Bugün, 23 Ekim 2024 Çarşamba

`Biz onlara göre kirliyiz`

`Biz onlara göre kirliyiz`

10`lu yaslarinda mahallelerinin yikimina tanik olmuslar, esitlik ve adalet fikriyle böyle tanismislar. Ritim zaten genlerindeyken hip hop degil de ne çikacakti? Yikilan Sulukule`nin ilk hip hopçulari Tahribad-i Isyan`la mahalledeki tahribat ve isyandan ko

Mahallenin kadinlari sabah evin tozunu alsalar, ögleden sonraya sehpada dantellerin izi kaliyor. Camlari siki kapasalar bile bilmedikleri araliklardan, diplerindeki insaatin tozu siziyor içeri. Aylardir aksam-sabah gürültüsünü çektikleri insaat bu. Aylardir vinçlerin ilkçag ejderhalari gibi kepçeli kollariyla topragi oyduklari insaat. Tarihin hiç olmamis bir evresinden ilham alinarak çizilen yeni Sulukule’nin diplerinde yükselen insaat bu. Akrabalarindan, akraba denli yakin komsularindan onlari ayiran ‘proje’. Sinirin evlerinin dibinde bittigi, kalpleri çarparak “Bizimkilere ne zaman sira gelecek?” diye bekledikleri kentsel dönüsüm harekâti. Sehrin hiçbir yerinde hakiki sahiplerine, yoksullara yaramayan ‘dönüsümlerden’ biri. Buralarda toz bulutu hiç inmiyor havadan.
Bulustugumuz iki katli Sulukule Çocuk Sanat Atölyesi’ni kime sorsaniz gösteriyor. Yikim sürecinde mahalleden yükselen direnis hareketinin en faideli meyvelerinden oldu bu atölye. Gönüllülerin verdigi derslerle, üstelik okul siralarindan esirgedikleri büyük bir heyecanla Ingilizce de ögreniyorlar, birlikte müzik de yapiyorlar.
Buralarda 9/8’lik ritimle çikiliyor anne karnindan. O yüzden en hizli yol alani Ritim Atölyesi oldu belki. Ama önlerinde betonlar yikilirken, buradan bir de hip hop grubu yükseldi. 10’lu yaslarinin ortalarinda bir mahallenin unufak edilisine sahit olan, esitlik ve adalet fikrine vinçlerin dalisini gören bu gençler, üstelik onlar için göz kirpmak gibi bir seyken ritim tutmak, gidip fasil grubu mu kuracaklardi? Hip hop tam da makamidir. Tahribad-i Isyan buradan dogdu. 

40 liralik teyp
Yollar söyle kesisiyor: Ailesi üç kusaktir Sulukule’de yasayan 19 yasindaki Asil Koç, sahne ismiyle Slang, lisede Zeytinburnu’nda oturan Burak Kaçar’la tanisiyor. Hayatinda mecburi kompozisyonlar disinda bir sey yazmamis olan Burak, 14’ündeyken Despot namli abisine özenip rap sözler yazmaya basliyor. Birden sahne ismi ‘Zen-G’ doguyor. Ve derken rap virüsü ondan Asil’e... Parantez açalim, Zeytinburnu’nda onlar da ‘kentsel dönüsümden’ mustarip su anda. Evlerine sira gelmeden, yaza tasinmayi planliyorlar.
Asil’in babasi saz çaliyor, annesi 80’lerde iki kaset çikarmis bir ses sanatçisi. Biri kendi ismi Türcan, digeri sahne ismi Dilara olarak… Evin tek oglu ise ‘Michael Jackson dansi’ yaparak, Ceza’nin bütün sarkilarini ezber geçerek baslayip hip hopçu olmus iste.
Diger yanda grubun temel üçlüsünden biri olan Veysi Özdemir (sahnede V.Z.) var. Zaten dansi çok seven bir çocuk olarak günlerden bir gün Aksaray ’da dans eden birkaç hip hopçu görmesiyle dünyasi degisiyor. Ondan sonra nerede düzlük orada Veysi… Sürekli dans ediyor. O Sulukuleli degil, Fatih’ten. Ama evden çok zamani buralarda geçiyor olabilir.
Tahribad-i Isyan’in dans ayagindan Hasan Sel’le okuldan tanisiyorlar. Hasan da Asil’in üst katinda oturmuyor mu? Güçler birlesiyor ama ancak 2010’da hip hopçi Sultan Tunç’la yollari kesisince gerçek bir grup olacaklar. Bir matematik dersinde grubun adini koyacaklar. Para biriktirip o zamanin parasi 40 milyona teyp alacaklar, ama artik kaset satan yer bulamadiklari için, eriyip biterek izledikleri hip hop filmi ‘You Got Served’ün müziklerini ricayla kasete kaydettirecekler. Bol pantolonlari, omuzda teypleriyle Sulukule sokaklarinda dolanacaklar.
Onlar Sulukule’nin ilk hip hopçulari… Basta tepki de aliyorlar. Asil’in ses sanatçisi annesi basta sürekli söyleniyormus mesela “Bu nasil müzik? Müzik mi?” diye. Sonradan sevmis ama.
Önce sözleri ayri ayri yazarken, sonra kolektif çalismanin faydalarini kesfetmisler. Kaydedilmis 50, edilmemis belki 150 sarkilari var. “Hayali seyler yok, hep yasanmisliklar…” diyor Asil sözler için. Sulukule’de olup biteni anlattiklari ‘Harikalar Diyari’ diye bir sarkilari var. Ama onun disinda yikimin en az 10-15 sarkilarinda geçtigini söylüyorlar. 

Sürgün edilmis gibi
Sulukule’nin eski halini yillar öncesi gibi anlatiyorlar, “Küçüktük o zamanlar” nostaljisi dillerinde. Öyle büyük bir degisim ki söz ettikleri, onlara iyice yüzyillar öncesi gibi geliyor. Halbuki ninelerinin anlattigi o herkesin dayanistigi, her seyin birlikte yapildigi günlerle, bu 18-19 yasindaki gençlerin sahit olduklari ayni. Nine masallarinda geçen Sulukule’nin timsahlarini, surlarin dibindeki magaralari görmemisler sadece. Evleri yikilan arkadaslarindan bir kismi TOKI’nin Tasoluk evlerine geçmisti. Yillarin birikimiyle sahip olduklari evler ellerinden çikip bir de üzerine taksite girmislerdi. Bayramdan bayrama görüsüyorlarmis onlarla. Kalan üç bes aileden de iyi haber gelmiyor. Deprem görmeden çatlayan kirislerden, insanlarin kendilerini ‘teröristler tarafindan rehin alinmis gibi’ hissettiklerinden söz ediyorlar. “Abla bakkala gitmek için yarim saat gidilir mi?” diye soruyorlar. ‘Yeni Sulukule’ evlerinde hayat ne zaman baslayacak emin degiller. Sadece hangi zenginlerin ev aldigina dair dedikodular dönüyor. “Burada hayat baslayinca, bizim evlerimizi de temizleyecekler. Çünkü yeni yaptiklari temiz, artik kirli insanlara yer olmayacak. Biz onlara göre kirliyiz” diyor Hasan. “Bizi sürgün etmeseler bile, sürgün edilmis gibi olacagiz” diyor Asil. 

’Köse basi gençligi’
Okul durumlari çok parlak degil hiçbirinin, ikisi açik lisede okuyor zaten. Ama hip hop kültürüyle tanismanin onlari çok degistirdigine inaniyorlar. Hasan “Hip hopa bulasmasaydik, belki bu yikik binalarda uyusturucu satiyorduk. Bir yerden çekip kurtardi bizi. Böyle arkadaslarimiz var. Bu tarz yasamak daha kolay geliyor onlara” diye igneliyor Hasan. Dansin yani sira oyunculuk da var kendisinde. ‘Gönülçelen’ dizisinde oynamis, simdi de ‘Bir Çocuk Sevdim’de tamirci çiragi…
Belki okulda matematikten durum fena ama ‘hayatta kaybettikleri ve kazandiklari’ üzerine sözler yazmayi seven Veysi de grup sayesinde daha fazla düsünen biri oldugunu söylüyor, “Yasadigimi bir daha yasiyorum, daha iyi anliyorum” diyor. ‘Agir abiler’in adi geçiyor ikidir. Kimdir diyorum bu agir abiler? Ne yapar, ne ederler? ‘Köse basi gençligi’ terimini ögreniyorum. Biraz sert olmak demekmis ‘agirlik’, öyle uluorta kahkaha atilmazmis, bir de ‘kari-kiz muhabbeti’ dönermis. Iste gördükleri bu agir abilerken, onlar baska bir sey yapmayi seçmisler.
Ironik, hepsi mahallelerindeki yikimin böyle zihinlerini açtigini, rap’le öfkelerini daha iyi ifade edebildiklerini, daha fazla sorgulayan insanlar haline geldiklerini düsünüyorlar. Pek yakinda bir klipleri çikacak. Çekimler tabii ki her seyin dogdugu yerden... Her seferi 80 TL tutan stüdyo masraflarindan yaka silkmisler. Atölyede bir stüdyo kurmak için kaynak bulacaklari günü hayal ediyorlar. Belki çikar bir el atmak isteyen. Zaten hayalleri çok. Grubun isminin nereden geldigini konusurken Asil “Mahallede yikima dair o ismi düsünmüstük ama sonradan aklimiza geldi, her seyde tahribat var. Sadece evler yikilmaz, hayaller de yikilir” demisti. Bari hayaller yikilmasin.

‘Abla resmen biz tabulari yiktik burada’
Artik mahallede garipsenmiyorlar. Hatta biraz daha ‘Roman’ esintili hip hop yapsinlar diye istek aliyorlar. “Abla resmen biz tabulari yiktik burada” diyor Asil.
Atölyede hip hop, çocuklarin da en fazla sevdigi ders. Kizlardan mütesekkil hip hop dans gruplari ayri, çocuklar ayri. “Abla öyleleri var ki, mesela daha ayakkabilarini ters giyiyor, okuma yazma bilmiyor ama öyle bir free-style atiyor ki agzimiz açik kaliyor” diyorlar.
Tahribad-i Isyan yakinlarda iki sekilde yurtdisina da açildi. Ilki Uluslararasi Af Örgütü’nün su an farkli ülkelerde ikamet eden Roman müzisyenlerin sarkilarina yer verdigi iki CD’lik ‘Listen to the Roman Rights’ta (Romanlarin haklarini dinleyin) onlarin da bir sarkisi var.
Büyük destekçileri Funda Ablalari (Oral), prodüktörleri Sultan Tunç kadar adini dillerinden düsürmedikleri bir de Abbas Abileri (Nokhasteh) var. Onun sirketi Openvizor ise ufuk çizgilerini bayagi esnetmelerine yardimci olmus. Önce hip hop tiyatrosunun öncülerinden Jonzi D’yi Sulukule’ye davet etmis. Atölyede geçirdigi iki gün sonunda “Teknik açidan ögretilebilecek bir sey yok bu çocuklara” diyebilmis ancak kendisi. Sonra da onlari 5-7 Mayis’ta Londra’da yapilan devasa hip hop festivali Breakin Convention’a çagirmis.
Hayatlarinda ilk kez yurtdisina çikmis bizimkiler. Hiç kimsenin dönüp kadinlari rahatsiz etmedigi, herkesin birbirine karsi çok nazik oldugu Londra halkinin medeniyeti dillerinde. Sahnede gördükleriyle iyice heyecanlanmislar zaten. O gün, vurmalilarda sahanelikler yaratan atölyenin ritim grubu da ugradi yanimiza; Neco, Erdo, Efkan, Erkan.... Simdi plan, onlarla birlikte tam Roman hip hop’un pesine düsmek. Çocuk grubunu ve kizlardan mütesekkil dans grubunu da ekleyip bir hip hop tiyatrosu planliyorlar. Meraktayiz…



  • Çarşamba 18.8 ° / 13.5 ° false
  • Perşembe 18.1 ° / 13.8 ° Güneşli