Olaylar nasil gelisti?
Türkiye çözüm sürecine girdiginde öngöremedigi bir sekilde gelisti.
ABD’nin BOP plani çerçevesinde uyguladigi ve krallikla degil cumhuriyetle yönetilen Arap ülkelerini Arap Bahari ile terbiye etmeye basladiginda Suriye’de ummadigi bir dirençle karsilasti.
Türkiye ise dün kardeslik fotografi çektirdigi Esad ile düsman olmaya, bu arada Amerika, Guantanomo’da Bagdadi’yi ISID liderligine hazirliyordu.
Esad birlikleri çekilince Suriye Kürtleri bu esnada Afrin, Kobani ve Rojava kantonlarini olusturdular. Türkiye, çözüm sürecinde Rojava`nin referans kaynagi olarak ileride çok bas agritacagini düsündü.
Çözüm sürecinde baltanin tasa vuruldugu yer burasi oldu.
Bu öngörülmemisti. Çünkü Esad 3 günde alasagi edilecekti. Hesap tutmadi. 3,5 yil geçti.
Hal böyle olunca Türkiye ISID gibi, Amerika’nin Esad’i devirmek için yarattigi frankestayn hayaletine sarildi. Baska amaçlari da vardi. ISID’e topraklarinda kamplar kurdurdu, egitti, silah verdi, sinirini açti. Israil orada Gazze’yi kan gölüne çevirirken ISID’de Müslümanlari vahsice bogazliyor, yaptiklarinin resimlerini çekerek dünyaya korku saliyorlardi.
Iste bu korku ve infial ISID’i açiktan savunulamaz hale getirdi. Artik terbiye edilmesi gerekiyordu. Yavas yavas ‘terörist’ oldugu söylenmeye basladi. Amerika gönülsüzce `kendi teröristine` dünyaya sirin gözükmek için vurmaya basladi. Istese iki gün içinde silah ve mali kaynaklarini keserek felç edebilirdi. ‘Uzun sürer’ diyor. Esad’in gitmesine baglama gibi bir algi yaratmaya çalisiyor.
Sokaktaki insanin, bu kafa karistiran, grift, iç içe geçmis, dogrunun yanlisin nerede baslayip nerede basladigi belli olmayan bir ortamda gerçegi görecek bir durumu yoktu. O görünene, söylenen bakar. Yani ISID’de terörist derken inanir ama hastanede tedavi edilen, sinirdan geçisine izin verilen, eline silah tutusturulan ISID’in korunup kollandigina inanmaz.
Saglik Bakani, Adana’da tedavi edilen ISID’li için: ‘Kimin ne yaptigini degil, hastayi tedavi etmek gibi bir görevimiz var’ dedi. Ama Gezi yaralilarini tedavi eden doktorlar için dava üstüne dava açtilar.
Çözüm süreci neden tikaniyor?
Bunu bir nedene baglamak çok dogru olmayabilir fakat en önemlisi… Çözüm sürecinin çözümü Rojava’ya takilmis durumda… Hükümette; ISID ile çarpisan, gerilla düzeninden düzenli orduya geçen PKK’nin buradan nasil bir kayip yada karla çikacagini görmek istiyor ki PKK yenilmesi de açisindan da tehlikeli bir durum. Bu daha kötü sonuçlar, öngörülmeyen sonuçlar dogurabilir de…
Içeride ‘Yabanci savasçi’ disarida yani BM’de terörist olan ISID her seye ragmen korunup kollaniyor, çünkü orada Afrin, Kobani, Rojava var. Ve ISID, bu Suriye Kürtlerinin ezilmesi için gerekli… ISID bunun için görevlendirilmis. Suriyeli Kürtler temizlendikten sonra sira topyekün bir saldiri ile Esad’i alasagi etmek! Simdi arka bahçe temizleniyor.
Tabiki isi üzüm yemek degil bagciyi dövmek olan ABD, mademki rehineleri bahane ediyorsun, dedi. Isi 2 günde çözdü. Koalisyona katil, dedi.
Ama Kürt kantonlari orada dururken Türkiye’nin ISID’e ilismeye hiç niyeti yok. ISID, Türkiye’ye bu yüzden lazim. ISID’den kolay kolay vazgeçemeyecek gibi görünüyor.
Türkiye’nin çözüm sürecinde ayak sürümesinin nedeni bu. Bir Kürt devleti olasiligini ortadan kaldirincaya kadar bu süreçte bir adim atmamak, oyalamak!
Bu politika kamuoyunda da milliyetçilik dikkat alindiginda genis bir destek buluyor.
Hatta sag milliyetçilerden daha tehlikeli bir hal almaya baslayan sol milliyetçilik anlayis olarak devletin yürüttügü bu politikaya payanda olmak durumunda kaliyor. Böylece sivilleri hunharca katleden halk düsmani bu vahsi, eli kanli örgüt ISID ‘anti emperyalist’ olarak adlandirilacak kadar ileri gidiliyor.
Ortam giderek daha karisacak, içinden çikilamaz bir hale gelecek gibi görünüyor.