Bugün, 22 Kasım 2024 Cuma

Egitim Sen: `4+4+4 istatistikleri elestirilerimizdeki hakliligi gösteriyor`

Egitim Sen: `4+4+4 istatistikleri elestirilerimizdeki hakliligi gösteriyor`

Egitim Sen Baskani Yildiz, Milli Egitim Bakanligi`nin açikladigi verilerden yola çikarak, 4+4+4 düzenlemesine iliskin elestiri ve kaygilarinin hakliliginin ortaya çiktigini belirtti.

Egitim Sen Baskani Yildiz, Milli Egitim Bakanligi`nin açikladigi verilerden yola çikarak, 4+4+4 düzenlemesine iliskin elestiri ve kaygilarinin hakliliginin ortaya çiktigini belirtti.

Egitim Sen Genel Baskani Ünsal Yildiz, Milli Egitim Bakanligi`nin 4+4+4 düzenlemesine iliskin açikladigi veriler üzerine “Egitimde 4+4+4 Dayatmasinin Birinci Yariyil Istatistikleri, Elestirilerimizde ve Kaygilarimizda Ne Kadar Hakli Oldugumuzu Gösteriyor!” baslikli bir açiklama yapti.

Yildiz, açiklamasinda verilerin 4+4+4 konusundaki elestirileri ve kaygilarin hakliligini ortaya koydugunu belirtti.

Açiklama su sekilde:

"Milli Egitim Bakanligi, Sendikamizin ve toplumun genis kesimlerinin bütün itirazlarina ragmen hayata geçirdigi egitimde 4+4+4 düzenlemesine iliskin verileri açiklamistir. Bakanligin açikladigi çesitli egitim göstergeleri, 4+4+4 düzenlemesinin ortaya atilmasi ve yasalasmasi sürecinde yapilan elestirileri ve dile getirilen kaygilarin hakli oldugunu açik bir sekilde göstermektedir.

Egitimde 4+4+4 düzenlemesinin topluma ve ögrencilere zorla kabul ettirilmek istenmesi, egitim sisteminin çocuk ve gençlerimizin yararina degil, AKP`nin siyasal-ideolojik hedefleri dogrultusunda biçimlendirilmesinin esas alindigini göstermistir.

Milli Egitim Bakanligi tarafindan açiklanan 2012-2013 egitim istatistikleri, sendikamizin sik sik vurguladigi temel sorunlarin büyük bir bölümünü içermese de, 4+4+4 düzenlemesinin birinci yariyil uygulamasinda kimlerin hakli çiktigini, 4+4+4 düzenlemesinin egitimde hangi sorunlarin daha da derinlesmesine neden oldugunu açik bir sekilde göstermektedir.

4+4+4 ile okulöncesi egitimde okullasma orani düstü!
4+4+4 dayatmasina karsi çikanlarin en önemli itirazlarindan birisi olan 72 aydan küçük çocuklarin ilkokula baslatilmamasina yönelik itirazlar, Milli Egitim Bakanligi tarafindan dikkate alinmamistir. Okulöncesi çagda olan ve okulöncesi egitime gitmesi gereken 60-71 ay grubundaki çocuklarin ilkokula otomatik kayitlarinin yapilmasi nedeniyle okulöncesi egitimde okullasma oranlari ülke genelinde ortalama yüzde 10 düsmüstür.

2011-2012 egitim ögretim yilinda, 5 yas grubunda okulöncesi egitimde genel okullasma orani yüzde 65,69 (Erkek: %66,20; Kiz: 65,16) iken, 2012-2013 egitim ögretim yilinda bu oran yüzde 55,35`e (Erkek: %57,34; Kiz: 53,24) gerilemistir.

4+4+4 düzenlemesi ile ilkokula baslama yasinin 5 yas sinirina (60 ay) çekilmesi ile birlikte bu yas grubunun okulöncesi egitime gidisinde belirgin bir azalma görülmüstür. Okulöncesi egitimde okullasma oraninda ortalama azalma yüzde 10 iken, kiz çocuklarinda bu oran yüzde 12`ye çikmaktadir. 4+4+4 dayatmasi sürecinde bu düzenlemeden kiz çocuklarinin daha olumsuz etkilenecegi yönündeki tespitimiz, okulöncesi egitim ve diger egitim kademelerinde ortaya çikan rakamlar üzerinden ne yazik ki açik bir sekilde dogrulanmistir.

2012-2013 yilinda 2007 dogumlu 416 bin 191 çocuk, okulöncesi egitime gitmesi gerekirken, AKP`nin ve MEB`in en temel bilimsel verileri yok sayarak yanlis yönlendirmesi sorununda ilkokula gitmek zorunda kalmistir. Bu yas grubundaki çocuklarin egitiminin ilerleyen yillarinda yasayacaklari tüm olumsuzluklarin sorumlusu AKP hükümeti ve Milli Egitim Bakanligi olacaktir.

Ilkokula baslayanlarin sayisindaki artisin nedeni
2011-2012 egitim ögretim yilinda 1. sinifa baslayan çocuk sayisi 1 milyon 404 bin 857 iken, 4+4+4 düzenlemesi sonrasinda okulöncesi çagdaki çocuklarin zorla ilkokula kaydedilmesi nedeniyle, 1. sinifa baslayanlarin sayisinda 2012-2013 egitim ögretim yili itibariyle 465 bin 848 artis olmus ve 1. sinifa giden ögrenci sayisi olmasi gerekenin üzerinde artarak 1 milyon 870 bin 705`e çikmistir.

Bu durum okullarda yeterli altyapinin olmamasi ve derslik yetersizligi nedeniyle pek çok sorunu beraberinde getirmistir. Egitimde 4+4+4 dayatmasi sonrasinda 60-66 aylik çocuklarla 72-83 aylik çocuklarin ayni siniflarda egitim almasi nedeniyle yasanan pek çok sorun ögretmenleri, ögrencileri ve velileri çok zor durumlara düsürmüs, kendilerinden yasça büyük olanlarla ayni egitimi almak zorunda birakilan on binlerce çocuk, ciddi zorluklarla karsi karsiya kalmistir.

Bu durum geçmiste elestirilerimize kulaklarini tikayan Milli Egitim Bakanligi`nin da dikkatini çekmis ve okullarda yaptirilan degerlendirmeler sonrasinda farkli yas grubundaki çocuklarin siniflarinin ayrilmasi talimati vermek zorunda kalmistir. Oysa yapilmasi gereken okulöncesi çagda olan 72 ayin altindaki bütün çocuklarin anasiniflarina kayitlarinin yapilmasi ve ilkokula baslama yasinin kesinlikle 72 ayin altinda olmamasidir. Milli Egitim Bakanligi yanlista israr etmeyi sürdürmekte, olan yine çocuklarimiza, velilere ve elbette bütün bu sorunlarla bas etmek zorunda kalan ögretmenlerimize olmaktadir.

Ilkokul ve ortaokulda okullasma oranlarinda belirgin bir iyilesme olmadi
Okulöncesi egitimde, 60-71 ay yas grubundaki çocuklarin ilkokula yönlendirilmesine ve okullasma oranlarinda yüzde 10 – 12 oraninda bir azalma olmasina karsin, bu yil yeniden açilan ilkokullardaki okullasma oranlarinda dikkate deger bir artistan bahsetmek mümkün degildir.

2011-2012 egitim ögretim yilinda ilkögretimde yüzde 98,67 olan okullasma orani, bu yil ilkokul ve ortaokul olarak bölünen temel egitimde belirgin bir degisime neden olmamistir. 2012-2013 egitim ögretim yilinda ilkokulda okullasma orani yüzde 98,86 (Erkek: 98,81; Kiz: 98,92) iken; ortaokulda bu oran yüzde 93,09 (Erkek: 93,19; Kiz: 92,98) gibi düsük sayilabilecek bir seviyede gerçeklesmistir. Geçen yilin verileri ile kiyasladigimizda 4+4+4 ile 12 yila çiktigi iddia edilen zorunlu egitimin ilk 4 yillik ilkokul bölümünden ikinci dört yillik ortaokul bölümüne geçerken bile ortalama yüzde 5 oraninda bir kayip yasandigi, bu oranin kiz çocuklarinin ortaokula devaminda yüzde 6 civarinda oldugu anlasilmaktadir.

Imam Hatip Okullarindaki Artis

Egitimde 4+4+4 düzenlemesinin ortaya çikardigi en belirgin sonuçlardan birisi de ilkokul ortaokul ayrismasinin ardindan yeniden açilan imam hatip ortaokullari ve imam hatip liselerinin sayisindaki belirgin artistir.

2011-2012 egitim ögretim yilinda 537 olan Imam Hatip Lisesi sayisi, AKP hükümetinin bilinçli politikalariyla bir yil gibi kisa bir sürede 708`e çikmistir. 4+4+4 sonrasinda Türkiye`de 730 bagimsiz imam hatip ortaokulu bulunuyorken, 369 imam hatip ortaokulu Imam hatip liseleri bünyesinde açilmistir. MEB verilerine göre toplam imam hatip ortaokulu sayisi 1.099`dur. Derslik ve ögretmen ihtiyacinin hat safhaya ulastigi ülkemizde Imam Hatip Okullarina uygulanan ayricaliklar ve destekler dikkat çekici olmustur.

Okul dönüsümleri sirasinda en donanimli okullar imam hatip okullarina dönüstürülmüs, bu durum ögrencileri ve velileri resmen isyan ettirmistir. Ögretmen, ögrenci ve velilerin ülkenin çesitli yerlerinde yürüttükleri mücadele ile okullarini geri kazanabilmislerdir.

4+4+4 sistemi ögrencilerin devamliligini olumsuz etkiledi
Milli Egitim Bakanligi`nin 2012-2013 Egitim Istatistiklerine göre; 8. siniftan mezun olan ancak açik lise de dahil olmak üzere, hiçbir ortaögretim kurumuna kayit olmayan 49 bin 449 ögrenci bulunmaktadir. Bu durumdaki ögrencilerden 12 bin 172`sini erkek, 37 bin 277`sini kiz ögrenciler olusturmaktadir.

4+4+4 sistemi uygulanmadan önce ortaögretime gitmeyen kiz ögrenci sayisi 16 bin 137 iken, bu yil zorunlu olmasina ragmen ortaögretime devam etmeyen kiz ögrencilerinin sayisinin iki kattan fazla artmis olmasi dikkat çekicidir. Bu durum sendikamizin, egitim ve bilim çevrelerinin 4+4+4 dayatmasi ile ilgili elestiri ve kaygilarinin ne kadar dogru ve hakli oldugunu göstermektedir.

2011-2012`de 8. sinifi bitirenlerin 653 bin 22`sini erkek, 599 bin 125`ini ise kiz ögrenciler olusturmustur. Erkek ögrencilerden 595 bin 499`u liseye kaydolurken, kiz ögrencilerden 533 bin 58 ögrenci temel ortaögretime devam etmistir. Bu durumda zorunlu olmasina karsin, 57 bin 523 erkek ve 66 bin 67 kiz ögrenci olmak üzere, toplam 123 bin 590 ögrenci bu yil herhangi bir ortaögretim kurumuna kayit yaptirmamistir.

Zorunlu egitimin süresi artti ise açik lise kayitlari neden artti?
Ortaögretimde 2011-2012 egitim ögretim yilinda yüzde 67,37 olan okullasma orani, 2012-2013 egitim ögretim yilinda yüzde 70`e çikmistir. Ayni dönemde genel ortaögretimde okullasma orani yüzde 35,14`ten, yüzde 34,47`ye gerilerken, AKP hükümetinin çok önemsedigi mesleki ortaögretimde okullasma orani yüzde 32,24`ten, yüzde 35,59`a yükselmistir.

