Her iki cografyada istenmeyen yönetim anlayislari hâkim. Sincan Uygur Özerk bölge Dogu Türkistan, özerkligini kaybetmis, Çin’in asimetrik iskencelerinin ve esareti altinda yasayan soydaslarimiz ve dindaslarimiz.
Digeri, Dünya ekonomisinde büyük bir yere sahip, Dogu’nun incisi Hong Kong, yari özerk bir yönetim olsa da 1997’den beri Çin’in egemenligi ve nüfusu altinda ve aylardir hakli protesto yürüyüslerine sahne.
Duyarli olmak; duymak, karsilik vermek, tepkisiz kalamamak, anlamindadir. Olaylari ve gelismeleri yakindan takip ederek hislenmek, reaksiyon göstermektir.
Maalesef, siyasi çikarlar ugruna görmezlikten gelinerek insanligin bittigi bir yer Dogu Türkistan. Bir millet yok edilmek istenmekte ve bugüne kadar 35 milyon Uygur Türkü öldürülmüs. Bilgi ve teknoloji çaginda, Uygurlular evlerinden alinarak, ailelerinden koparilarak, özel olarak yapilmis büyük devasa binalarin içine konularak sözde egitim kamplarinda esir tutularak zorla asimile edilerek toplama kamplarinda, ateizm ögretisi ve Çinlilestirilme adina insanlarin beyinleri yikanmaktadir. Karsi gelenlere büyük ve akla gelmeyecek iskenceler uygulanmaktadir.
Bebekler zorla annelerinin karnindan çikarttirilarak öldürüyorlar, kadinlar kisirlastiriliyor. Kendi dinlerini, tarihlerini ögrenme haklari yok…
Sözde egitim kamplarindan mezun olanlar (Çinlilestiklerini söyleyenler) ancak is sahibi olabiliyor, hayatlarini devam ettirebiliyorlar.
Genç kizlar zorla, Dogu Türkistan’dan, vatanlarindan koparilarak Çinin iç eyaletlerine ucuz isçi olarak çalisma kamplarina gönderilerek adeta sürgünde bir yasama tabi tutuluyorlar.
Hiçbir ibadete izin verilmemekte, dini kitap bulundurulmasi suç olarak kabul edilmekte… Tüm Uygurlular, potansiyel suçlu ve terörist muamelesi görmekteler. Hiçbir Uygurlunun yasam garantisi yok ve hepsi düsman olarak algilaniyor. Yillardir katliam, zulüm, asimilasyon, baski, iskence yasaniyor Dogu Türkistan’da.
Bu insanlik disi isgal uygulamalar altindaki Dogu Türkistan’da Uygurlularin, toplanti ve gösteri yürüyüs haklarindan söz etmek dahi mümkün degil.
Hal böyle iken Hong Kong’da durum, yolun sonunu görmek acisindan önem arz etmekte. Hong Konglu yolun sonundaki karanligi bir diger ifade ile Dogu Türkistan’i görüyor, ona göre vaziyet aliyor ve her hafta sokaklardan dünya gündemine hakli sesleri yankilaniyor.
Protestolarin gerekçesi ise en ufak hak arayisina hazmedemeyen Pekin yönetim anlayisina karsi ortak tepki göstermek. Yerel halk, herhangi bir suça karisan Hong Konglularin, Hong Kong’da yargilanmasina izin vermeyen, buna karsin bu zanlilarin Çin’e iadesini içeren yasa tasarisini geri çekilmesini istiyordu.
Hong Kong’a hâkim Çin zihniyeti 2 ay devam eden karsi gösterilere dayanamadi ve yasa tasarisini geri çekmek zorunda kaldi, 2014’de seçim yasasini degistirmek istediklerinde de ayni sekilde protesto gösterileri baslamis ve yapilmak istenen degisiklik yapilamamisti. Daha önce de göstericiler Pekin’in 2017 yilinda Hong Kong yönetimine seçilecek baskan adaylarini belirlemesine karsi çikmisti.
Devamli olarak Hong Kong’u, sosyal deney olarak kullanan Çin sosyalizm yönetimi istediklerinde basarili olamiyorlar. Hong Kong artik bu gerçegi gördügü için yasa tasarilari geri çekilse dahi gösteriler devam ediyor. Biliyorlar ki; Çinliler geri adim atmayacaklar. Çin’in egemenliginde özgür bir Hong Kong istemiyorlar. Buranin da Çinlilesmesi gerektigini düsünüyorlar.
Kisaca, Çin- Pekin rejimi, ayni irktan olusan yani Çinlilerin yasadigi Hong Kong’u, Dogu Türkistan’a dönüstürmek istemektedir. Hong Kong’un Çinlilesmedigini varsayiyorlar. Halk hareketleri özelliklede gösteri ve yürüyüslerdeki protestolar olmasa, Hong Kong, Hong Kong olmayacak. Dogu Türkistan olacak. Ama nüfusun çogu Çinli oldugundan, statüsünün de tek devlet iki idare özelliginden dolayi Hong Kong, önümüzdeki yillarda da dünya gündeminden düsmeyecek.
Hong Kong adasi Çinlilerin, Çin Halk Cumhuriyetinden özgürlükler, hukukun üstünlügü, insan haklari baglaminda ayristiklarini net olarak görüyoruz. Ada halkinin dev gösterilerle, haklarina ve özgürlüklerine bagli olduklarinin uyandiracagi etki dalgasi da, basta Çin’i ve diger halklari da etkisi altina almasi olasi bir gerçek.
Hong Konglular dev gösteriler yaparken, silahli zorba Çinlilerin isgali altindaki Dogu Türkistan’da iki Uygurlunun yan yana gelmesi yasak. Mazlumlar ses çikartamiyorsa bu gerçegi bizler duyurabiliriz.
Esenler ölçeginde ise hemen öncülük yapilmali ve bu asamalari gerçeklestirebilecek bir istisare kurulu ivedi olarak olusturulmalidir.
Bu çerçevede, Esenler Ilçemizin tek federasyonu olan, Esenler Dernekler Federasyonumuza çok görev düsmektedir.