Özellikle bilmedikleri konularda konusup ahkam kesince yalan söylemis olmakla muhatap oluyorlar.
Son zamanlarda politikacilar en çok yalani kentsel dönüsüm konusunda söylemek zorunda kaliyorlar! Bunun nedeni kentsel dönüsüm ne kentsel yenileme ne mevcut durum ne hedef ne vizyon ne netlestirilmeden açiklamalar yapilinca, yalan kaçinilmaz oluyor!
Isin aci yani mevzuat olarak eksigi ile gedigi ile bir seyler olmasina ragmen özellikle iktidar yöneticilerinin mevzuat alerjisi ve sehre ihanet etmis olmanin verdigi genislik ile kervan yolda düzülür ve hallederiz kolayciligi ile yaptiklari isler yalan olmayi geçip zulüm olma yolunda ilerliyor.
Çevre ve Sehircilik Bakanligi kentsel dönüsüm sürecini söyle tarif etmektedir:
Proje Karari-Risk Analizi
Saha Çalismalari ve Veri Toplamalari
Beklenti Analizi
Kavramsal ve Fonksiyonel Tasarim
Matematiksel Model
Ön Fizibilite
Planlama-Kentsel Tasarim
Hak Sahibi Sözlesmeleri
Mülkiyet Transferi
Uygulama
Görülecegi üzere Bakanlik bir sistematik kurmus lakin burada iskembeden sallama, kavramlari birbirine karistirma, magdur etmeyecegiz deyip daha sonra suçu bakanliga atma gibi adimlari yazmamis! 1960-70 li yillarin Kentsel Yenileme kavramini kullanmayi unutmus!
Teknik ve bilimsel süreç kent üzerinde kamu müdahalesini; Kentsel Yenileme- Kentsel Yeniden Canlandirma-Kentsel Dönüsüm olarak yillar içinde kabul etse de teknik olarak sosyal ve mekânsal bir degisim saglamayan çalismalar ile bina yikip yapmayi dönüsüm saymamistir!
Iskembeden sallamak, kamu gücünü kötüye kullanmak kolayciligi var iken kim ne yapsin kentsel tasarimi kim ne yapsin sehrin mastir planini yapmayi. Ne de olsa plan notuna iki üç madde eklemeyi plan yapmak diye yutturuyorlar topluma. Kentsel tasarim zor geldigi için klasik imar plani kurgulamalari ile sorunu gelecege tasimaktadirlar.
Dikkat ediyor musunuz nerede bir sikinti var ise orada çalisma yapiyorlar. Sikinti derken deprem taramasi yapip çürük binalarin oldugu yerlerde vatandasimizin can ve mal kaybi olmasin diye ugrasmiyorlar!
Daha önce kamunun uyusuklugu ve gevsekligi sonucu emlakçi ve müteahhit olarak geçinen kalpazanlarin kazik attigi vatandaslarin magduriyetini sömürüyorlar. Nerede parselasyon ve mülkiyet sorunu var ise oraya çörekleniyorlar.
Güçleri yetmiyor ise TOKI ve hisse orani olarak kamu oldugu tartismali EMLAK KONUT ile çöreklenmeyi mesru kilmaya çalisiyorlar.
Daireye daire verilecek, borçlandirma olmayacak denilen yerlerde, vatandastan insaat parasi kadar para alinmadan, vatandasin kazanci oluyor denip kendi kazançlari ortaya konulmadan, matematiksel model ve ön fizibilite seffaf olarak sunulmadan, kalpazan müteahhit yaklasimi ile muvafakat diye ucube bir ön sözlesme ile millet kolpaya getiriliyor.
Müteahhit bile is almak için vatandasin karsisina en az iki alternatif proje sunarken, brüt ve net metrekare farki ne anlatirken, isi gücü halka hizmet olan belediyeler ve onlarin kuruluslari, yatsalar bile maaslari yatiyor olmanin keyfiligi ile vatandasa gerekli açiklamalari yapmaktan imtina ediyorlar. Bu imtina içinde kendilerine gerekli açiklamalarin yapilmiyor olma ihtimali de bayagi kuvvetli!
Ilçemizde Havaalani Mahallesi kentsel dönüsüm magdurlari olustugu gibi daha simdiden Oruç Reis Mahallesi çalismalarinda da magdurlar olusacagi görülmektedir. Bunun da en büyük nedeni belge ve bilgiye dayali olmayan “daire verilenler borçlandirilmayacak”, “kimse magdur edilmeyecek”, “devlet fakirden alip zengine vermez”, “tapusu olup yapisi olmayanlar TOKI tarafindan kamulastirildi” türü sözlü ve yazili beyanlar ile sizin yerinizi biz aliriz tarzi spekülatif yaklasimlardir.
Çok konusanlarin uygulamalarda çok yanildigini gördügümüz gibi iyi niyetli, planli, programli ve seffaf süreçlerde bu kadar yanilmanin olmayacagini da biliyoruz.