EDEBIYAT VE SOSYAL MEDYA DEDIK AMA NASIL?

EDEBIYAT VE SOSYAL MEDYA DEDIK AMA NASIL?

Ülkemizde edebiyat ve sosyal medya üzerinde sermayenin, kokusmuslugun hâkimiyeti vardir. Edebiyat ve sosyal medyaya bir avuç sermaye sahibi yön veriyor. Ülkemizin isleyis politikasina baktigimizda; içi bosaltilmis edebiyat ve sosyal medya istemi karsimiza

 EDEBIYAT VE SOSYAL MEDYA DEDIK AMA NASIL?

Ülkemizde edebiyat ve sosyal medya üzerinde sermayenin, kokusmuslugun hâkimiyeti vardir. Edebiyat ve sosyal medyaya bir avuç sermaye sahibi yön veriyor. Ülkemizin isleyis politikasina baktigimizda; içi bosaltilmis edebiyat ve sosyal medya istemi karsimiza çikiyor. Uyuyan toplum uyutulmaya devam edilmeli ve uyumayanlari ise dolayli yoldan uyutma mantigi hâkimdir.

Özünde edebiyat ve sosyal medya diyalektik anlamiyla birbirine dolayli yollardan bagli gibi gözükse de ayristirilarak, cilizlastirilarak insanlarin aydinlanmasina degil, yozlasmasina yönelik çalismalar ön plana çikmaktadir.

Düzen diyor ki: “Ne yapacaksin toplumsal, gerçekçi edebiyati, sosyal medyayi. Sen bireysel edebiyat yap! Ya da sosyal medyada bireysel ol!”

Dikkatinizi suna çekmek isterim: Halki ve halklarin sorunlariyla iç içe geçmis edebiyatçilar, sosyal medya ile ugrasanlar dünüyle bugünüyle darp edilmislerdir. Cezaevlerine atilmislardir. Iskencesi tuzu, biberi olmustur.

Türkiye’nin 2018’i edebiyat ve sosyal medyasi çok mu iyidir? Her seyiyle yozlastirilmaya dogru gidilirken, bunun karsisinda toplumsalligi savunanlar dil ve kültür farkliligi gözetmeksizin sinif bilinciyle kitlelere emek, sermaye çeliskisini, sömürüyü, her türlü dönen pisligi kendi cephesinden yaziya dökerek ya da sözlü olarak anlatir.  Daha dogrusu edebiyatin her türüyle anlatir.

Bu vatandaslarimiz günümüzde de tehlikeli olarak görülmekte ve sosyal medyada linç girisimiyle bas basa birakilmaktadir.

Edebiyatçilarin sorunlarini çözecek hiçbir ortam hazir degildir. Her ne kadar edebiyatçilara ait ülke genelinde dernekler varsa da bunlar, kendi aralarindaki sorunlar ve diger sorunlardan kaynakli çözümsüzlükler içinde var olmaya çalisiyorlar.

Karikatürist çizmis oldugu karikatürünü kitlelere ulastirmak ister. Heykeltiras yapmis oldugu eserini sergilemek ve tanitmak ister. Yazisini yazan kisi kitabini tanitip okuyucusuna ulastirmak ister. Müzik ile ugrasan kisi seslendirdigi albümünü tanitip, dinleyicisiyle bulusmak ister.

Edebiyatin her türüyle ugrasanlar kendisine sunu sormalidir! Emekten yana mi, yoksa sermayeden yana mi edebiyat yapmaliyim? Hiçbir soruna deginmeden edebiyat olmaz. Daha dogrusu onun kisiligi olmaz.

Egemen güçlerin etkisi altina girmemelidir. Kisi korkmamalidir. Yapacagini pratige geçirmelidir. Halkina ve halklara karsi sorumlulugunu asla ve asla unutmamalidir. Yazdiklarinin, yaptiklarinin arkasinda olmalidir.

Bana göre edebiyatin her daliyla ugrasan ve sosyal medyada yer alan kisiler, bireysellikten çikarak toplumsalliga dogru adim atmalidirlar. Iç içe geçmelidirler. Dayanismalarla özgürlesir edebiyat ve sosyal medya.

Peki, günümüzde edebiyat ya da sosyal medya yeterince görevini iyi yapiyor mu? Bence hayir.

Internet ortaminda kullanabildigimiz tüm olanaklari bizlerin lehine dogru kullanmaliyiz. Güç onlarda olabilir ama bizlerinde emek gücü vardir. Bizler yiginlariz. Ne kadar çok insana ulasirsak, yapitlarimiz, yaptiklarimiz, yapacaklarimiz zincirleme olarak sosyal medyada patlama yapar. 

Bu baglamda birleserek, çogalarak hedefimize ulasabiliriz. Umut hepimizde.

Hüseyin Habip Taskin