AKP’nin tam gün çalisma yasasi, mecburi hizmet yasasi, tip fakültelerinin sayisini ve kontenjanlarini artirmasi, hekim sayisini artirmasi, yabanci hekim çalistirmak istemesi, sagligin sosyallestirilmesi için degil sagligin sermayelestirilmesi, hekimlerin sermayenin gerçek denetimine tabi olmalari; ucuz is gücü olmalari içindir.
Kapitalist sistem asla tam istihdam hedeflemez; isçi emegini ucuza mal etmek için her zaman issizleri ve yedek isçileri (göçmen is gücü) yedeginde tutar. Emek mücadelesi yapan isçilere devletin klasik söylemi “sizin begenmediginiz ücret için can atan issiz insanlar ya da yabanci isçiler var” seklindedir. Gereginde bu silahi kullanir. Simdi AKP ayni silahla hekimleri vurmak istemektedir.
Bir yandan ulusal ve uluslararasi standartlari karsilamayan yeni tip fakülteleri ile tip egitimini tamamen göz ardi ederek hekim sayisini artirmakta bir yandan da yabanci hekim transfer etmek istemektedir.
Tüm dünyada hekim göçü yoksul ülkelerden varsil ülkelere dogrudur. Türkiye’ye de çalismak için gelebilecek hekimler sosyoekonomik olarak stabil olmayan Türkiye Cumhuriyetleri’nden, Ortadogu ve Balkan ülkelerinden, açlikla savasan Afrika Ülkeleri’nden olacaktir. Dünyada da asagi yukari hekim göçünün yönü yoksul güneyden zengin kuzeye dogrudur.
EMPERYAL BIR PAY KAPMAK
AKP, yabanci hekimlere Türkiye’de çalisma hakki verilmesini “Türk hekimleri Avrupa ülkeleri ya da Amerika Birlesik Devletleri’nde çalisabiliyor neden yabancilarin Türkiye’de çalismasi yasak olsun” seklinde demagojik bir gerekçeye dayandirmaktadir. Aslinda yabanci hekim projesi bir yandan birkaç ABD’li ya da Avrupa’li hekimin özel hastanelerde çalistirilmasi ile saglik hizmeti pazarlamasini süslemek bir yandan da hekim göçünden emperyal bir pay kapmaya çalismaktir.
Dünya Saglik Örgütü uzun yillardir zengin ülkelerin yoksul ülkelerin zaten kisitli olan saglik insan gücünü çalmalarini siddetle elestirmektedir. Bu en vahsi hirsizlik türlerinden biridir; yoksul ülkeler kisitli kamusal kaynaklarindan finanse ettikleri tip egitimi ile yetistirdikleri ve büyük ihtiyaç duyduklari hekimlerini yitirdiklerinde o ülkelerin ulusal gelirlerinin bir kismina el konulmakta ve toplumsal saglik sorunlarinin agirlasmasina yol açilmaktadir.
Hekim göçü dolayli bir sömürü yöntemidir.
Mazlum Müslüman ülkelerin ‘savunucusu’ AKP, onlari sömürmeye de kararlidir!
Yabanci hekim transferine karsi çikarken ‘yabanci düsmanligi’ tuzagina düsmemeliyiz. Bu hekimlerin egitimlerinin yetersiz olacagi ya da Türkçe’yi yeterince bilemeyecekleri gibi olumsuz ön yargilarla meslektaslarimizi asagilamak bize yakismaz.
Topluma asil söylenmesi gereken transfer edilen her hekimin birkaç milyon dolar hirsizlik ve birkaç bebek ölümü demek oldugudur.
Evrensel
