Tarih: 01.01.2018 00:00

DEVRIMCI BELEDIYECILIK VE FATSA ÖRNEGI 3

Facebook Twitter Linked-in

DEVRIMCI BELEDIYECILIK VE FATSA ÖRNEGI 3 

Katilimci belediyecilik motifi islenip duruluyor. Kim kimin yönetimine katiliyor? Demokrasi gelirse mi halk iktidara gelecek, yoksa halk iktidara gelirse mi demokrasi gelecek? Iste Fatsa’da bu sorunun cevabi veriliyordu. 

Basta da belirttigimiz gibi Fatsa örnegi günümüz belediyeciligine olumlu etkiler birakmistir. En azindan halk katilimi konusunda çok basarili bir örnektir. Fatsa’da ki siyasi yapinin siyasal söylemlerinin karsisinda olanlar bile onu bir model olarak alabilmektedir.  

Örnek mi dersiniz. Iste size 27 Mart 1994’te düzenlenen yerel seçimler öncesinde gazetelerde çikan iki ayri haber. Birincisi, Konya Büyüksehir Belediyesinin yaptiklari anlatilirken “Bunlari yaptigi için Terzi Fikri hayatindan oldu” deniliyordu. Digerinde ise “Melih Gökçek’ten Devrimci Model”  basligiyla verilen haberde “Büyüksehir Belediye Baskani Melih Gökçek Çankaya Çukurca Mahallesinde düzenledigi toplantida mini referandum yöntemiyle Mahalle Temsilcilerini seçti”  deniliyordu. Mahallenin sorunlarini belediyeye tasiyacak alti kisilik bir heyet seçiliyordu. 

Düzen partilerinin belediye baskan ve adaylarinin buna benzer söylem ve uygulamalarina daha pek çok örnek verebilmek mümkündür. Ancak Fatsa’nin tam karsitlarina ait bu iki somut örnek sanirim simdilik yeterlidir.  

Devrimci Belediyecilik Anlayisinda Yeni Bir Mevzi, Ovacik Belediyesi 

Fatsa’dan bu yana kimi sol ve devrimci anlayislarin birlikteligiyle zaman zaman bazi ilçe ve belde belediyelerinde yönetime gelinmis ise de bu deneyimlerin çogunda birakiniz Fatsa’yi asmayi, çok da olumlu izler birakmadan dönemlerini sonlandirmislardir. 

Ancak bunun siyaset dünyasinda her çevre tarafindan görülen ve kabul edilen bir istisnasini da burada anmadan geçemeyiz.  O da 30 Mart 2014 yerel seçimlerinde sol ve devrimci güçlerin birlikteligiyle seçimin kazanildigi Tunceli Ovacik ilçesi belediye baskanligi ve uygulamalaridir. Daha seçim öncesi 18 Mart tarihinde “Sol Haber’e” konusan baskan adayi Fatih Mehmet Maçoglu gelecek bu basarinin ipuçlarini açikça veriyordu. Kendisine sorulan Devrimci, halkçi belediyecilik anlayisiyla adayliginizi açikladiniz. Sizi aday olmaya yönlendiren nedenler neler?”  sorusuna verdigi cevabi özetle aktarmaya çalisalim. 

“Ovacik Demokratik Halk Dayanismasi (ODHD), gelenekçi ve feodal zemine oturtulmak istenen belediyecilik anlayisini reddederek bu cografyada ezilenlerin, yoksullarin, ötekilestirilmislerin, yalnizlastirilanlarin yaninda oldugunu ilan etti. Devrimci belediyecilik anlayisinin bir alternatif olarak ortaya çikmasi, önemli bir ihtiyaca yanit oldu. Ovacik’ta bu anlayisi yükseltmek, sosyal belediyecilik kavramini gelistirmek, halkin da bu anlayis içerisinde kendi özyönetimine kavusmasini saglamak adina aday olmaya karar verdim.(…) 

Burada bizlere düsen Dersim’in inançlarina, kültürel, demokratik yapisina, tarihsel ve dogal dokusuna uygun projeler sunmak. Amacimiz halk meclisleri, kadin komisyonlari, gençlik komisyonlari, engelli komisyonlari olusturarak birlikte karar almak egitime yönelik ve sosyal etkinlikler yapmak dogamizi tehdit eden sirketlere karsi daha etkin bir sekilde mücadele etmek, geçmisimizin ve inançlarimizin yok olmamasini saglamak.(…) 

Ikincisi ise üretimle ve ekonomik tedbirlerle ilgili projelerimiz. Bunlar tarim, hayvancilik ve turizmle ilgili, toplumun ekonomik olarak kalkinmasini saglayacak projeler.(…) 

Mahalleleri dörde bölerek, her mahallede çalisacak arkadaslarimizi belirledik. Evleri teker teker gezerek, bire bir konusmalar yapip halkin sorunlarini, beklentilerini, isteklerini dinliyor, haftalik toplantilarimizda bunlar üzerine degerlendirmelerimizi yapiyoruz. Insanlara ‘bize oy verin’ demek yerine, olusturacagimiz halk meclislerinden, bu meclisler içindeki kadin, gençlik, mahalle ve engelli komisyonlarindan bahsediyoruz. 

Evet, iste bu anlayis ve disiplinle yürütülen çalisma sonuç aliyor ve seçimler kazaniliyordu. Görülen o ki, sadece seçim kazanilmakla kalmayip söylemlerin önemli bir bölümü de basariyla hayata geçiriliyordu. Bazi temel hizmetlerin halka ücretsiz olarak sunulmasi, halkla birlikte tarimsal üretim ve dagitimindaki basari burjuva basini tarafindan bile görmezden gelinemiyordu. Örnegin 9 Agustos 2015 tarihinde Milliyet gazetesinde bu konuya ait yayinlanan bir haberde övgüyle bahsedilerek baskanin su açiklamalarina yer veriliyordu. 

