Gezi Davası tutuklusu ve Hatay Milletvekili Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesinin ardından Türkiye İşçi Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi protesto çağrısı yaptı.
Protestoya CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, Türkiye İşçi Partisi yöneticileri, Sol Parti PM üyesi Alper Taş, Şişli Belediye Başkan adayı Emrah Şahan, İlçe Başkanı Tamer Özcanlı, Kadıköy İlçe Başkanı Ali Narin, Kadıköy Belediye Başkanı Şerdıl Dara Odabaşı, Başkan adayı Barış Antik de katıldı. Protestoya aynı zamanda pek çok demokratik kitle örgütü de katılım gösterdi.
Tarihi Beşiktaş İskelesi’nde buluşan yurttaşlar ‘Direne, direne kazanacağız’, Faşizme karşı omuz omuza’, ‘Gün gelecek, devran dönecek, AKP halka hesap verecek’, ‘Her yer Taksim, her yer direniş’, ‘Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz’ sloganları atıldı.
CHP İl Başkanı Özgür Çelik, Can Atalay'ın vekilliğinin düşürülmesine tepki gösterdi.
Çelik yaptığı açıklamada, "Anayasal düzene inanan tüm İstanbulullulara çağrımızdır! Hatay Milletvekili Can Atalay’ın vekilliğinin hukuksuz bir şekilde düşürülmesine karşı hep birlikte sesimizi yükseltiyoruz!" ifadelerini kullandı.
Eylemde AKP’li Bekir Bozdağ da yuhalandı.
İZMİR’DE DE ‘CAN ATALAY’ EYLEMİ
Karar İzmir’de de protesto edildi. TİP İzmir İl Örgütü, siyasi parti temsilcileri ve yurttaşlar Alsancak Garı önünde toplandı.
Emniyet birimlerinin yoğun güvenlik önlemleri aldığı eylemde grup, “Gün gelecek, devran dönecek, AKP halka hesap verecek”, Gezi halktır yargılanamaz”, “Saray’ın korkusu gezinin ruhu”, “Can çıkacak Meclis’te halkını savunacak”, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Hatay halkı vekilini istiyor”, “Darbeci kukla Bekir Bozdağ”, “Saray’ın kararı hükümsüzdür” sloganlarıyla Türkan Saylan Kültür Merkezi’ne kadar yürüdü.
“HATAY HALKININ İRADESİ YOK SAYILDI”
Burada okunan basın açıklamasını okuyan TİP Balçova Belediye Başkan adayı Eray Sevindirici şu ifadeleri kullandı:
“Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş yurt dışındayken Yargıtay’ın Hatay Milletvekilimiz Can Atalay hakkında verdiği hukuk dışı karar AKP Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ tarafından Meclis kürsüsünden okutulmuş ve Türkiye Büyük Millet Meclisi bugün Hatay halkının iradesini yok sayan bir karara imza atarak Can Atalay’ın milletvekilliğini düşürmüştür. Gezi’nin en güzel çocuklarından biri olan Can Atalay, 14 Mayıs Genel Seçimleri’nde partimiz tarafından milletvekili adayı gösterilmiş ve Can'ın milletvekili olabileceği Yüksek Seçim Kurulu tarafından kabul edilmiştir. Hatay halkı, iradesini ortaya koyarak Can Atalay’ı milletvekili seçmiş ve Can’a milletvekili mazbatası verilmiştir. Meclis’te milletvekillerinin yemin etmek için kürsüye çağırıldığı esnada Can Atalay’ın adı ‘Hatay milletvekili’ olarak okunmuş ve Can Atalay partimiz tarafından Meclis Başkanlığı için aday gösterilmiştir. Can Atalay’ın Meclis Başkanlığına adaylığı kabul edilmiş, ayrıca Meclis’teki tüm siyasi partilerin oy birliği ile Can Atalay, TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu üyesi olmuştur. Dolayısıyla, ortada Can Atalay’ın milletvekili sıfatı kazandığına dair hiçbir şüphe yoktur.
“TBMM DARBE GİRİŞİMİNE ORTAK OLDU”
“Tüm bunlara rağmen Can Atalay’ın tahliye edilmemesine ilişkin Anayasa Mahkemesine yapılan başvurunun sonucunda Anayasa Mahkemesi, Can Atalay’ın derhal tahliye edilmesine karar vermiştir. Karar, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmiş olsa da mahkeme kararın gereğini yerine getirmeyerek dosyayı Yargıtay 3. Ceza Dairesine göndermiştir. Yargıtay 3. Ceza Dairesi ise Anayasa’yı tanımamaya devam ederek AYM kararını hiçe sayan, hukuken bir karar olarak dahi adlandırılamayacak bir metne imza atmıştır. Bu hukuksuzluk üstüne AYM’ye bir başvuru daha yapılmış ve bu kez AYM, dosyanın görevli ve yetkili mahkeme olan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine ve Can Atalay’ın derhal tahliye edilmesine oy birliğiyle karar vermiştir. Bu süreç yine aynı şekilde sürmüş ve milletvekilimizin hukuksuz tutukluluğu devam etmiştir. Bugün, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Yargıtay eliyle gerçekleştirilen bu Darbe girişiminin bir ortağı haline gelmiştir. AYM kararlarının bağlayıcı olduğu ve tüm yargı kurumlarını bağladığı yönündeki Anayasa hükmü önce Yargıtay tarafından, ardından da TBMM tarafından fiilen yürürlükten kaldırılmıştır.
Türkiye’de artık bir anayasanın bulunmadığı, anayasal güvencelerin ortadan kaldırıldığı, TBMM tarafından tescillenmiştir.
Sanılmasın ki yılacağız, sanılmasın ki pes edeceğiz, ‘öyle olsun’ diyeceğiz.
Biz bugün, bir kez daha yeniden başlıyoruz.
Buradan bu hukuksuz kararın alınmasında en ufak bir payı olanlara, kararın altına imza atanlara sesleniyoruz:
Bu ülkenin tarihinin en aydınlık sayfalarından biri olan Gezi Direnişi’ni kirletebileceğinizi sanıyorsanız, yanılıyorsunuz. Ölümü reva gördüğünüz, ölüme mahkum ettiğiniz Hatay halkının iradesini hiçe saymanın hesabını mutlaka vereceksiniz.
Halkımıza da buradan bir çağrı yapıyoruz:
Biz, Saray’dan büyüğüz, biz iktidarlardan, patronlardan büyüğüz. Bu yüzden şimdi bir kez daha yan yana gelmek, yeniden mücadele etmek zorundayız.
Can Atalay er ya da geç esir tutulduğu o dört duvar arasından çıkacak. Hatay halkı vekiline kavuşacak.”