DIZI DIZI DIZILERIMIZ
Her yeni sezonla beraber hayatimiza yepyeni diziler ve karakterler giriyor. Yasayamadigimizi düsündügümüz yada ulasmayi hayal ettiklerimiz diziler ile hayat bulup bizi kendi sarmali içine aliyor. Asil olan aslinda bizim yasamayi istediklerimiz mi gerçek olan, yoksa her hafta diziler sayesinde beynimize kazinan aslinda hayat böyle olmali dayatmasimi bunu bir ayirmak gerekiyor.
Yaz sezonu ile beraber sirada bekleyen bir sürü dizi film gelecek . Önceki sezon dizilerinden çok farkli olacagini düsünmüyorum. Yenileri gelmeden önceki sezon üzerinden gidisata bakalim. Özellikle kisin daha çok kapali yerlerde vakit geçirilmesi ile fazlasiyla muhatap olduk dizilerle. Dizi filmin bütün bir geceyi alan saatleri içinde her türlü entrika, paraya ,güce olan zaaf ve ona ulasabilmek için yapilan her türlü dalavereler ,aile yapisini temelden sarsacak her türlü Ahlaksizligin mübah oldugu olaylar.
Her dizinin içinde mutlaka fakir kiz zengin oglan meselesi var. Hemen hemen her dizide Kizimiz fakir ,ama ultra lüks yasayan trilyonluk arabasindan inmeyen zengin oglumuz ile nasil oluyorsa oluyor karsilasabiliyor. Artik kizimiz lüks restorantlarda kafelerde yemek yiyor ,Bir giydigini bir daha giymiyor, en lüks magazalardan alisveris yapabiliyor. Yeri geliyor geleneksel aile yapisina sahip ailesinde bile kizimizin erkek arkadasinin evinde kaliyor olmasi onaylanip hatta alkislanir hale geliyor. Peki gerçek hayatta bu olasilik ne kadar buna bir bakmak lazim. Evinde ailesi ile beraber çekirdek çitlerken kafasina bu sekilde yasam biçimi empoze edilen yeni yetisme genç kizimiz neler kuruyor hayal dünyasinda? Böyle bir yasama geçmek için hersey mübah ,çünkü saatler boyunca bu kafasina islenebiliyor. Zenginligi bir sekilde geçiyorum. Gençler birbirini sevmis sonuçta ,ortalarda kimlerden oldugunu anlayabilmek için çaba sarfettigimiz bir sürü bebelerimiz olsa da ,olur o kadar genç onlar!!!
Peki dizilerde öldürülen onca insana ne demeli ? Bir dizi filmimizde mafya babamiz ve onun sevimli gösterilen çocuklari, devlet memurlarini güzelce parmaklarinda oynatip bir sürü insani acimasizca öldürebiliyorlar. Ama en sonunda sevgilisine simsiki sarilip bir de öpücük kondurunca , en masum hallerini takinan sevgili karakterimize Alkis! ne güzel öldürüyorsunuz ! ne güzel silah kullaniyorsunuz! Ama o kadar sevimliler ki kizamiyorsunuz bile!!! Okul dizilerine hiç bakmayalim en vahimi o, kesin sinifta kaliriz. Okul denilen kurum sadece teneffüslerden ibaret ve derslerde sadece nasil kiz tavlanir ,baskasinin kuyusu nasil özenle kazilir, anne baba nasil aldatilir, ögretmenler nasil yola getirilir…
Kendimizi kandirmayalim.Bu bir sektör, istemeyen izlemez demek en saçmasi çünkü kimse oturup söylenildigi gibi belgesel izlemiyor.Bu dizilerle beraber aslinda olmamasi gereken her seyi kaniksar duruma geldik.Bütün maddi manevi tüm ahlaksizliklara karsi tepkisiz kalmaya ,alismaya basladik. Böyle giderse en sonunda, dizi dizi dizilerimiz, dizlerimizi döveriz.
Artik endise duymanin vakti geldi de geçiyor bir seyler yapmak bu gidisata bir dur demek lazim. Özellikle yeni yetisen gençler için, ne kadar uyanik olduklari söylense de etkilenmemeleri mümkün degil. Sadece gençler mi, hadi biz cahil halk oldugumuzu varsayalim , ünlü bir tasarim dernegi bu sene yaptigi tasarim yarismasinda ,bir dizi filmde ayakkabi tasarimcisini oynayan karakteri Asli jüri olarak gösteriyor. Bu olay üzerinden bakarsak bu kisinin karakteri gerçekten çok inandirici oynadiginimi gösterir yoksa hepimizin dizi karakterlerini fazlasiyla hayatimizin içine aldiginimi gösterir çok geç olmadan bunu bir düsünmek gerekir…
CANAN SELAMET
