“Biz Ayder’i Kirlettik, Rezil Ettik”
Çamlihemsin’in sosyalist belediye baskani Lütfü Melek, Ayder’deki durumu degerlendirdi
Geçtigimiz hafta Erdogan’in Rize’ye yaptigi ziyarette Ayder Yaylasi’na iliskin sarf ettigi sözler kamuoyunda genis yanki uyandirdi.
Rize Il Danisma Meclisi’nde konusan Erdogan, Ayder Yaylasi’nin kentsel dönüsüm ile ‘sanina yakisir’ duruma gelecegini belirterek “Allah’in bize verdigi Ayder bambaska, ama biz Ayder’i kirlettik, rezil ettik” ifadelerini kullandi.
Ayder’de yasanan tahribata dikkat çeken Erdogan’in sözlerini, Ayder Yaylasi’nin da sinirlari içinde bulundugu Çamlihemsin ilçesinin bir önceki dönem belediye baskani olan Idris Lütfü Melek ile konustuk.
Idris Lütfü Melek, önceki dönem seçimleri bagimsiz olarak girerek %46 gibi yüksek bir oy oraniyla kazanmis bir baskan. Bölgede sosyalist kimligi ile taninan Lütfü Melek, uzun yillar TIP, TBKP, SBP, BSP, ÖDP süreçlerinde aktif görevler almis.
Iste bir önceki dönem Çamlihemsin Belediye Baskani bir diger ifade ile Çamlihemsin’in sosyalist belediye baskani Idris Lütfü Melek ile görüsmemizden notlar:
Sayin Erdogan’in ‘’kirlettik, rezil ettik’’ sözlerine katilmamak mümkün degil. Bunun böyle oldugunu görmek için Ayder’e gelmeye de gerek yok. Herkes bulundugu noktadan söyle bir çevresine bakarsa bu rezaleti çarpici bir biçimde görecektir.
Ayder özelinde de ülkenin baska turizm bölgelerinde yasananlarin tekrari yasandi, yasaniyor. Yapilasmanin yarisindan fazlasi kaçak. Haliyle çarpik ve alt yapisi olmayan bir Ayder’le karsi karsiyayiz.
Aslinda Ayder’in kaçak yapilasma hikayesi 90’li yillardan bu yana devam eden, son yillarda ise hizlanan bir süreç. Zira bölgede hayvancilik ve tarimsal faaliyetlerin yerine turizm ikame edilince, sahil kasabalarinda yasanan yapilasma furyasi burada da basladi. Hele de doga-yayla turizmi gelisince inanilmaz bir ‘’rant’’ ortaya çikti.
ANAP döneminde turizm merkezi de ilan edilince; büyük kentlerde zorlasan yasam sartlarindan yorulan ve köyünde hayvancilikla güç bela geçinmeye çalisan vatandas, turizm sektöründen nemalanmayi seçti.
Turizm merkezi ilan edilen Ayder’in imar plani ise yaklasik yirmi yil sonra yapilmaya çalisildi. Çalisildi diyorum çünkü bir planci tarafindan degil de sanki mimarlik 1. sinif ögrencileri tarafindan bir tür ev ödevi düzeyinde bir plandan söz ediyorum. E kapitalist zihniyet ve kar hirsi her yerde, her çagda oldugu gibi burada da ‘’bosluk’’ tanimadi. Bodrum, Kusadasi… ve de kentlerin çeperlerinde yasanan kaçak yapilasma furyasi, birkaç yil gecikmeyle Ayder’i de vurdu.
TOKI’nin bes ayri proje hazirlattigi söylenmekle birlikte henüz bu projeler görmüs degiliz. Dolayisiyla ne vaat ettigini bilemiyoruz. Ancak, TOKI mantigini ve idarenin zihniyetin çok net biliyoruz. Korkarim, ‘persembenin gelisi çarsambadan bellidir’ sözü bir kez daha karsimiza çikacaga benzer.
Öncelikle elbette yöresel mimariye uygun planli yapilasmanin saglanmasi kaçinilmaz. Ve tabii ‘’kitle turizmi’’ anlayisindan hizla vazgeçmek gerekiyor. Bir avuç alana tasiyamayacagi kadar insani yigarsaniz, orada ne doga kalir, ne yesil. Eko-turizm ve ev pansiyonculugu bölgenin olmazsa olmazidir. 2010 yilinda Çamlihemsin Kurultayin da aldigimiz karar da bu dogrultudadir. Yasama geçirdigimiz bir projeyle 80 kadinimiza alti ay süreyle Eko turizm ve ev pansiyonculugu üzerine egitim verdik ve bu kursiyerlerimizin yaklasik yarisi, yayladaki evini simdi pansiyon olarak degerlendiriyor ve aile ekonomisine katki sagliyor.
Hiç kuskunuz olmasin. Üstelik katmerli bir rezillik ve kepazelikle karsilasacagimiz çok net. Hatta daha simdiden yasaniyor. Nasil bir mantiktir anlamak mümkün degil. Bir yandan dogayi korumak , rezillikleri ortadan kaldirmaktan söz ederken öte yandan ayni anda, ayni cografyada HES çilginligi ve yesil yol adi altinda doga katliami yapmak en hafif deyimle akil tutulmasi degil de nedir? Daha simdiden sahsen bildigim yesil yol güzergahinda üç adet ‘’maden arama ruhsati’’ verilmistir. Bu halkin akliyla alay etmektir. Belli ki yerli ve yabanci ‘’yesil-yandas sermayeye’ alan açma faaliyetleriyle karsi karsiyayiz.
Birakin tas ocagi açmayi denizin doldurulmasi bile basli basina bir doga katliamidir. Sahil yolu yapildi ve bunu gördük . Güzelim koylar dolduruldu, geçildi. Halkin yasam alanlari-kentlerin denizle adeta baglantisi kesildi. Ve simdi her firtina da o kentler su altinda kaliyor. HES çalismalari ve tas ocaklarinin açilmasi da sahil yolunun ortaya çikarttigi olumsuzluklar gibi heyelanlari tetikleyerek, içme sularini yok ederek, ormani ve yesili katlederek olumsuz sonuçlar doguracaktir.
Melek, 1960’da Çamlihemsin’de dogdu. Ege Üniversitesi Gazetecilik bölümü mezunu. 1984-1988 yillari arasinda Odak ve Gün dergilerinin yazi isleri müdürlüklerini yürüttü. Çesitli sol siyasi partilerin ilçe baskanliklarinda ve yönetim kurulu üyeliklerinde görev aldi. Ege Çamlihemsin-Hemsin Dernegi ve Ege Kaçkar Dernegi üyesi. TÜSTAV mütevelli heyeti üyesi. 29 Mart yerel seçimlerinde Rize’nin Çamlihemsin ilçesinde girdigi seçimde bes rakibini geçip oylarin %46.2’sini alarak seçimi kazandi.