Her gün en az 30 ile 50 kisi arasi gelip tarlada nohut topluyor ve 7 gündür buraya gelen herkes gönüllülük içinde büyük bir zevkle tarlada çalisiyor. Çünkü elde edilecek ürünün gerçek manada hak sahibine ulasacagi bilincini tasiyor buradaki herkes. Halk için kollektif bir yasami artik günlük hayatin bir parçasi yaptik. Düsünün ki; Avrupa’nin birçok kentinde ya da Türkiye’nin diger kentlerinden tatil için Dersim’e gelenler katki olsun diye tatil yapmadan 7 gündür burada çalisiyor.(…) 

Gördügünüz gibi Ovacik’ta artik üretim en üst seviyede ve kollektif bir yasam bilinci giderek artiyor. Gelecek yil bu konuda daha genis kapsamli ekim yaparak daha fazla ürün üretecegiz. Hem yoksul vatandasimiza sahip çikacagiz, hem de ögrencilerimizin okumasinda katki saglayacagiz. 

Devrimci belediyeciligin bu basarili uygulamasinda da en temel prensip, her asamada halk katilimciginin saglanmasi olarak kendini göstermektedir.  Halkin yönetimde söz ve karar sahibi olmasi ilkesinin basariya etkisi inkâr edilemeyecek bir gerçeklige dönüsmüs durumdadir.  

Ancak bazi temel hizmetlerin halka ücretsiz ya da maliyetine sunulmasi mevcut siyasal sistemin hukuksal ve idari organlarinca her zaman hos karsilanmayabiliyor. Basinda, bu tür uygulamalar yaptiklari için görevden alinan, haklarinda zimmet çikarilan belediye baskanlari ile ilgili haberlere zaman zaman rastlamak mümkündür. Örnegin Izmir Dikili’nin son derce basarili sosyal demokrat belediye baskani Osman Özgüven’in basina gelenler gibi. 

Yerel Yönetimler Niçin Önemlidir?    

Yerel yönetimler ülkelerin siyasal, ekonomik, idari sistemlerine ve geleneklerine göre farkliliklar göstermektedir. Bu gün genel olarak yerel yönetimlerin iki tür görevi oldugu gözükmektedir. Birincisi yasalarin geregi zorunlu görevlerdir. Ikincisi yerel yönetimlerin girisimine birakilmis genis bir alan. Bu alanda nasil ve ne zaman çalisacaklarini kendileri saptarlar. Yasalar genel yetki tanimaktadir. 

Yerel yönetimlerin geleneksel görev alani, imar planlari yapimi ve uygulamasi, konut, içme suyu, kanalizasyon, kentsel ulasim, gaz, elektrik, su, sosyal yardim, kültür ve sanat, egitim, zabita, cenaze isleri vb. konulardir. Ancak bunlarin ne ölçüde yerel yönetimlerce yapilacagi ülkeden ülkeye degismektedir.  

Ülkemizde ise, siyasi rant hesabiyla konuyla ilgili mevzuatta sürekli degisikler yapilmaktadir ve belediyelerimizin çok farkli sorunlari vardir. Bu sorunlara ilaveten ayrica adeta bir de belediye düsmanligi vardir. Eski belediye baskanlarindan Bülent Tanik bakiniz bu konuda neler söylüyor. 

“Devletle, iktidarla ugrasmak zor ve riskli. O zaman halkin hizmetten sorumlu tuttugu ve devletin kendisine en yakin ucu olarak gördügü belediyeye saldir gitsin. Cani yanmis yurttasa kuyrukçu bir sekilde yaklas, su veya bu sekilde olusmus bir tepkiyi kiskirt. Ne yap et bir kusur bul. Yoksa sen yarat. Zaten bunun için çokça malzemede her zaman vardir. 

Ama unutmamak gerekir belediye bize her zaman gereklidir. Onlar beldenin öz hizmet ve yönetim örgütleridir.Siyaset ve demokrasi okullaridir.,Barista ve savasta sikisilinca her zaman  basvurulacak en son kapidir. Ya da çogu zaman ilk kapiElestirilecek yanlari çok ama istenmeyen sonlarda siginilacak son kurumlardan birini daha yok etmeyelim.” (Bülent Tanik. Belediyeleri Seviniz. ADA. Yerinden Yönetim Gazetesi. Sayi.4) 

Evet, iste bunun içindir ki belediyelerin yönetiminin devrimci anlayislarda olmasi son derece önemlidir. Belediye yönetimlerinin seçiminde, aradaki farkliliklari mümkün oldugunca geri plan iterek birliktelikler yaratilmali ve etkili olunmaya çalisilmalidir. Ülkemizdeki gericilesmenin gelismesinde, artmasinda, belediyelerin yoksullugu kullanmasinin ve iyi yönetmesinin rolü son derece belirgindir. Aydinlik yarinlar yaratma mücadelesinde bu anlamda belediyelerin önemi çok büyüktür. 

“Yöresel kimlikleri, temel hizmetleri saglama yükümlülükleri, belde sakinlerinin yönetimlerini kendilerinin olusturdugu belediyeleri halka en yakin yönetim örgütleri yapiyor. Onlardan vazgeçemeyiz. Onlarsiz suyumuz akmaz, ekmegimiz pismez. Ise bile gidemeyiz. Onlar dogumdan ölüme yasamimizin her alanindadir.” (Bülent Tanik. Belediyeleri Seviniz. a.g.k) 

 



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —