DISK ve Genel-Is Genel Baskani Kani Beko ile Gezi Parki direnisinin, olaganüstü genel kurullari, sendikal hareketin durumunu ve taseron örgütlenmesini konustuk. Kani Beko, Taksim Gezi Parki ile baslayan ve tüm Türkiye’ye yayilan direnislere önderlik ödemediklerini ancak disinda da kalmadiklarini söyledi. Gezi direnisi sirasinda iki defa is birakma karari aldiklarini ve güçleri oraninda bunu hayata geçirdiklerini dile getiren Beko, üyelerinin oldugu bütün illerdeki eylemlere de katildiklarini kaydetti.
Gezi Parki direnisinde DISK üzerine düseni yapti mi?
Taksim direnisine biz önderlik yapamadik fakat çok da gerisinde kalmadik. Önceki hafta ILO’nun çalismalarina katildim. Hem ILO binasinda daha sonra üyesi oldugumuz ITUF ile yapilan görüsmelerde Gezi direnisi konusunda bilgi verdik ve 21-22 Haziranda Dünya genelinde destek eylemleri yapildi.
Gezi direnisi basladigi günden bugüne DISK Genel Sekreteri ve Istanbul Bölge Temsilcisi tertip komitesi içerisinde yer aldi. Yapilan görüsmelere de temsilci gönderdik. Onlarin aldigi kararlar dogrultusunda hareket edecegimizi ifade ettik. Direnis basladigi dönemlerde Adana’da, Izmir’de yapilan mitinglerde konusmaci olduk. Ankara’da DISK’e bagli sendikalarla oradaydik, saldiriya da maruz kaldik. Ethem Sarisülük’ün cenazesine katildik. Iki kez üretimden gelen gücümüzü kullanmaya çalistik. Ama sunu da iddia etmiyoruz; DISK olarak Gezi direnisine önderlik yapamadik. Ama çok gerisinde de kalmadik. Türkiye’nin tüm il ve ilçelerinde DISK üyeleri bu direnisin içindeydiler.
DISK özellikle son yaptigi eylemde elestirildi. Neden?
DISK, KESK, TMMOB, TTB, Dis Hekimleri olarak üretimden gelen gücümüzü kullanarak alanlara çikalim ve basin açiklamasi yapalim kararimiz vardi. Bu karar yanlis anlasildi. DISK neden Taksim’e çikmadi, zorlamadi? denildi. Bizim böyle bir kararimiz yoktu zaten. Türkiye Taksim için neden ayaga kalkti, AKP halkina neden zulmetti bunlari kamuoyuna açiklamak istedik. Mesela kullanilan gazin Amerika tarafindan Vietnam savasinda kullanildigini ögrendik. TTB kimyasal maddelerin de bu gazlarin içinde oldugu tespit etti. Ayni gaz bombalarinin Türkiye’de kullanildigi tespit edilmis. Biz o gün bu konulara dikkat çekmek istemistik. Taksim’e çikma gibi bir kararimiz yoktu. 21 gün çatisan 22. günde çatisirdi. Bundan korktugumuz yok.
Bundan sonra sendikalar ne yapmali? Halk evlerine dönmüs degil eylemler sürüyor.
Bizim Gezi direnisine seyirci kalmamiz söz konusu degil. Zaten içerisinde variz. Gezi Parki Platformu farkli etkinlikler, eylem kararlari aldigi zaman onlara katiliyoruz. Gençler Türkiye’de ekolojik dengenin bozulmamasini istiyor, özgürlük, demokrasi istiyor. Biz kesinlikle Türk-Is ve Hak-Is gibi “Eylemlerin bitmesi” yönünde bir düsüncemiz yok. Bu ülkede demokrasi mücadelesi yürütülüyorsa, demokrasi mücadelesi veren bir konfederasyon olarak elbette içinde olacagiz. Platformu asarak is yapmak istemiyoruz, onlarin aldigi kararlara katilim saglamaya çalisacagiz.
OLAGANÜSTÜLERLE ZAMAN KAYBETTIK
1 Mayis öncesi DISK’te, Gezi direnisi sirasinda da Genel-Is’te olaganüstü genel kurullar oldu. Böylesi iki kritik dönemde olaganüstüler kaçinilmaz miydi?
Bu süreçte DISK’te ve Genel-Is Sendikalarinda yapilan olaganüstü genel kurullari hiç dogru bulmadigimi her firsatta ifade etmeye çalistim.
Sendikalar ve Toplu Is Iliskileri yasasi ile 6 milyona yakin isçi arkadasimiz 2018 yilinda sendikali bile olsalar toplusözlesme yapacak.o yüzden bizim bu yasaya karsi daha keskin daha radikal daha örgütlü mücadele etmemiz gerekiyordu. Türkiye’de son dönemlerde 2 milyona yakin taseron isçisi var ve bunlarin sayilari her geçen gün çogalmakta. Taseron isçilerin çalistigi isyerlerinde is güvenligi yok, is güvencesi yok, sendikalari yok. Bizim taserondaki bu arkadaslari örgütlememiz lazimdi.
