Olay sundan ibaret: 3 Temmuz gecesi Misir’da darbe oldu. Ordu, yönetime el koydu ve Misir’da uzun yillar sonra yapilan (öncekilere göre) en ‘bagimsiz’, en ‘seffaf’ seçimler sonucunda koltuguna oturan Cumhurbaskani Mursi’yi devirdi. Mursi darbeyi kabul etmedi ve destekçilerine ‘direnin’ çagrisinda bulundu. Mursiciler sokaklara döküldü.
Misir ordusu da bütün darbecilerin sahip oldugu ‘evrensel acimasizlik’ anlayisiyla bütün kanli maharetlerini sergilemekte gecikmedi. Dogal olarak da Misir’dan kanli haberler ve görüntüler gelmeye basladi. Keske Mursiciler basarili olabilseler, hatta darbe öncesinde “Ne seriat ne darbe” diye Tahrir’e toplanan ‘devrimciler’, ‘liberaller’ ve ‘solcular’ da destek verse ve asker kislasina, Mursi sarayina dönebilse. Ancak uluslararasi konjonktür ve Bati’nin darbeyi mesrulastiran ‘memnun’ tutumu karsisinda bu mümkün görünmüyor. Bu cümlenin daha genis izahini yapma ihtiyaci duymuyorum, zira günlerdir, TV ekranlarina çikan onlarca uzmandan Misir darbesi ve Ortadogu analizleri bombardimanina tutulmus vaziyettesiniz.
Türkiye üstüne alindi
Benim esas anlamaya çalistigim konu, ülkemizde darbenin sanki Türkiye’de yasanmis gibi tartisilmasi. Fark ettiniz mi bilmiyorum; Türkiye’de hem muhalefet hem hükümet yanlilari Mursi ve Müslüman Kardesler ile Tayyip Erdogan ve AK Parti arasinda dogrudan bag kurdu ve son derece anlasilmaz yorumlar yapti.
Hükümet taraftarlarinin temel argümani Gezi olaylarinin ‘darbe provasi’ oldugu tezinden yola çikiyordu ve Tahrir ile darbeye göndermeler yapiyordu:
“Tahrir’in provasi Gezi’de yapildi.”
“Türkiye’de yapamadilar, Misir’da basardilar.”
“Erdogan dik durarak, bir kez daha darbenin üstesinden geldi, Mursi basaramadi.”
“Misir’da Mursi, Türkiye’de Erdogan hedefteydi.”
“Türkiye’de de Misir’da da ‘dis mihraklar’ devredeydi. Mursi’yi hedef alan dis mihraklarla Erdogan’i hedef alanlar ayniydi.”
Erdogan ve AK Parti karsitlari ise Mursi ile Erdogan’i demokrasiyi sandiktan ibaret saymakla, baskici, otoriter yöntemlere basvurmakla suçluyordu. Eminim su yazacaklarimi siz de muhalefetten duyup, okumussunuzdur:
“Mursi uzlassaydi basina bu gelmezdi.” (Kemal Kiliçdaroglu)
“Darbe kötüdür ama
Mursi de hak etti.”
“Mursi kusurlu, bir yilda diktatörlesti.” (Devlet Bahçeli)
“Iste gördünüz Mursi ne duruma geldi. Onun da çevresinde çok polis vardi. Dolayisiyla hiçbiriniz kendinize güvenmeyin. Bu memlekette sizin aklinizin ermedigi bazi gerçekler var.” (Kamer Genç)
Türkiye-Misir karsilastirmasi yanlis
Türkiye’de hem iktidar hem muhalefet yanlilarinin Misir’da olup bitenleri döndürüp dolastirip Türkiye’ye baglamalari, sadece Türkiye üzerinden tartismalari dogru degil. Nitekim AK Parti, Mursi’ye sempati duysa da duymasa da Mursi, AK Parti’yi ve Erdogan’i örnek alsa da almasa da bulundugu cografyanin temel dinamikleri ve tarihi açisindan Misir’i Türkiye’den farkli kilan onlarca özellik var:
Misir, Ortadogu bulmacasinin parçalarindan biridir. Hatta en önemlisidir. Türkiye ise NATO müttefikidir, AB’ye üye adayidir, uluslararasi kurumlarin çogunda Bati ittifakinin parçasidir.
Misir, geçmiste biraktigi büyük medeniyetlere karsin son yüzyilini demokrasiden nasibini almadan tamamladi. Türkiye ise darbelerde düse kalka da olsa, eksigiyle gedigiyle bir demokrasi ve sandik kültürüne sahiptir.
Misir, bölgesindeki gelismeler söz konusu oldugunda Bati ittifaki açisindan oyun kurucu degil, oyuncudur. Yani sahnededir. Türkiye ise yönetmen olmasa da her zaman rejide, yani perde arkasindadir.
Türkiye’nin Israil ile iliskileri iyiyse bu, Israil’in lehinedir. Ancak Türkiye’nin Israil ile arasinin açilmasi Israil’in bölgedeki varligini tehlikeye düsürmüyor. Oysa Misir, Israil için hayatidir ve Misir düsman olursa Israil’in varligi tehlikeye düser.
Türkiye, ekonomisini küresel normlarda serbest pazar ekonomisine göre dizayn etmistir ve G-20’ye girebilecek kadar büyük ve dinamik bir ekonomiye sahiptir. Misir’da ise ordunun kontrol ettigi, dibe vurmus bir ekonomiye paralel olarak tedavisi zor yoksulluk ve yolsuzluk durumu söz konusudur.
Hükümet de karsilasmalardan rahatsiz
Misir ile Türkiye arasindaki farklar gibi, Erdogan ile Mursi, Müslüman Kardesler ile AK Parti arasindaki farklara iliskin de onlarca madde siralayabilirim. Muhalefet gibi AK Parti destekçilerinin ters açidan yaptigi bu eslestirmelerin hükümet nezdinde karsiligi olmadigini da söylemek zorundayiz. Zira, Basbakan’in en yakinindaki isimlerden biri olan Ankara Milletvekili Yalçin Akdogan, Twitter’da “Türkiye-Misir, Erdogan-Mursi benzetmeleriyle Türkiye’nin demokratik iklimini zehirlemeye çalisan darbe havarilerine yaziklar olsun...” mesajiyla durumu özetledi.
Uzun lafin kisasi, sözlükte nasil tarif ediliyorsa öyle bir darbe oldu ve Misir’da oldu. Acimasizligini ilk günden baslayan sokak cinayetleriyle, tutuklamalarla, gazete TV kapatmalarla gösterdi. ‘Ama’larla mesrulastirma çabalarina prim verilmemelidir ve kime karsi olursa olsun lanetlenip karsi çikilmalidir. #DirenMISIR, #DirenMursi
Deniz Zeyrek/Radikal