BIR TATLI HUZUR ALMAYA GELDIK

BIR TATLI HUZUR ALMAYA GELDIK

Siki gevsek nice toplantilardan geçtik de geldik, çiktik huzura el etek öpmeden ve hazirunu dinledik bir köseden. Gaziler gününe denk düsen bir atmosferde kent bilimi üzerine tam gaz gazlayanlari görünce de çekinmeden çekince koyma, serh hakkimiz kendilig

BIR TATLI HUZUR ALMAYA GELDIK…

Siki gevsek nice toplantilardan geçtik de geldik, çiktik huzura el etek öpmeden ve hazirunu dinledik bir köseden. Gaziler gününe denk düsen bir atmosferde kent bilimi üzerine tam gaz gazlayanlari görünce de çekinmeden çekince koyma, serh hakkimiz kendiliginden dogdu. Velâkin meslek edinilmis salamura aliskanliklara takilmayacagiz yine. Çünkü yilda bir seferlik de olsa huzurumuz bozulmasin istiyoruz.

Ileri internet demokrasisi geregi isimiz sadece siyasilerle, poli-tikacilarla. Devlet adami pozunda ve havasinda ama vasfiyla muamma babamiz olsa affedemeyiz. Atanmislara sözümüz yok, onlara bu cenderede simdilik sadece basarilar dileyebiliyoruz.

Huzura konmus bir kere zevat. Ayni yüzler, ayni sarki ve ayni nakarat. Yorum muhasebesi negatif fazlaliklar ve aykiriliklar içerdikçe de huzur kaçiyor ister istemez. Maciskurlu laflarla gerçekler geçistirilmeye çalisilinca da huzursuzluk kemiriyor beyni içten içe.

Oysa gürül gürül akiyor hayat. Biz ise kala kalmisiz kentin göbeginde, ayni yere demirlemisiz topyekun ve rüzgar bekliyoruz. Iktidara, hükümete nispet sökük kispetle güres tutmak akil kari degil belki ama baskaca da çare yok.

Boy pos fos çikinca isin asli huzursuzluk girla gider. Çünkü prezantbil, ‘kendisine çeki düzen veren çelebiler’ papatya falini açmaya baslarlar. Böylece huzur ve güvenin nereye kadar ve nasil oldugunu da ahali görür ve dillendirmeye baslar. Kendilerini boy aynasinda devasa hissedenler üç boyutlu gözlüge ragmen göremezler ise adam olanlara 33 yerde çarpi dört mobese kamera ile gösterirler kentin öteki yüzünü. Yetmezse 67 yere daha dikilince bu kameralardan çorba akitan siyaset çesmesinin ayiplari göze batar bir bir. Maddi manevi hasarli sehirliler de el sallar sehri demokrasi adina kusatanlara. 120 kamera alip yüz yirmisini de bu sehre apayri yerlere taksan ne olacak sanki. Manzara mi degisecek, firça firça tilsimli dokunuslarla.

Bir çirpida bir el saklatiriz bir buçuk trilyonu buluruz demekle “ adi ve sani ile ismi gibi esenlik sehri Esenler” olarak anilmak kolaylasacak sanki. Kaç trilyon gitti eski han, eski tas, eski hamam. Kimse asiri kötümser alinganlik göstermesin ama bir kentin toplumsal hafizasiyla bu denli oynamak, alaylayip, kalaylayip yok saymak yakismaz hiçbir sosyal varliga. Yedigi kaba kirletiyorlar lafazanligi da kirmizi isiga takilir düz yolda. Geçip gitmek için yesilin yanmasini bekleyen esenlik dolu agizlarin da bir bakarsiniz huzuru kaçar. Prototip dayatmamaciligindakilerin, kilik kiyafet takipçilerinin, ‘ihbarda isim verme zorunlulugu olmadigindan’ yersiz-yurtsuz saglamasi da eninde sonunda ilçenin sayisi sadece iki olan trafik ekiplerine takilir.

Algi yanlisligi demek ki insani bu bozuk davranis kaliplarina zorlarmis. Bir yilda dört bine yakin ise yaramaz sözde sanatsal sertifikalara bir trilyon yatirirsaniz ve çay çorba, gündöndü çekirdek bahsiyle iddialasirsaniz huzur çikmazina itersiniz hemserilerinizi.

Her mübalali söylemi kendimize öncelikli mesele edinmek istemezdik ama maalesef sehir hakki ve sehir hukuku bilincimiz böyle emrediyor. Masal bunalimi, beyin içi daginikligi ve seçim-geçim kaygisi meger en muhteremleri bile asil gerçekleri gizleme, sahici görüntüleri silme, triyonlari hor görme çabasina sürükleyebilirmis.

Düsünce ötesi formatta asil sessizlik ve yerli yersiz eften püften sizlanmalar prim yaptigindan meydan daima bos nasilsa. Ne belge ne bilgi var cenahlarda. Yani yesil çuha bir kez daha yirtiliverdi. Çuha yirtilinca en degme istakanin bile iskalamasi çok normal. Böylesine huzurlu bir anormallikte ise “gülümseyin burasi Esenler tabelasini dört bir yana asalim” cümlesi de, cümle alem bize gülecek olsa dahi gönlümüze tatli bir huzur doldurur.

Zaten sarmalina girilen çaresizlik yürek yakiyor, yaprak yaprak döküldükçe ömürler cigerlerimiz kaniyor, vatan vatan diyerek oturup aglasiyoruz her gün sektirmeden “bir tatli huzur almaya geldik” ve aldik payimiza düseni. Bundan böyle ne dilin kemigi kaldi ne de ögüt dinleyecek kulak. Böyle biline ve ona göre söz sarfedile..

Bu huzur toplantisi huzuru aradigimizi gösterdigi gibi, huzurun var olmasi gerektigini ancak olmadigini da ayan beyan belgeledi. Var olasin ilçe emniyeti iyi bilgilendik sayenizde. Nasilsa her sey emniyet kameralarinca kayit altinda.

Evet, Esenler’de yasiyoruz ve Esenlerin esenlik sehri huzur abidesi olduguna inanmak istiyoruz gerçekten. Ya siz her mikrofon alanda hal ve gidise not veren ama hal ve gidisi de yöneten poli-tikacilar, siz nerede yasiyorsunuz. Esenlik sehri Esenler sizlerin “bir tatli huzur almaniz için gelmenizi” yani burada ikametinizi bekliyor..

Ayrica kara kapli lugatta en zarif kelimedir ‘huzur’. Kimsenin ama kimsenin huzuru bozmaya da hakki yoktur...