AKP hükümetinin mesleki egitimi özellestirmek için baslattigi özel meslek lisesi açanlara ögrenci basina 5 bin TL tesvik uygulamasi ile birlikte, mesleki egitimdeki okullasma oranlarinin kademeli olarak arttirilmasi ve mesleki egitimin tamamen piyasa kosullarinda ve yine piyasa aktörleri tarafindan verilmesi yönünde hazirliklar yapildigi bilinmektedir.

2012-2013 egitim ögretim yilinda açik ögretim lisesinde okuyan 1 milyon 14 bin 409 ögrenciden 552 bin 514`ü erkek, 461 bin 895`i ise kiz ögrencilerden olusmustur. 2011-2012 egitim yilinda açik ögretim lisesinde okuyan toplam 940 bin 268 ögrencinin ise 507 bin 163`ünün erkek, 433 bin 105`inin kiz ögrenci oldugu dikkate alindiginda bu yil açik liseye 45 bin 351 erkek, 28 bin 790 kiz ögrenci kayit olmustur. Bu durumda açik liseye kayit yaptiran kiz ögrencilerin sayisi bir önceki yila göre 28 bin 790 artmistir.

Örgün ortaögretime devam etmeyenlerden açik lise yeni kayit sayilarini çikardigimizda 4+4+4`ün kiz ögrenciler açisindan yarattigi düsündürücü bir durum daha ortaya çikmaktadir. 12 bin 172 erkek ögrenci, 37 bin 277 kiz ögrenci olmak üzere toplam 49 bin 449 ögrenci açik lise veya temel ortaögretim kurumlarindan hiçbirine kayit yaptirmamistir.

Tasimali egitim uygulamasindaki artis dikkat çekicidir
Milli Egitim Bakanligi, çesitli nedenlerle okula erisimde sorunlari yasayan ilkokul, ortaokul ve lise ögrencileriyle özel egitime ihtiyaci olan ögrencileri belirlenen okullara günübirlik tasimaktadir. Türkiye`de 24 yil önce, 1989-1990 egitim ögretim yilinda sadece 2 ilde baslayan tasimali egitim uygulamasi, Türkiye`nin çag atladigi, ekonomik olarak gelistigi iddialarina karsin günümüzde Türkiye‘nin neredeyse bütün illerinde uygulanir hale gelmistir.

Milli Egitim Bakanligi‘nin (MEB), 1989 yilinda sadece 2 ilde, 305 ilkögretim ögrencisiyle baslattigi ve günümüzde kapsami giderek genisleyen tasimali egitimden, 2011-2012 egitim ögretim yilinda 742 bin 924 ilkögretim ögrencisi yararlanirken, 2012-2013 egitim ögretim yilinda tasinan ögrenci sayisi 810 bin 809`a çikmistir.

2011-2012 egitim-ögretim yilinda ülke genelinde 37 bin 706 okul 5 bin 968 merkez okula tasinirken, toplam tasinan ögrenci sayisi 742 bin 924 olmustur. Egitimde 4+4+4`ün uygulanmaya basladigi 2012-2013 egitim ögretim yili itibariyle 27 bin 635 okul, 7.037 merkez okula tasinmaya baslamis, tasinan ögrenci sayisi artarak 810 bin 809`a çikmistir.

Egitimde özele destegin kaniti: 4+4+4 ile özel okul kayitlari yüzde 15 artti
Egitimde 4+4+4 düzenlemesi ile özel okullardaki ögrenci sayisi, geçen yila göre belirgin bir sekilde artmistir. Velilerin çocuklarini özel okullara yönelmesinde kamu egitim kurumlarinin 4+4+4 nedeniyle yasadigi tahribat belirleyici olmustur. Zorunlu-seçmeli din dersleri, asiri kalabalik siniflar, ögretmen yetersizligi, fiziki kosullar vb gibi pek çok neden birçok velinin özel okullara yönelmesini beraberinde getirmistir.

Milli Egitim Bakanligi`nin 2012-2013 istatistiklerine göre örgün özel ögretim kurumlarina giden ögrenci sayisi geçtigimiz egitim ögretim yilinda 535 bin iken, bu yil 4+4+4 sonrasinda bu rakam yüzde 15 artisla 613 bine kadar çikmistir.

Egitimde 4+4+4 düzenlemesi sonrasinda özel okulöncesi egitim kurumu sayisi 2.848`den 3.641`e, özel ilkögretim okulu sayisi; 992 ilkokul ve 904 ortaokul olmak üzere Türkiye kosullarinda hayal bile edilemeyecek rakamlara ulasmistir. Ayni dönemde özel ortaögretim sayisi 840`tan 1.033`e çikmistir. Hükümetin meslek liselerine yönelik tesviki daha mürekkebi kurumadan etkisini göstermis, geçtigimiz yil 45 olan özel meslek lisesi sayisi yaklasik arak 126`ya çikmistir.

Milli Egitim Bakanligi`nin yillardir okullara yeterli ödenek ayirmadigi gerçegi ortada dururken, okullarin veliler ve diger ticari faaliyetlerden gelir elde etme girisimleri hizla artmaktadir. Egitime yeterli bütçe, okullara ihtiyaci kadar ödenek talebimiz karsisinda "kaynak yok" diyenlerin, özel meslek lisesi açacak olanlara ögrenci basina 5 bin lira verecegini açiklamis olmasi büyük bir çeliskidir.

Egitim Sen`in egitimde 4+4+4 düzenlemesine iliskin tespitlerinin raporda yer almamasi ve resmi rakamlar üzerinden kimi konularda çarpitmalar yapilmasi dikkat çekicidir. Bu noktada Egitim Sen olarak soruyoruz;

* Milli Egitim Bakanligi`nin açikladigi sayisal veriler hangi bilimsel esaslara dayanilarak hazirlanmistir?

* Bu raporda Okulöncesi çagda olmasi gereken 60-71 ay arasi çocuklarinin kaç tanesinin zorla ilkokula kayit yaptirildigina iliskin veriler neden yer almiyor?

* Özellikle büyük sehirlerdeki 80-100 kisilere kadar ulasan kalabalik siniflar sorunu neden raporda yer almiyor?

* Seçmeli derslerin artmasi nedeniyle artan ders saatlerinin yarattigi sorunlar neden bu raporda yer almamistir?

* 4+4+4 düzenlemesine göre ilkokullar ile ortaokullarin ayri ayri binalarda olmasi gerekirken, özellikle Imam hatip Liseleri bünyesinde açilan imam hatip ortaokullari uygulamasi ne anlama geliyor?

Bu tür sorulari daha da arttirmak mümkündür. Ancak 2012-2013 Milli Egitim Istatistiklerini tek basina 4+4+4 sonrasinda okullarda yasanan ve giderek derinlesen sorunlardan, acil çözüm bekleyen okula baslama yasina iliskin sorunlar, kalabalik siniflar, okullarda yeterli altyapinin olmamasi, fiziki donanim eksiklikleri, anadilinde egitimin olmamasi nedeniyle yasanan sorunlardan bagimsiz ve ayri degerlendirmek mümkün degildir.

Egitimde yasanan kaosun sorumlulari hesap vermelidir
Basta sendikamiz Egitim Sen olmak üzere, egitim ve bilim çevrelerinin, üniversitelerin egitim bilimleri bölümlerinin tüm elestiri ve önerilerine ragmen, siyasi iktidarin dayatmasi olarak gündeme getirilen ve yine bir dayatma olarak meclisten geçirilen 4+4+4 yasasinin, Milli Egitim Bakanliginin "resmi" olarak yayinladigi istatistikler üzerinden degerlendirmesi bile sorunun tahmin edilemeyecek kadar derin oldugunu bir kez daha göstermistir.

2012-2013 egitim yilinin basindan bugüne kadar okullarda en çok gözlenen sorunlar; 72 ay öncesi çocuklarin hala okula uyum saglayamamalari, okula giris çikis saatleri, velilerden para toplama uygulamalarinin yayginligi, temizlik sorunu, imam hatiplerle ortak binalari paylasan okullarda ögrencilere yönelik çesitli baskilar egitim gündeminde ön siralardaki yerini korumaktadir. Okullarin dönüstürülmesi kararlari ile açiga çikan magduriyetlerin hala çözülememis olmasi dikkat çekicidir.

Özellikle son 10 yil içinde, egitimin büyük ölçüde parali hale getirilmesine paralel olarak, egitimde dini inançlarin istismari ve dinsel sömürüye kaynaklik eden kimi uygulama ve söylemlerin yayginlasmasi 4+4+4 düzenlemesinin diger bir dikkat çekici yönünü olusturmaktadir. AKP iktidarinin egitim sisteminde yasanan degisiklikler üzerinden bugüne kadar ortaya koydugu pratik, her türden dini inanci istismar ederek, çocuklarimizi ve toplumu "tek din, tek mezhep" anlayisi üzerinden "tek tip" hale getirmeye çalisip, sürekli yeni kamplasmalar yaratarak iktidarini sürdürmek olmustur.

Zorunlu din dersleri uygulamasina ek olarak, 4+4+4 ile zorunlu seçmeli derlerin getirilmesi ve buna bagli olarak egitim müfredatinda din derslerinin agirliginin arttirilmasi, kilik kiyafet serbestligi konusunun hükümet ve yandas sendikalar tarafindan istismar edilmesi ve son olarak okullarda ibadet yerlerinin açilmak istenmesi gibi girisimler, egitim sistemini dört bir yandan kusatmis ve egitimde yasanan en temel sorularin üzerini örten, bu anlamda iktidarin isini oldukça kolaylastiran bir islev görmeyi sürdürmektedir.

4+4+4 ile baslayan egitimde piyasa odakli dönüsüm sürecinde ilkokul ve ortaokullarda yasanan dönüsümün ardindan sira liselerin dönüstürülmesine gelmistir. MEB, liseleri akademik, mesleki ve dini olarak üzere üçe ayirarak liselere yerlestirme puanina göre kayit yapilmasinin planlandigini açiklamistir. Buna göre ortaokulda ögrencilerin "ders notlari, davranis ve faaliyet puanlari birlikte hesaplanarak", "liselere yerlestirme puani" olusturulacaktir. Baraj puanini geçen ögrenci akademik liseye barajin altinda kalan ögrenci ise meslek lisesine yönlendirilecektir. Bu süreçte imam-hatip liselerinin yer aldigi dini liseler ve özel liselerin herhangi bir baraj puani ile iliskilendirilmeyecek olmasi, 4+4+4 sisteminin bütün kademelerinde özel okullara ve imam hatip liselerine yönlendirmenin esas alindigini açikça göstermektedir.

Gerek 4+4+4 düzenlemesi ile egitim sistemini kendi siyasal çizgisinde biçimlendirmek isteyen AKP iktidari gerekse, egitim biliminin en temel ilkelerini çigneyerek 4+4+4 dayatmasini bütün elestirilerek kulaklarini tikayarak hayata geçiren Milli Egitim Bakanligi egitimdeki kaosun ve mevcut karanlik tablonun bas sorumlularidir.

Milli Egitim Bakanligi, tüm topluma ve ögrencilerimize böylesi bir kötülügü yapmaktan vazgeçmeli, zaman geçirmeden egitimde 4+4+4 dayatmasindan vazgeçmelidir. Egitim Sen, çocuk ve gençlerimizin geleceginin karartilmasina yönelik her girisim karsisinda mücadelesini kesintisiz olarak sürdürmeye kararlidir."

(soL - Haber Merkezi)



  • Cuma 18.3 ° / 8.7 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cumartesi 17.9 ° / 5.1 ° Şiddetli yağmurlu
  • Pazar 8.8 ° / 6.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı