Emegimiz Alin Terimizdir
Ülkemizde 2009 yilinda resmi bayram olarak kabul edilen Emegin ve alin terinin kutsalligini yansitan 1 Mayis’in, çalisma barisini güçlendirmesini, toplumda dostluk ve dayanismayi artirmasini birlik ve beraberligimizi pekistirmesini son yillarda en fazla arzu edilen hasletlerimiz arasinda siralayabiliriz.
Üretimin, emek ve sermaye seklinde birbirini tamamlayan iki temele dayandigi açiktir. Yeryüzünün bütün imkânlari insanin emrine verilmis, insan ise gerek teknolojik imkânlarla, gerekse bedeni ve kisisel becerileriyle emek harcayarak bu hazir degeri insanligin kullanimina ve yararlanmasina elverisli hale getirmek için ugraslar ve çabalar sarf etmektedir.
Ne yazik ki, ülkemizde çalisanlarimiz çalisma hayatinda ciddi sorunlarla karsi karsiya kaldigi realitesini de görmekteyiz. Örnegin yasal mevzuattaki engeller, Sosyal Güvenlik sistemindeki aksakliklar, Evine ekmek götürmede zorlanan asgari ücretli çalisanlarimiz, is güvenligi ve is güvencesi gibi konularda zorluklar yasarken, unutmadan is bulmayi bekleyen milyonlarca issizimiz için sorunlar yumagi çok daha fazladir.
Çalisanin hak ettigi ücretle sarf ettigi emek arasindaki dengenin ne kadar gözetildigi malumunuzdur. Bizlere her zaman en güzel örnek olan Hz. Peygamberimiz (SAV) bir hadisi serifinde söyle buyurmaktadir. “Isçiye ücretini, alin teri kurumadan veriniz.” Alin terinin, emegin, hak ve adaletin insan onuruna yakisir bir sekilde hakça paylastirilmasi özellikle Cenab-i Hakk’i memnun eder. Unutmayalim ki Insanlarin en hayirlisi, insanlara faydali olanidir.
“Insani yücelt ki devlet yücelsin” anlayisini benimseyerek emek harcayan çalisanlarimizin sorunlarini yöneticiler ve isverenler kendi meseleleri olarak algilamalidirlar. Ve bu sorunlari empati yaparak ortak noktayi bulmali daha dogrusu çözüme odaklanmalidirlar.
Çalisma hayatinda, emegin ve alin terinin kutsal sayildigi, adaletli paylasim, dayanisma sendikal çalismalarin ve güç birliginin esas alinmasi önemli konular arasinda yer almalidir. Çalisanlarimizin haklari önemli oldugu kadar is arayan isi olmayan ve istihdam edilmeyi bekleyen çalisma gücü içinde aktif istihdam stratejileri uygulanmalidir.
Son yillarda istihdamda müspet gelismeler yasanmaktadir. Özellikle Engelli vatandaslarimizin istihdaminda gözle görünür bir hareketlenme olsa da geride istihdam edilmeyi bekleyenlerin sayisi da oldukça fazladir. Engelli bireylerin aktif çalisma hayatina katilimlari toplumsal yasantimiz için de önem arz etmektedir. Ötekilestirmeden her canli bir degerdir prensibini unutmamaliyiz.
Çalisan olsun, isveren olsun öncelikle hakkaniyet ölçegini esas almalidirlar. Her asilmaz görülen yolda ya da yasadiginiz sikintilarda, anlasmazliklarda çözüm formülümüze müracaat etmeliyiz. Formül basit aslinda “Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekiniz.” Hemen hemen her insanin budanmasi gereken sivri yönleri, hatali hâlleri vardir. Insan, kendi hatasini hata olarak görmeli, avukat gibi savunma yoluna gitmemelidir. Hatada israr etmek, o hatadan daha büyük bir hatadir. Hatasini görmek ve dönmek ise bir fazilettir. En büyük erdemliliktir. Malûmdur ki bir dert teshis edilirse tedavisi kolay olur.
Insanoglu ne is yaparsa yapsin yaptigi isin mutlaka hakkini vermelidir. Bir is yaptiginiz zaman Allah (c.c) o isi saglam ve güzel yapmanizi sever” dolayisiyla isçi de olsaniz isveren de olsaniz yaptiginiz her isi saglam ve güzel yapmalisiniz. Haksizlik etmemeli, haksizliga da ugramamalisiniz. Ne zulmeden ne de zulme ugrayan olmayacaksiniz.
Bu duygu ve düsüncelerle çalisanlarimizin akittigi alin terinin karsiligini aldigi, kalkinmis ve müreffeh bir Türkiye temennisinde bulunarak, “Emek Kutsaldir” anlayisiyla tüm çalisanlarin ve özellikle Engelli çalisanlarimizin 1 Mayis isçi (EMEK) bayramini kutlarim.
Ahmet KURT