Taksim Gezi parki direnisi yasandi. Adalet, özgürlük, demokrasi talebiyle yapilan bu direnis sürecinde DISK’in yapabilecegi çok sey vardi.
Aslinda yapmak istediklerimizin bir parçasi bunlardi. Hem paramizi ve enerjimizi buralara yogunlastirmamiz gerekliyken biz ne yaptik?
Bir ay DISK’in olaganüstü genel kurullariyla sonra bir ay Genel-Is’in olaganüstü genel kurullariyla ugrastik. Burada gerçekten zaman kaybimiz oldu. Bunlar bizim handikaplarimiz.
Neden yapildi peki bu olaganüstü genel kurullar?
Bizden önce DISK’in ve Genel-Is’in baskanligini yapan ve onunla birlikte hareket eden arkadaslarimiza devletten, sermayeden, siyasi partilerden bagimsiz olmamiz gerektigini her firsatta söyledik. DISK yapilacak olan çalismalarla ilgili karar verecekse DISK’in yönetimi, baskanlar kurulu genel kurullari var. Biz bu kurullari yok sayarak belirli bir siyasal hareketin belirli düsünceleri ve anlayisiyla yol yürüyemeyiz. Kendi özgür irademizle, üye ve delegelerle aldigimiz kararlar dogrultusunda yolumuza devam etmeliyiz. Elbette Türkiye’de emekten, demokrasiden, özgürlükten, baris ve kardeslikten yana olan partilerle bizim siyasal akrabaliklarimiz var, elbette birlikte hareket edecegiz, omuz omuza olacagiz. Bunda sikinti yok. Bizim karsi çikisimiz birinin digerine müdahale etmesidir. Bu süreçte DISK ve Genel-Is’in içine müdahale etmek isteyenlere karsi bu olaganüstü kurullar yapildi.
TASERONLARI ÖRGÜTLEMEMIZ GEREKIYOR
Genel-Is taseron örgütlenmesi konusunda ne yapacak?
Taseron örgütlenmesinde kisa, orta ve uzun vadeli bir program çikartacagiz. Zaten belediyelerde çikartilan norm kadro yasasi sonrasi belediyelerde çalisan kadrolu isçi sayisi yüzde 20’lere karsilik geliyor. Norm kadro yasasindan dolayi emekli olan arkadaslarimizin yerine kadrolu isçi alinmiyor. Bu nedenle çalisanlarin yüzde 70-80’i ya taseron sirketlerde ya da belediyenin istirak sirketlerinde çalisiyorlar. Taseron ve belediye sirketlerindeki arkadaslarimizi örgütleyemezsek, toplusözlesme yapamazsak biz kaybederiz, sendikal hareket kaybeder, Türkiye kaybeder. Genel-Is olarak belediyelerde taseronlarin sendikali olabilmesi için ne kadar imkanimiz varsa bunlarin hepsini seferber edecegiz. 2018 yilinda biz taserondaki arkadaslarimizi örgütleyemezsek, 6 milyon isçi sendikali olsa bile toplusözlesme imzalayacak sendika bulamazsa bu ülkede özgürlüklerin de demokrasinin de sosyal adaletin de sonu olur. Bunu yapmak zorundayiz baska çaresi yok.
Taseronda çalisan arkadaslarimizin is güvencesi olmadigindan dolayi 11 bin isçi yasamini yitirdi. Bizden sonraki neslin eger buralarda ölmesini istemiyorsak, en azindan ölümleri durdurabilme pahasina taseronlarda örgütlenmemiz gerekiyor.
MERKEZI ÖRGÜTLENME KAMPANYASI OLACAK
DISK’e bagli bir çok sendika yüzde 1 barajini bile geçemedi. Ne yapacaksiniz, merkezi bir örgütlenme planiniz var mi?
ILO’nun hazirladigi ve taraf oldugumuz 87 ve 98. maddelerin Türkiye’de uygulanmadigini, hatta çikartilan Sendikalar ve Toplu Is Sözlesmesi yasasinin darbecilerin çikarttigi 2821 ve 2822 sayili yasalardan bile geri bir yasa oldugunu görüyoruz.
Anayasanin 51. maddesi geregi isçilerin sendikaya üye olmak hakki var. Ama buna ragmen sendikal yasalar Anayasanin bu maddesine engelse, bu düzenlemeleri yapmak hükümetlerin görevidir. Bugüne kadar bunlar yapilmadigi için maalesef her ILO toplantisinda Türkiye aplikasyon alinarak, kara listeden çikamiyor.
Bizim önümüzdeki süreçte kesinlikle bir kampanya baslatacagiz. Isçilerin önümüzdeki dönemde özgür iradeleri ile anayasal haklari olan sendikaya üye olmalari engellenemez diye bir kampanyamiz olacak. Brosürler, bildiriler hazirlayacagiz. Türk-Is ve Hak-Is’le de görüsecegiz ve barajlarin ortadan kaldirilmasi ve isçilerin özgürce sendikali olabilmesi için elimizden geleni yapacagiz.
Gökhan Durmus
(Istanbul/EVRENSEL)