliyor."

 
Dünya ortalamasinin altindayiz

Türkiye’de teknolojinin gelisiyor olmasina karsin yine de pek çok alanda dünya ortalamasinin altinda olundugunu ifade eden Baskan Erinç, su ifadeleri kullandi: “Anayasanin 90. maddesine eklenen bir bölümle; Türkiye`de insan haklarina yönelik, uluslararasi sözlesmelerin uygulanmasinin daha üstün oldugu konusunda bir hüküm kondu. Yargi, Türkiye`deki yasalarla uluslararasi sözlesmeler arasinda çeliski varsa uluslararasi sözlesmelerin yükümlülügünü uygulamak zorunda. Bunun pek de uygulandigini söylemek mümkün degil. En azindan meslektaslarimizin tutuklu olarak yargilandigi çesitli davalarda tutukluluk süresinin ceza infazina dönüsmesi olsun, delillerin belirlenmesindeki yöntemler olsun, pek çok hukukçunun belirttigi gibi uluslarasi sözlesmelerle çelisen bir durumda. Bu konudaki sikayetler ne yazik ki siyaset kanalindan dikkate alinmiyor. Su da bir baska gerçek ki; Türkiye`de yasa maddelerinin bu gerekçeleri yazilis biçimleriyle, yasa maddelerinin yazilis biçimleri arasinda olaganüstü çeliskiler var. ‘Türkiye`de yasa maddeleri yerine maddelerin gerekçelerini koysak Türkiye dünyanin en demokratik ülkesi olur’ düsüncede oldugumu burada bir kez daha belirtmek istiyorum."

Baskan Erinç, söyle devam etti: "Yaygin basinin internetten televizyon yayinlarina da baslamis olmasi nasil bir hukuksal durum karsisinda oldugumuzu da gösteriyor. Basin yasasina bakarsaniz; yaygin, bölgesel ve yerel diye bir degerlendirme yapildigini görüyoruz. internet gazeteciligin gelmesiyle bu tanimin hâlâ geçerli olup olmadigini tartismak gibi bir durumla da karsi karsiyiz. Yerel gazetenin internet sitesi kurmasi halinde dünyanin her kösesinden baglanilarak izlenmesi yerelin uluslarasi olmasi gibi bir sonuçla da karsi kasiyayiz. Bu da çözümlenmesi gereken baslica konular arasinda diye düsünüyorum.”
 

Emre Kizilkaya: Haber de küresellesti


Erinç’in konusmasinin ardindan ilk oturuma geçildi. Moderatörlügünü TGC Baskan Vekili Turgay Olcayto’nun yaptigi ilk oturumda Hürriyet Gazetesi Dis Haberler Sefi ve Basin Enstitüsü Dernegi Baskan Yardimcisi Emre Kizilkaya, “Yeni Medya”, TGS Önceki Baskani, Cumhuriyet Gazetesi Yazari Sükran Soner "Gazetecilerin Örgütlenmesi", TGC Hukuk Müsaviri Gökhan Küçük, “Gazetecilerin Yipranma Tazminati” baslikli konularinda birer konusma yapti. Hürriyet Gazetesi Dis Haberler Sefi ve Basin Enstitüsü Dernegi Baskan Yardimcisi Emre Kizilkaya, “Yeni Medya”, basligi altinda yaptigi konusmada, gazeteciligin teknolojiyle uyumlu hale gelirken yasadigi degisikliklere degindi. Haberlerin sunulus biçiminden içerigine, sayfa yapisindan kullanilan teknige kadar her seyin su anda farkli oldugunu belirten Kizilkaya, Türkiye`den ve dünyadan örnekler vererek sunumu yapti. Internetin su anda teknolojinin bel kemigi olduguna dikkat çeken Kizilkaya, "Bu yüzden interneti iyi anlamak gerekiyor. Bilgisiyar oyunu oynarken de arastirma yaparken de internete baglanmak zorundasiniz. Teknoloji okuryazarliginin ön planda oldugu bir dönemdeyiz" dedi.

Teknolojinin gazetelerin bir kisminin internete tasinmasina veya internet siteleriyle desteklenerek yayin yapmasina yol açtiginin altini çizen Kizilkaya, "Teknoloji, haberlerin çok daha hizli bir sekilde yayilmasini, ayni anda tüm dünyaya yayilmasini sagladi. Gazeteciligin teknolojiyle birlikte içerigi daha da zenginlestirdigini hatta oyunlastirma imkani da sagladigini aktaran Kizilkaya, su tavsiyelerde bulunarak sözlerini bitirdi: "Birçok gazeteci su an yeni medya araçlari kullaniyor. Haberlerini küresellestirmeliler. Kendine özgü haberler yapmali. Dünyada bunun çesitli örnekleri var." TGS Önceki Baskani Sükran Soner ise yaptigi konusmada, Türkiye`de sendikalasma ve sendikasizlastirma dönemlerinin özelliklerine dikkat

çekti; "Kitlesel örgütlenmeyi Türkiye basardi diyemeyiz. 1980 yilina kadar Türkiye`de sendikal örgütlenme gelisti. Tekellesen ellerde insana ait sendikal örgütlülüklerin küresellesmeye ayak uyduramadigini gördük. Bu dönemde medya, iletisim ve eglence sektöründeki yozlasmayla insan beyni ele geçirildi. Medya hizla geriye giderken niye bu kadar hizli savruldugumuzu algilayamadik. Medyadaki asil kirilma noktasi da gazetelerin Ikitelli`ye tasinmasi ve holding çikarlarinin emrine sunulmasiyla gerçeklesti."


“Gazetecilerin Yipranma Tazminati”


TGC Hukuk Danismani Gökhan Küçük, “Gazetecilerin Yipranma Tazminati” baslikli konusmasinda gazetecilerin sosyal haklari hakkinda bilgilendirme yapti. Gazeteciligin çok yorucu ve agir sartlar altinda yapilan bir meslek oldugunu dile getiren Küçük, yipranma paylarinin geri verilmesiyle ilgili yaptiklari çalismalari yetkili makamlara sunacaklarini söyledi. Fikir isçiliginde mesai kavraminin olmadigini hatta haber bulmak, toplamak, haber takip etmek ve üretmek için 24 saat düsünebileceklerine dikkat çeken Küçük, gazetecilerin de risk altinda çalistiklarini ve haklarinin geri verilmesini istedi. Gökhan Küçük, "Gazetecilere yipranma tazminati hakki verilmeli. Model aramaya gerek yok eski yasal düzenlemeye dönülmeli. AB`de olmamasi hakli bir gerekçe olmamali. AB`de olmasin ama bizde olsun" diye konustu. TGC Baskani Orhan Erinç de muhabir köse yazari ayrimi yapilmadan tüm gazetecilere yipranma tazminati hakkinin saglanmasinin önemini vurguladi. Erinç "Artik kursun eritilerek baski yapilmiyor ama köse yazarlari korumayla geziyor. Muhabir ertesi sabah haberini yaptigi kisiyi karsisinda bulabiliyorlar" diye konustu.

 
“Geleneksel Medyadan Yeni Medyaya Geçis ve Sorunlar”

Seminerin ikinci oturumunun moderatörlügünü TGC Genel Sekreteri Sibel Günes yapti. Bu oturumda Kadir Has Üniversitesi Yeni Medya Bölümü Ögretim Görevlisi Ismail Hakki Polat, “Geleneksel Medyadan Yeni Medyaya Geçis ve Sorunlar”, Avukat Hüseyin Ersöz, “Gazetecilerin Digital Veriler Nedeniyle Yasadigi Sorunlar”, Avukat Oktay Huduti ise “AB Hukuku’nda Digital Verilerin Korunmasi” baslikli birer konusma yaptilar. Kadir Has Üniversitesi Yeni Medya Bölümü Ögretim Görevlisi Ismail Hakki Polat, “Geleneksel Medyadan Yeni Medyaya Geçis ve Sorunlar” konusunu tüm detaylariyla anlatti. Yeni medya düzeninde habere çok hizli ulasilabilse bile okuyucunun güvenilir bilgi istedigine isaret eden Ismail Hakki "Bu yeni düzende gazetecinin önemi artiyor. Gazeteci tarafindan saglanan nitelikli haber büyük deger kazaniyor. Yurttas haberciliginin de mutlaka okuyucuya ulasacak sekilde kisaltilmasi hedefine uygun olarak hazirlanmasi için gazetecinin süzgecinden geçmesi gerekiyor" diye konustu.

 
`Aslinda gazetecilere karsi suç isleniyor`


Avukat Hüseyin Ersöz, “Gazetecilerin digital veriler nedeniyle yasadigi sorunlar”, baslikli konusmasinda dijital verinin tanimini yaparak konusmasina basladi. Gazetecilerin meslekleri geregi çok sayida mail aldigini belirterek gazetecilerin kimligi belli olmayan kaynaktan gelen mailleri açmamasi gerektigini söyledi. E-posta araciligiyla yollanan virüslerin bilgisayari ele geçirebilecegine vurgu yapan Ersöz, "Bu bilgisayarlar zombi bilgisayar haline geliyor. Kisi bilgisayar üzerindeki kontrolünü yitiriyor. Alicinin kaynagini bilmese de gelen bu mailden dolayi bir dijital veri varsa o kisinin sorumlulugunda kabul ediliyor. Savcilar ve mahkemeler, bu dökümanlarin hangi kaynaktan gönderildigine bakilmaksizin gazeteci sorumlu tutabiliyorlar. Ayrica son dönemde örnekleri oldugu gibi Terörle Mücadele Yasasi öyle bir yasa ki içine tüm gazetecileri örgüt propagandasi yapmaktan, yardim ve yatakliktan içine sokabilir ve suçlayabilirsiniz. Digital saldirilarin hedefinde özellikle aktivist gazeteciler yer aliyor."dedi. Bu nedenle kisinin sanal ortamda da güvenligini çok iyi saglamasi gerektigini dile getiren Ersöz, "Dökümanin altinda imzasi olan kisi olsa da hemen itibar etmeyin. `Kimsiniz?` seklinde mail atabilirsiniz. Güvenilirliginden süpheye düstügünüz hiçbir maili açmayin" uyarisinda bulundu. Virüs programlarinin her virüsü tanimayacagini da dikkati çeken Ersöz, "Popüler bir gazeteciye yönelik olarak özel virüs de üretilebilir" diyerek konusmasini bitirdi.

“AB Hukuku’nda Digital Verilerin Korunmasi”

Avukat Oktay Huduti ise “AB Hukuku’nda Digital Verilerin Korunmasi” baslikli sunumunda Türkiye ile Avrupa’yi karsilastirdi. Avrupa Birligi`nde kisisel verilerin korunmasi konusuna çok önem gösterildigini belirten Huduti, verilerin de her zaman yasaya uygun olarak toplatildigini söyledi. Kisisel verilerin korunmasi noktasinin önemine dikkat çeken Huduti, sözlerini söyle sürdürdü: "AB hukukundaki yasal düzenlemeler bilginin serbest dolasimi noktasindan hareketle kisisel dijital verilerin korunmasini sagliyor. Bunu bir hak kabul ediyor. AB temel haklar sartinin 7. ve 8. maddeleri ile veri güvenliginin korunmasi ve özel yasamin gizliligi temel hak sayiliyor. Tek sart verilerin yasaya uygun toplanmasi ve dürüstlük kuralina uyulmasi. Türkiye ise veri koruma konusunda çok kötü durumda. Ticari olarak kisisel veriler kullanilabiliyor. Oysa adinizi soyadinizi bir kez alan birisi sonradan kullanacaksa sizden izin almak zorunda. Almanya`da bir firma sahibinin kapisindaki kamerayi sokaga genis görecek sekilde konumlandirilmasi hak ihlali olarak görüldü. Burada 1 metre siniri getirildi. Gazetecilik açisindan bakarsak direktifteki 9. maddeye göre gazeteci verileri haber yapmak amaciyla topluyorsa bunda bir sakinca yok. 11 Eylül saldirisi sonrasinda AB içinde de Telekom ve internet bilgilerinin 6 ay ile 2 yil arasinda saklanmasi zorunlulugu getirildi. Bu Türkiye için de geçerli."



  • Cumartesi 22.1 ° / 13.7 ° Güneşli
  • Pazar 22.5 ° / 13.8 ° false
  • Pazartesi 22.5 ° / 13.7 ° Güneşli