Bugün, 18 Haziran 2025 Çarşamba

Dünya solundan İsrail’e tepki: Emperyalizm destekli haydutluk

Dünya solundan İsrail’e tepki: Emperyalizm destekli haydutluk

Hindistan’dan İtalya’ya, Almanya’dan İngiltere ve Fransa’ya sol-sosyalist partiler İsrail’in saldırganlığını kınarken Netanyahu’nun bu haydut cesareti Amerikan emperyalizminden aldığı kaydedildi.

Hindistan’dan İtalya’ya, Almanya’dan İngiltere ve Fransa’ya sol-sosyalist partiler İsrail’in saldırganlığını kınarken Netanyahu’nun bu haydut cesareti Amerikan emperyalizminden aldığı kaydedildi. Açıklamalarda Tel Aviv’in bir an önce durdurulması çağrısı yapıldı.

Birgün Gazetesinden Atahan UĞUR'un yaptığı habere göre;İsrail’in İran’a yönelik saldırısına dünya genelindeki sol-sosyalist partilerden sert tepkiler gelmeye devam ediyor.

Hindistan’dan İspanya’ya, Almanya’dan Fransa’ya sol-sosyalist partiler operasyonun doğrudan ya da dolaylı Amerikan desteği olmadan gerçekleşmesinin mümkün olmadığını kaydetti. Açıklamalarda İsrail’in saldırganlığı uluslararası hukukun açık ihlali olarak nitelendirildi ve derhal son bulması çağrısı yapıldı.

 

Sol-sosyalist partilerden yapılan açıklamalar şöyle:

"NETANYAHU SOYKIRIMCI EMELLERİNİ 'SAVUNMA' SÖYLEMİYLE PERDELİYOR"

Britanya Devrimci Komünist Partisi (RCP):

"Netanyahu, siyasi geleceğini bölgesel bir yangına yatırmış durumda — Gazze’deki soykırımı İran’la topyekûn bir savaşa tırmandırarak, ABD emperyalizmini de peşinden sürükleyip kendini kurtarmaya çalışıyor. İsrail Başbakanı, soykırımcı emellerini artık “savunma” söylemiyle maskelemekte ve küresel güçler bu söylemi benimsemiş durumda. İşçi sınıfı, kapitalist kan dökümüne sürüklenmeye direnmelidir.

İsrail’in yaptığı bu küstah saldırı, yıkıcı ve geniş kapsamlı sonuçları olabilecek ölümcül bir bölgesel yangını tetikleyebilir. İsrail, bu saldırıların “Yükselen Aslan Operasyonu” adı altında uzun soluklu bir taarruzun başlangıcı olduğunu ilan ediyor.

ABD yönetiminin Netanyahu’nun planlarından haberdar olduğu ve saldırının zamanlamasını da bildiği çok açıktır. Washington’dan yeşil ışık almadan İsrail’in böyle bir saldırı gerçekleştirmesi mümkün değildir. ABD Başkanı Trump, Netanyahu’nun uzun süredir İran’a saldırı planladığını birçok kez kabul etmiştir.

Netanyahu’nun iktidarda kalmak için Gazze’deki soykırımı sürdürmekten fazlasına ihtiyacı var. Savaş baskısı hafiflediği anda, İsrail içindeki derin kriz yeniden yüzeye çıkmakta ve Netanyahu’nun iktidarı zayıflamaktadır. Bu nedenle Netanyahu, her zamankinden daha fazla şekilde, ABD’yi İran’la bir savaşa sürükleyecek şekilde Ortadoğu’daki çatışmayı tırmandırma kararlılığındadır.

Görünen o ki Trump, İsrail’i İran rejiminin başına doğrultulmuş dolu bir silah olarak kullanarak ABD emperyalizmi için daha avantajlı bir anlaşma elde etmeye çalışıyor. Trump’ın nihai hedefi hâlâ bir İran anlaşması gibi görünse de Netanyahu’nun hedefi çatışmanın tırmanmasıdır. Trump ve Netanyahu, Ortadoğu’da topyekûn bir savaşa yol açabilecek son derece tehlikeli bir oyun oynuyor."

"İSRAİL’İN BİR KEZ DAHA 'HAYDUT DEVLET' OLDUĞUNU KANITLADI"

Hindistan Komünist Partisi (Marksist) – CPI(M):

"İsrail’in İran’a yönelik saldırısını şiddetle kınıyoruz ve devam eden askeri operasyonların derhal durdurulmasını talep ediyoruz. Bu eylem, İsrail’in bir kez daha “haydut devlet” gibi davrandığını, Batı Asya ülkelerine keyfi şekilde saldırılar düzenleyip uluslararası hukuk ve sözleşmeleri ihlal ettiğini açıkça göstermektedir. 

İsrailli yetkililerin açıklamaları, bu saldırının aylar öncesinden planlandığını ortaya koymaktadır. Görünen o ki, amaç İsrail’in Batı Asya bölgesi üzerindeki hegemonyasını pekiştirmektir. ABD’nin resmi açıklamaları ne olursa olsun, bu operasyonun doğrudan ya da dolaylı Amerikan desteği olmadan gerçekleşmesi mümkün değildir. Bu destek olmadan İsrail’in böyle saldırgan bir askeri eyleme kalkışma cesareti ya da kapasitesi olmazdı.

Bilinen bir gerçek de şudur ki, İsrail nükleer silahlara sahiptir ve bölgedeki diğer ülkelerin barışçıl amaçlarla bile nükleer teknoloji geliştirmesine karşı çıkmaktadır. İran’la nükleer konularla ilgili müzakereler devam ederken gerçekleşen bu saldırı, büyük olasılıkla bölgesel çapta daha geniş bir çatışmayı tetikleyecek ve Batı Asya’yı daha da istikrarsızlaştıracaktır. Son 20 aydır İsrail, Filistin’e karşı soykırım niteliğinde bir savaş yürütmektedir. Şimdi de İran’a yönelik bu saldırıyla İsrail’in bölgede kendi egemenliğine yönelik her türlü potansiyel tehdidi ortadan kaldırmayı hedeflediği net bir şekilde görülmektedir.

Birleşmiş Milletler öncülüğündeki uluslararası toplum, İsrail’in bu saldırganlığını dizginlemek için gecikmeksizin müdahale etmelidir. Hindistan hükümeti de bu saldırıyı küresel düzeyde kınayan seslere katılmalı ve İsrail’e askeri operasyonlarını derhal durdurması çağrısında bulunmalıdır. Hindistan’ın, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Filistin lehine yapılan oylamada çekimser kalması son derece üzücüdür. Bu tür eylemler, yalnızca İsrail’i ve onun bölgedeki saldırgan tutumunu cesaretlendirmektedir. Hindistan’ın İran ve Filistin’le uzun süredir devam eden ilişkileri vardır; bu ilişkiler saygı görmeli ve daha da güçlendirilmelidir. BJP liderliğindeki hükümet, İsrail’e verdiği örtülü desteği sonlandırmalı ve Batı Asya’da barış ve adalet adına net bir duruş sergilemelidir."

"BU PERVASIZ SALDIRI EMPERYALİST HAKİMİYETİ DAYATMA GİRİŞİMİDİR"

Hindistan Komünist Partisi (Marksist-Leninist) CPI(ML):

"Bu pervasız tırmanış, ABD-İsrail ekseninin bölgesel emperyalist hakimiyeti dayatma, Batı Asya'yı istikrarsızlaştırma ve yaygın çatışmayı kışkırtma yönündeki kasıtlı stratejisinin bir parçasıdır. Gazze'de devam eden soykırım savaşının ortasında artan küresel izolasyon ve iç hoşnutsuzlukla karşı karşıya kalan aşırı sağcı Netanyahu rejimi, şimdi İran'ı hedef alarak ve Lübnan, Yemen, Suriye ve ötesini tehdit ederek çatışmayı genişletmeye ve krizini dışsallaştırmaya çalışıyor.

İsrail'in eylemleri sadece Batı Asya'yı değil, tüm dünyayı tehdit ediyor. İsrail, ABD'nin tam desteğiyle uluslararası hukuku ve sözleşmeleri küstahça ihlal eden haydut bir devlet haline geldi.

Hindistan'ın sessizliğini bozması ve İsrail'i durdurmak için mümkün olan tüm adımları atması gerekiyor. Sessizlik ve eylemsizlik suç ortaklığı anlamına gelecektir ve Hindistan, insanlığa karşı artan suçlarında ABD-İsrail ekseniyle aynı paranteze alınmamalıdır.

Bu saldırı, bölgedeki gerilimi tırmandıracak ve dünyayı tehlikeli bir çatışmaya daha da yaklaştıracaktır. Birleşmiş Milletler bu tür düşmanlıkları önleme sorumluluğunu yerine getirmede bir kez daha başarısız olmuş ve uluslararası krizleri ele alma konusundaki yetersizliğini kanıtlamıştır."

"İSRAİL AMERİKAN EMPERYALİZMİNİN BİR ASKERİ"

Kanada Komünist Partisi (CPC):

"Kanada Komünist Partisi olarak, İsrail’in İran’a yönelik yasa dışı ve sorumsuz bombardımanını şiddetle kınıyoruz. Bu “önleyici” saldırı, uluslararası hukuka açık bir şekilde aykırıdır ve katliam suçunu oluşturarak felaket boyutunda bir genişlemeye yol açma riski taşımaktadır. Söz konusu saldırı, asılsız gerekçelere dayanıyor: ABD istihbaratı bile İran’ın aktif bir nükleer silah programına sahip olmadığını doğrulamıştır. İsrail’in bu eylemleri, özsavunma değil, emperyalist destekli bir saldırıdır.

Bu bombardıman, İsrail’in bölgede ABD emperyalizminin birincil askeri aracı rolünü ne kadar net sergilediğini ortaya koymaktadır. Washington’ın saldırıdan önceden haberdar olduğu ve teşvik ettiği açıkça ortada. Bu saldırının İran ile ABD arasındaki altıncı nükleer müzakere turundan yalnızca günler önce gerçekleşmesi tesadüf değildir. Trump’ın da İran’ı “hala geç olmadan” bir anlaşma yapması için hemen teşvik etmesi, bu saldırıların müzakereleri zayıflatmak ve İran’ı ABD çıkarlarına uygun bir anlaşmaya zorlamak amacıyla yapılmış olduğunu açıkça göstermektedir. Bu durum, daha geniş bir savaşa doğru tehlikeli bir ivme kazandırmaktadır. Ayrıca, Kanada’nın bu savaş çabanındaki suistimali, hızla artan savunma harcamalarıyla ortaya çıkmaktadır.

Şimdi, Kanada’da barış ve demokrasiden yana olan tüm kesimler için kritik bir andır. Kanada hükümetine bu saldırıyı derhal kınaması ve İsrail’e karşı güçlü önlemler alması çağrısı yapılıyor ve ayrıca İsrail’in saldırganlığına derhal son verilmesi, daha fazla tırmanmanın önlenmesi, Kanada’nın militarizasyonuna karşı durulması ve dünya savaşına gidişe direnilmesi talep ediliyor."

"ULUSLARARASI HUKUK İHLAL EDİLDİ"

Avrupa Solu Partisi Başkanı Walter Baier: "İsrail’in İran’a yönelik hava saldırıları, uluslararası hukukun bir başka ihlalidir. ABD’nin doğrudan müdahalesiyle, küresel düzeyde bir tırmanma riski artmaktadır. Küresel bir kınamaya ve tüm nükleer silahların yok edilmesine ihtiyacımız var."

"EMPERYALİST PLANLARI DEVREYE SOKMA SALDIRISI"

Yunanistan Komünist Partisi (KKE):

"İsrail’in İran’a yönelik planlanlı ve hedefli hava ve füze saldırısı, İran yetkililerinin nükleer bilim adamlarının ve yüzlerce sivilin ölümüne yol açarken, Ortadoğu'da çıkabilecek bir savaşı körüklemekte ve daha geniş bölgedeki halkları yıkımla tehdit etmektedir. Saldırı İran'ın nükleer programı bahanesiyle gerçekleştirilmiş olsa da asıl amaç İsrail ve ABD'nin emperyalist planlarını geniş bölgeye yaymaya çalışmasıdır.

Filistin halkını öldürerek soykırım yapan ve insanların açlıktan ölmelerine sebebiyet veren, Lübnan’ı, Suriyeyi, Yemen’i bombaladığı gibi şimdi de İran'a yönelik saldırılarını giderek arttıran katil devlet İsrail, bu saldırıda suç ortağı ve ortak sorumlu konumunda olan ABD ve AB tarafından  askeri, siyasi ve ekonomik olarak  da  desteklenmektedir.
Kendini savunma hakkı adı altında İsrail devletinin suçunu örtbas etmeye çalışarak,  ülkemizin terörist bir devletle askeri işbirliğine sürekli destek veren YD hükümetinin ve diğer burjuva partilerinin sorumluluğu büyüktür. Öte yandan, Yunanistan-İsrail ortak askeri tatbikatının bir bölümünde İran'a yönelik saldırı senaryoları ve simülasyonlarının da yer aldığı biliniyor.

Ülkemizin askeri maceralara sürüklenme riskinin arttığı günümüzde, halkımızın mücadelesini güçlendirmesi gerekiyor. Yunan hükümetinin katil İsrail devleti ile askeri, siyasi ve ekonomik ilişkilerinin derhal durdurulmasını, Filistin devletinin tanınmasını talep etmek ve Filistin halkı, İran, Lübnan, Suriye, Yemen halkları ve bölgedeki tüm halklarla dayanışmamızı daha da güçlü bir şekilde ifade etmeleri gerekmektedir."

"İSRAİL BİR TERÖR DEVLETİDİR, BUGÜNDEN SONRA BUNU KİM İNKÂR EDEBİLİR?"

İtalya Komünist Yeniden Kuruluş Partisi (RİFONDAZİONE) lideri Maurizio Acerbo:

"İran televizyonunun merkezine yapılan saldırı son derece ciddi bir terör eylemidir. İsrail, daha önce Gazze’de yaptığı gibi gazetecileri bombalamaya devam ediyor. Karşımızda, eğer Rusya tarafından işlenmiş olsaydı lanetlenecek bir savaş suçu var. Ancak İsrail her şeyi yapabiliyor çünkü Batı’nın silahlı kolu olarak, suç ortağı olan Batı tarafından korunuyor, silahlandırılıyor ve meşrulaştırılıyor.

İtalya hükümetinin ve NATO ile G7’ye üye diğer ülkelerin davranışları, Gazze’deki soykırıma ortak olmaları nedeniyle sorumsuzluktur. Netanyahu hükümeti durdurulmalıdır, çünkü işlediği suçlarla dünyanın en büyük antisemitizm üreticisi haline gelmiştir. Herkesi, 21 Haziran Cumartesi günü Roma’da Stop Rearm Europe tarafından Gazze için, silahlanmaya, savaşa ve soykırıma karşı düzenlenen ulusal gösteriye kitlesel olarak katılmaya çağırıyoruz."

"NETANYAHU ATEŞLE OYNUYOR"

İsrail Komünist Partisi (HADASH):

"Netanyahu hükümeti bölgeyi geniş ve tehlikeli bir tırmanışa sürüklüyor. Bugün bir Orta Doğu savaşının başlangıcı olabilecek bu tehlikeli tırmanışa son verilmelidir.

İsrail hükümeti, Gazze Şeridi ve işgal altındaki Batı Şeria’ya yönelik daha da tehlikeli planlarını hayata geçirmek için kendi yarattığı bu durumu kullanabilir. Dünya, yaklaşmakta olan felaketi durdurmak için gerçek ve samimi tutumlar almalıdır. Bu tırmanışa karşı kamuoyunun protesto etmesini ama halkın güvenliği ve esenliğini gözeterek hareket etmesini istiyoruz."

"BU BİR SAVUNMA DEĞİL, İSRAİL DURDURULMALI"

Alman Die Linke Parti Lideri Ines Schwerdtner: "İsrail'in bu füze saldırıları da öz savunma kapsamında değerlendirilemez. Umman’da yapılması planlanan nükleer silah anlaşması müzakerelerinin öncesinde, İsrail’in İran’a yönelik bu saldırısı uluslararası hukuka aykırı bir saldırıdır ve tırmanma sarmalını tetikliyor. Bu sarmalın ne anlama gelebileceğini şu anda hiçbirimiz tam olarak öngöremiyoruz. Uluslararası hukuk uzmanları bu durumu uluslararası hukuka aykırı bir saldırı savaşı olarak nitelendiriyor. Buna rağmen — ve bunu burada özellikle vurgulamak istiyorum — bu, İran’daki rejimin tarafını tutmak anlamına gelmez. Elbette İran’daki muhalefetin, özellikle de aylardır, yıllardır rejime karşı ayağa kalkan kadınların farkındayız. Bu nedenle, özellikle Batı’dan, özellikle de Almanya Federal Cumhuriyeti’nden bu uluslararası hukuka aykırı saldırının hem kınanması hem de şunun açıkça söylenmesi gerekir: Silahlar susmalı — İsrail’in silahları da susmalı.

Nükleer anlaşma konusunda müzakerelere devam edilmesi gerekiyor, diplomatik baskı uygulanmalı ve aynı zamanda İran’daki rejime karşı tüm muhalif hareketleri desteklemeliyiz. Bu hareketlerin barışla ya da komşuluklarında Yahudi yaşamının korunmasıyla ilgileri yok. Bu nedenle durum oldukça karmaşık.
Yine de Federal Hükümet’e bir kez daha çağrıda bulunuyorum: Diplomatik baskı uygulayın ve İsrail’e silah sevkiyatını durdurun. Çünkü bu saldırı savaşı aynı zamanda Netanyahu’nun Gazze’deki acılardan dikkatleri başka yöne çekme manevrasıdır."

"KANA VE GÜCE OLAN BAĞIMLIĞIN BİR SONUCU"

HADASH Milletvekili Ofer Cassif de Netanyahu’nun İran’a saldırı kararının, siyasi baskı altında olmasının ve “kana ve güce olan bağımlılığının” bir sonucu olduğunu söyledi.



  • Çarşamba 28.5 ° / 19.7 ° Güneşli
  • Perşembe 27.9 ° / 19.9 ° Güneşli
  • Cuma 30.2 ° / 19.4 ° Güneşli