Tunus kökenli Fransiz vatandasi Abdüllatif Kesis’in (Abdellatif Kechiche) yeni filmi ‘ Adele ’in Yasami- 1. ve 2. Bölümler’ Cannes’a bir bomba gibi düstü. Çok abartmasak da en azindan mini bomba denebilir. Biri liseli, öbürü üniversitede sanat tarihi okuyan iki genç kizin öyküsü. Ilki her açidan arayis içinde. Hem seçecegi meslek konusunda hem de iliskilerinde... Öbürüyse yolunu çizmis: Ressam olacak ve sadece kadinlarla ask yasayacak! Böylece ikisi kendilerini bir büyük askin ve yogun bir cinselligin içinde buluyorlar.
‘Adele’in Yasami’, hem de bu Arap kökenli usta yönetmen açisindan, hayli cesur bir çaba. Çünkü karsimiza simdiye dek Cannes’da veya herhangi bir yerde gördügümüz en atesli kadin escinselligi sahnelerini getiriyor. Üç saatlik filmde bu sahneler çok sik ve çok uzun üstelik...
Gerçi hep estetik sinirlari içinde kaliniyor. Yine de bu film, bu yil Ozon’un fahiselige dalan genç kizin öyküsünü cesaretle veren ‘Genç ve Güzel’, Soderbergh’in escinsel piyanist Liberace’yi anlatan ‘Samdanlarin Ardinda’ veya yarismasiz resmi bölüm olan Belirli Bir Bakis’taki yine erkek escinselligi üzerine ‘Stranger by The Lake- Göldeki Yabanci’ vb. filmlerle ve hepsindeki porno sinirlarina yaklasan çekimlerle birleserek, Cannes 2013’ü özel bir konuma getiriyor. O da su: Sinemanin yani sira Avrupa (giderek dünya) ahlakinda escinsellige sinema araciligiyla bakista, yeni ve daha cesur bir dönem. Bir diger deyisle Cannes bu yil cinselligin tabularini oldukça gerileten bir yil olarak anilacak.
Hos bir Amerikan filmi
Her seyiyle çok klasik oldugu için cesaretle iliskisi olmayan bir Amerikan filmi de son günlerin hos sürprizlerinden birini olusturdu. Yarim düzineyi ancak asan filmiyle kalplerimizde özel bir yeri olan bagimsiz Alexander Payne, ‘Sideways’, ‘About Schmidt’ veya ‘The Descendants’ filmlerinin ardindan, yarismada ‘Nebraska’ filmiyle karsimiza geldi. Siyah-beyaz sinemaskop çekilmis bu estetik film, çok yasli bir adamin kendisine çiktigini sandigi (aslinda palavra olan) bir piyango parasini almak için, iki oglunun destegiyle çiktigi yolculugu anlatiyor. Basarili karakterler, Amerikan tasrasina aci-tatli bir bakis, yaslilik üzerine hüzünlü bir düsünme. Ve basta emektar Bruce Dern, bir oyunculuk gösterisi. Öylesine alkislandi ki, ödül alirsa sasirmayacagim.