3 günlük gözalti sürecinde yasananlari özetleyen Bolaç’in anlattiklari, hukuksuzlugun varmis oldugu boyutlari gösteren alisilagelen uygulamalara isaret ediyor.
16 sivil polis esliginde gözaltina alindigini söyleyen Bolaç, önce bürosunun arandigini, gizlilik kararinin öne sürülerek telefonuna el konuldugunu belirtti.
Telefonuna el konulup mühürlü çuvala konmasina ragmen gözalti aksami saat 19.30 civarinda, Bolaç’in telefonunu arayan avukati telefonun çaldigini bunun üzerine sikayetçi olacagini belirtti, emniyet ise iddialari “böyle bir seyin olmasin mümkün degil” diyerek reddediyor.
Bürosunda yapilan aramanin özensizligine dikkat çeken Bolaç, tüm ofisindeki dosyalarin karistirildigini, bos CDlere dahi el kondugunu söyledi. Evinde de bir arama yapildigini ardindan emniyete götürüldügünü, 2 gün boyunca kendilerine su ve seker verilmedigini, arkadaslarinin getirdigi malzemelerin kendilerine iletilmedigini söyleyen Bolaç, nezarethanede betonda yattiklarini aktardi.
Dosyada gizlilik karari oldugu için belgenin kopyasini alamadiklarini belirten Bolaç, belgeye göre “zaman zaman” örgüt kararlariyla hareket ettigini, ancak örgüt belgesi denilen Belçika ve Hollanda belgelerinde örgüt üyesi olarak adinin geçmedigini söyledi.
Bu tip davalarda alisilageldigi üzere, bir dizi tutarsizligin gözlemlendigi dosyada, 1996-1997 tarihli belgeler bulunuyor. Zamanasimi dolayisiyla serbest birakildigini düsündügünü belirten Bolaç, bu tarihli belgelerin bir dava dosyasinda kullaniminin hukuka uygun olmadigini, savcinin da bu karari vermek zorunda oldugunu söyledi. Zamanasimina ugrayan belgeleri kullanmanin bir tehdit oldugunu söyleyen Bolaç, ÇHD’nin insan haklariyla ilgili attigi adimlarin, Imdat Polis çalismalarinin “bir kisim zevati” rahatsiz ettigi için bu davanin görülmeye baslandigini ifade etti.
Tutuksuz yargilanacak olan Efkan Bolaç, Hopa Davasi, Hrant Dink Davasi, Fazil Say’in twitter mesaji dolayisiyla yargilandigi davada da avukatlik yapmisti.
soL
