Tarih: 10.10.2024 13:21

EKİMON... GAR... İLERİ İZLEME...

Facebook Twitter Linked-in

Dağ taş Deniz yegane velinimetim.

Velhasıl nereye olduğumu kimseler bilmeyecek

füzeler sallanırken Filistin semalarına isyan saklanmayacak

sayende biriciğim gizli sığınaklarım olmayacak.

Dahası hariçte dahilde zamanla yarışacağım Haliç'te

Gar'da patlatılmışken barış elden ne gelir demeyeceğim

her kanlı kulaçta genlerim teyakkuzda

kirli bir bombardıman bu yalanlara kanmayacağım.

Ortaya tek bir bomba bin bir parçayım

altın kafeste tutsak nefes alamıyorum

terk ediyorum dışımda pinekleyen bağlık araziyi…

Arazi arazan yokuşa vurmuşum

kurşun değil kuru üzüm taneleri gövdeme yapışan

şarapnel değil gözlerime tüneyen kuş

demir gibi ağırım hafiften yalnızlığıma vurulmuşum.

Yarı aralık gözlerimden fışkırır binlerce resim

kazan kaldıranların kazındığı nice operasyonlar.

Opal serinlikte hayallenirim yarınlara avuntularla

yanar da yanarım Gar meydanında yakut gözlüm.

Yahut muştularım gülü bülbüle diken derinliğinde

adı batsın ardıma takılan ne biçim savaş bu

gün gece denkliğinde uçuşur ölümler.

Güneş güdümlü coğrafyanın yumuşak karnı delinmiş

arz talep saf güzelliğe savrulan umut...

Kara paletli arıza tanklar ilerliyor bedenimde ilk

kulaklarımı tıkadım pamuk bombalarına çarpıldım

tek renk hakim gözlerimin en son algıladığına

can beyazı kan kırmızı.

Hal hal değil halden anlayanım ama bu halde nereye

surlu suallere aleni susturum patlaması

dört bir taraf kan gölü kirli savaş

aklımda sırrımda gelsem sana baskısı.

Şimdi ziftin peki günlere kapkara tanklar

gümüş tepsilerde sunulan gizli tanıklar

tapınak sunaklarına yatırılan gizli günahlar

hayata pembe gözlüklerle bakamam artık

kara paletliler ilerliyor bedenimde ilik ilik...

Un ufak kemiklerim üşüyorum donuyor kanım

savruk alevle sevişiyor genişleyen damarlarım

Gar meydanı patlıyor beynimden içeri.

Elimde afili kimlik belimde kabzası aynalı beylik

alem biliyor zor zanaat devrimcilik.

Kalem düşmek üzere yamuk illerde

kalem düşmek üzere yumuk ellerimden.

İçimde zerre korku yok korkusuzum

ekin tarlalarına asılı pırtı partal korkuluğum.

Kartal bakışlım koşu yolu tanklar güruhuna balans

kör kurşun vızıldayışları kulaklarıma avans

hıyanet kara kitapları deliyor hırs beylik hitapları.

Kalemci düştükçe düşüyor düş sızıyor gözelerden

gözlerde masmavi deniz

kızıl güneş renginde dehliz

ileri izleme yapıyorum yeşil gözlerinde.

Sürüyor sürgün günlerim

ayaklarımı sürüyerek ufka ilerleyişteyim.

İçimde isyanıma içerleyen içlendikçe ilerleyen tanklar

aklımda asla unutulmayacak katliamlar.

Kahrolası ilk hamle hamlığımı giderdi

asıl hasar ikinci hamle mevsim sonbahar.

Ekim on ileri izleme girişimine Gar temizliği

fırıldak füzeler yağarken Filistin kamplarına

resmen zaman sıçraması dağ taş Deniz tek tesellim.

Terk etmişim içimdeki dağlık arazı bağlık araziyi

Derdo Arafta nereye olduğum besbelli

adası dağlık edası bağlık arması el heykelli

sondan bir önceki adresim adıma kayıtlı sürekli…




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —