Tarih: 01.01.2018 00:00

Dikkat! Türk-Is`te kayikçi kavgasi var!

Facebook Twitter Linked-in

Türk-Is’in 8-11 Aralik 2011 tarihinde yapilan 21. Olagan Genel Kurulu’na delege olarak katildim. Sendikal Güç Birligi Platformu’nun (SGBP) listesinin kazanmasi ve Türk-Is’in mücadeleci bir yapiya kavusmasi için genel kurul öncesinde pek çok isçi kardesimizle, baskan arkadaslarimizla birlikte elimizi tasin altina koymaktan çekinmedik; çünkü inandik ve umut ettik.

SGBP, Türk-Is yönetiminin, isçi ve emekçilerin sorunlarinin çözümünde rol üstlenebilecek anlayistan, enerjiden ve inançtan yoksun oldugunu, isçi sinifina yönelik her saldirida yönetimin suya sabuna dokunmayan açiklamalarda bulundugunu, bastan savma eylemler yaptigini, ikircikli tavir takindigini ve suskun kalarak iktidarin bu süreçteki sorumluluguna ortak oldugunu deklere etti. Tam da bu noktada SGBP’nin inisiyatif alarak bir adim öne çiktigi, Türk-Is’i demokratik, sinif mücadelesi perspektifine sahip, güçlü ve mücadeleci bir yapiya kavusturmanin öncelikli hedef oldugu vurgulandi.

Türk-Is’teki anlayis degisikliginin yüzü sinifa dönük, mücadeleci, birlesik sendikal hareketi yaratmak için atilacak önemli bir adim oldugu her daim önemle savunuldu. Ve bu çalisma isçilere, temsilcilere, yöneticilere, sendikasizlara, issizlere umut verdi.

Ilk kez 10 sendikanin böylesine kapsamli bir çikisiyla Türk-Is’te alternatif bir liste ile coskulu bir genel kurul gerçeklestirildi. SGBP’nin çalismalari Türkiye’nin dört bir tarafinda heyecan yaratmis olsa da Türk-Is delegasyonunun çogunlugu, konfederasyonu ayni zihniyete; Kumlu ve ekibine teslim etmeyi ne yazik ki tercih etti. Kumlu, seçim sonuçlarinin açiklanmasinin ardindan “Genel Kurul’un etkilerinden arinip derlenme, toparlanma, tek bir yürek, tek bir yumruk olup, devasa sorunlarimizin çözümü için el ele, kol kola yürüme zamanidir” diyerek asil olarak SGBP’ye birlik beraberlik mesajlari verdi. Fakat geride kalan 1 yil içinde Türk-Is camiasi içinde birlik hayata geçirilememis ve kendi yönetimleri içerisinde de birligin olmadigi simdi su yüzüne çikmistir.

Kumlu’nun Sendikalar Yasasi görüsmelerinde isveren örgütleriyle protokol imzaladiginin mansetlere tasinmasi, bu protokolden Türk-Is yöneticilerinin sözüm ona bihaber olmasi, yine gazete mansetlerinde yerini aldi. Bu arada yasa meclisten geçti. Türk-Is Genel Sekreteri Pevrul Kavlak tarafindan güven bunaliminin yüksek sesle dile getirilmesiyle Türk-Is’te olaganüstü genel kurul ve Kumlu’nun istifasinin dillendirilmesiyle sular yeniden kaynamaya basladi.

* Tez Koop-Is Istanbul 5 No’lu Sube Eski Baskani


SGBP NE YAPMALI?

SORUN onlarin ne yaptigi degil, Türk-Is’in tüm yönetimine muhalif olan SGBP’nin kendisine çizecegi yoldur, söyleyecegi sözdür. SBGP’den isçilerin beklentisi, genel kuruldan önceki çizgisini yüksek sesle ifade etmeye devam etmesidir. SGBP’nun Türk-Is’e dair tespitleri ve talepleri hala güncel ve yakicidir. Demokratik, mücadeleci ve güçlü yeni bir sendikal hareket için yolculuk, kaldigi yerden ayni coskuyla devam etmelidir. Öncelikle Türk-Is Istanbul Subeler Platformu sessizligini bozmali, SGBP’nin brosüründeki ilkeleri, amaçlari, talepleri yeniden hatirlanmalidir. Isçiler bu iddiali amaç ve ilkelerin altina imza atmis ve savunmustur. Isçilerde yaratilmis olan degisim umudu, umut tacirlerinin eline terk edilemez.
Türk-Is yönetiminin ne yapacagini bekleyerek rotayi çizmek olasi olaganüstü genel kurulda Kumlu ile ortak liste yapmaya kadar götürür ki bu, mücadeleye kursun sikmaktir. SGBP bu süreçte daha aktif rol almali ve durusunu geç olmadan tüm kamuoyuna açiklamalidir. Tüm sendikalara, delegelere, üyelere mücadeleden yana bir degisim olmasi gerektigini yeniden anlatmalidir. Aksi tutum kayikçi kavgasinin içine çeker ki tarih bunu affetmez.
SGBP’nin içinde yer alan 10 sendikanin üyeleri, delegeleri, temsilcileri ayaga kalkmalidir. Önümüzdeki dönemde binlerce isçiyi ilgilendiren Kamu Toplu Sözlesmeleri görüsmeleri baslayacak, yeni saldiri yasalari gündemde. Yeni Anayasa ve baris sorunu sendikalarin sözü olmadan hayat bulamaz. Sinif mücadelesinde saf tutan isçiler, temsilciler, delegeler, sube baskanlari, Türk-Is içinde yasanan kayikçi kavgasinda taraf olmayacaklarini ve Türk-Is’te köklü degisim olmadan saldirilarin püskürtülemeyecegini ilan etmeli ve mücadele yeniden, isyerlerinden baslayarak örgütlenmeli, yükseltilmelidir.


ÇOCUK BILE INANMAZ!

MUSTAFA Kumlu’nun ihanetlerini isçiler iyi bilir. Fakat Türk-Is Genel Sekreterinin protokolden habersiz oldugunu ifade etmesine sokaktaki çocuk bile inanmaz. Hele de AKP’li yakin arkadaslari, can dostlari olan ve aslinda tüm sendikalarin hükümetle olan islerini “halleden” Mali Sekreter Ergün Atalay’in bu süreçten haberdar olmamasi diye bir husus söz konusu bile olamaz.
Türk-Is yönetiminin yasamakta oldugu bu sahte ayrisma kayikçi kavgasindan baska bir sey degildir. Kumlu; konusma, ikna, savunma kabiliyeti zayif olan bir yöneticidir. Ergün Atalay ve Pevrul Kavlak ise tam tersine bu yönleri geliskin ve örgütü kontrol altina almak için ikna kabiliyetleri ve araçlari “güçlü” yöneticilerdir. Kumlu’nun AKP’nin saldiri yasalarini hayata geçirmesinde dik duramayip ayak bagi oldugu düsünüldü ki bu protokol malzeme olarak kullaniliyor. Belli ki AKP, daha “cesur” yöneticilerle yürümek istiyor. Genel kurulda SGBP’ye karsi fire vermemek adina Kumlu’nun baskanligi o gün tartisilmadi belli ki. Ama simdi, SGBP’nin genel kurul sürecindeki aktifligini göstermedigi ve çalismalarin daha zayif yürüdügü, “Türk-Is’ten ayrilik yok” mesajlarinin verildigi bu süreçte, operasyon için en uygun zaman olduguna karar verilmis görünüyor.
Bu operasyonla AKP, Türk-Is yönetimini saglam askerlere dönüstürmek derdindedir ve manevra alanini genisletmeyi hedeflemektedir. Çünkü önünde daha ciddi saldiri paketleri var ve Hak-Is sinif içinde istedigi büyüklüge henüz kavusamamis durumda. Halen en büyük isçi konfederasyonu olan Türk-Is’te Kavlak ve Atalay ekibinin, protokol krizini Kumlu’yu bypas etmek için önemli bir araç olarak kullanmalarina sasmamak gerekir.


YASA GEÇERKEN NEREDEYDINIZ?

TÜRK-IS yöneticilerinin sendikal anlayislarinin birbirinden farki olmadigini cümle alem biliyor elbette. Kumlu ile güven sorunu yasadiklarini simdi söyleyen Türk-Is yöneticileri Sendikalar Yasasi sürecinde neden sustular? Neden mücadeleyi örgütlemediler? Neden Meclisin önünde biber gazi yiyenlerin yaninda degildiler? SGBP, Türk-Is önünde açiklama yaptiginda neden çikip bu ihanete ortak olmadiklarini açiklayamadilar? Neden yasa onaylandiktan sonra güvenlerinin sarsildigini açikliyorlar?
Türk Metal Sendikasi’nin Haziran ayinda yapilan 14. genel kurulunda konusan Pevrul Kavlak; isçi sinifinin ortak kazanimlarinin yok edilmesinin planlandigini vurgulayarak, üyelerine “önümüzdeki dönem kavgaya hazir olmanizi istiyorum, bu dava ya hep ya hiç davasidir, meydanlarda, caddelerde sel gibi akmaya hazir olun, bu kavganin öncüsü Türk Metal olacaktir” diyordu. Neden Türk-Is degil de Türk-Metal? Yine “Ey patronlar geçtigimiz kriz döneminde fedakârligin kralini yaptik ama feda biz olduk, kar siz oldunuz. Simdi biz krizdeyiz, bu sefer fedakârligin kralini siz yapacaksiniz” diye patronlara meydan okuyordu. Kürsü konusmalarinda aslan kesilenler, Sendikalar Yasasinda isçilerin haklari geriye götürülürken neden yine feda olmayi tercih ettiler, neredeydiler?




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —