En alttakiler: Mevsimlik tarim isçileri

En alttakiler: Mevsimlik tarim isçileri

Harran Üniversitesi Halk Sagligi Anabilim Dali Baskani Prof. Dr. Zeynep Simsek, 2001`den bu yana mevsimlik tarim isçileri ile ilgili çalismalar yapiyor. 6-7 Nisan Yusuf Karatas

Harran Üniversitesi Halk Sagligi Anabilim Dali Baskani Prof. Dr. Zeynep Simsek, 2001’den bu yana mevsimlik tarim isçileri ile ilgili çalismalar yapiyor. 6-7 Nisan tarihlerinde Sanliurfa’da yapilan ‘I. Tarim Sagligi ve Güvenligi Sempozyumu’nun da ev sahipligini yapan Simsek, Türkiye’nin bir tarim ülkesi olmasina ragmen tarim isçiligini korumaya yönelik hiçbir yasa ve çalisma olmadigini vurguluyor. Mevsimlik Tarim Isçilerinin Haklarinin Korunmasi ve Gelistirilmesi Dernegi’nin (METIDER) de kurucusu olan Simsek, mevsimlik tarim isçilerinin toplumun en alttakileri olarak, en agir kosullarda çalistiklarina, egitim, saglik ve her türlü sosyal güvenceden yoksun olarak yasamlarini sürdürdüklerine dikkat çekiyor.

Gerçeklestirdikleri sempozyumla tarim isçilerinin yasadigi sorunlara dikkat çekmek yönünde ilk adimi attiklarini söyleyen Zeynep Simsek’le mevsimlik tarim isçilerinin durumu ve yaptiklari çalismalar konusunda söylestik.

On yili askin bir süredir mevsimlik tarim isçilerinin sorunlariyla ilgili çalismalar yapiyorsunuz. Oysa ülkemizde tarim isçileri ancak traktör kasalarinda tasinirken yasanan toplu ölümlerle hatirlanir. Mevsimlik tarim isçileri ile ilgili çalismalara nasil basladiniz?
Benim çalistigim halk sagligi ana bilim dali, toplumdaki saglik sorunlarini belirleyen ve koruyucu programlar gelistiren bir bölüm. Biz de burada halk sagligi ile ilgili taramalara sitma ile basladik. Sonra Sark Çibani, bagirsak parazitleri ve diger hastaliklarla devam ettik. Baktik ki, bu hastaliklar hep ayni grupta, mevsimlik tarim isçilerinde çikiyor. Üstelik ülkemizde tarim isçilerini koruyan ne yasa var, ne bilimsel çalisma. Tarim isçiligi, fabrika isçiligi gibi bir is. Fabrikalarda isçinin sagligini tehdit eden faktörler bir sekilde denetleniyor ama tarlada bu yok. Günes altinda çalismadan zehirli tarim ilaçlarina kadar bir sürü risk var ama onlarin sagligini korumaya yönelik hiçbir önlem alinmiyor. Burasi bir tarim ülkesi olmasina ragmen tarimdaki risklere karsi koruyucu ekipman yok. Bu insanlarin sorunlari, haklari ile ilgilenen kimse olmayinca biz de 2008’de METIDER’i kurduk.

Dernek tarim isçileriyle ilgili ne tür çalismalar yapiyor?
Tarim isçilerinin hepsi yoksulluk sinirinin altinda yasiyor. Dernegimiz kadin, genç ve çocuklara yönelik egitim çalismalari yürütüyor. Bu insanlar egitimsizlik ve sürekli göçer olma durumu nedeniyle haklarinin oldugunun bile farkinda degiller. Çocuklar 6-7 ay baska yerlerde çalistiklari için egitim bile alamiyorlar. Konustugumuzda ‘tarim isçisi oldugumuzu söylemeye utaniyoruz’ diyorlar. Çünkü kendilerini toplumun en alt tabakasi olarak görüyorlar. Bizim onlara ögrettigimiz ilk sey “Siz tarim isçisi olarak insanlar için üretim yapiyorsunuz. Bundan büyük bir gurur duymalisiniz” oluyor.

Tarim alaninda da en büyük yük yine kadinlarin üzerinde degil mi?
Evet, tarim isçisi kadinlar düsük yapmaktan, ölümlere büyük riskler altinda çalisiyorlar. Biz de bu riskleri azaltmak için Birlesmis Milletlerin destegiyle “Anne Ölümlerini ve Hastaliklarini Önleme Programi”ni baslattik. 5 yil boyunca bu alanda çalismalar yapacagiz.
    
GAP 40 yildir Bölge’nin çehresini degistirecek bir proje olarak sunuluyor. Ve S.Urfa’da da GAP önemli oranda tamamlanmis durumda. Buna ragmen mevsimlik tarim isçileri neden baska kentlerde çalismaya gidiyor?
Urfa’da her 4 kisiden biri göçer tarim isçisi. Bunlar ülkenin 48 kentine tarim isçisi olarak gidiyorlar. GAP’ta su var. Buna kimsenin itirazi yok ama insan kaynaklari gelistirilmeden GAP tamamlanmis denemez. ABD’de daha 1857’de çiftçilere temel egitim zorunlulugu getirilmis. Bizde ise önce su getiriliyor, sonra insana yöneliyoruz. Yani çikis noktamizda sorun var. Urfa merkezde 12 bin kisi tesvik aliyor ama bunlar ne üretiyor, ya da bir sey üretiyor mu? Bu konuda bir denetim yok.

Mevsimlik tarim isçiliginin ortadan kaldirilmasi için GAP’ta bir toprak reformu gerekmiyor mu?
Toprak reformu olmali ama çiftçiler de kooperatiflerde bir araya gelerek büyük isletmeler kurmalilar. GAP’in tamamlanmasi için daha devletin yapacagi çok sey var.

6-7 Nisan’da “I. Tarim Sagligi ve Güvenligi Sempozyumu”nu gerçeklestirdiniz. Bu sempozyum fikri nasil ortaya çikti?

Bu sempozyumu yaparken, ‘Tarim bir is koludur. Tarimsal üretime bagli hastaliklar vardir ve bunlar önlenebilir. Ama bunun için egitim ve yasalar gereklidir’ fikrinden yola çiktik.  Sempozyum fikrini GAP Idaresi’ne söyledigimde “Hocam, biz bugüne kadar bunu nasil düsünmedik” dediler. Çünkü onlar bugüne kadar sadece ‘su geldi mi’, ‘toprakta tuzlanma orani nasil’, ‘pamugun kalitesi nasil’ konulariyla ilgilenmisler. Sempozyuma 30 üniversiteden hocalar geldi ama yol paralarini bile kendileri ödediler. Sonra Çalisma Bakanligi’ndan yetkililer katildi. Bu sempozyum sayesinde 4-6 Mayis’ta ‘Is Sagligi ve Güvenligi’ haftasi etkinlikleri Urfa’da yapilacak. Etkinliklerin temel konusu da tarim isçiligi olacak. Sempozyum mevsimlik tarim isçilerinin yasadigi sorunlara dikkat çekmeyi amaçliyordu. Bundan sonra bu konuya daha fazla ilgi gösterilecegini umuyoruz.

Siz Karadenizlisiniz. Karadeniz’in bazi kentlerinde tarim isçilerine yönelik ayrimci uygulamalar gündeme gelmisti. Tarim isçilerinin gittikleri kentlerde dislanmasi konusunda neler düsünüyorsunuz?
Tarim isçilerinin bazi kentlerde dislayici uygulamalara ugradigi dogru. Mesela Ordu’da oldu. Tabii bu olmamali ve olmamasi için öncelikle önyargilardan arinmak lazim. Ama samimiyetle söyleyeyim, konustugumuz isçilerin çogu gittikleri yerlerde ayrimciliga ugramadiklarini söylüyorlar. Ayrica ayrimciliga ugrasalar bile yine de Bati’ya gidip çalismak zorundalar. Çünkü onlarin temel kaygisi geçim ve burada ücretler hem çok düsük, hem de çogu zaman aylarca çalistiktan sonra bile paralarini alamiyorlar. O yüzden kisi basi yaklasik 350 TL için ailece çalismaya gidiyorlar. Urfa’daki mevsimlik tarim isçilerinin yüzde 41’i Kürtçe, yüzde 40’i Arapça ve yüzde 19’u Türkçe konusuyor. Ben isçilere milliyetini sormuyorum. Evde hangi dilde anlastiklarini soruyorum. Ayrimcilik konusuna dönersek, sadece Kürtler degil, mesela buradan giden Araplar da gittikleri yerlerde gerek giyim kusamlarindan, gerek kent merkezlerine uzak yerlere yerlestirilmelerinden kendilerini dislanmis hissedebiliyor.

Ama ortada Kürt sorunu gibi bir sorun da duruyor…
Evet, bir realite var. Yasanan çatismalar ve karsilikli ölümler nedeniyle iki tarafli bir kin var. Ancak bunlara karsi bizim insani yaklasimlari öne çikarmamiz gerekiyor. Benim bildigim birçok olumlu örnek var mesela. Konustugum çat pat Türkçe bilen bir kadin, “Benim oglum Çorum’da çalistigimiz ailenin kiziyla evlendi” demisti. Yine Batman’dan Zonguldak’a çalismaya gidip oradan biriyle evlenip yerlesen bir aile de taniyorum. Buradan çalismaya gidenlerin yüzde 40’i çalismaya bir elçi, çavus araciligi olmadan kendisi gidiyor. Yillarca ayni yerlere çalismaya gide gide aile gibi olmuslar. Elbette hepimizin temennisi sorunun bir an önce çözülüp herkesin kardesçe bir arada yasamasi. (Urfa/EVRENSEL)


SEMPOZYUM SONUÇ BILDIRGESI’NDEN

I. Tarim Sagligi ve Güvenligi Sempozyumu sonuç bildirgesinde tarim sektörünün hastalik ve ölümlerin en çok görüldügü, en tehlikeli is kollarindan biri oldugu vurgulanarak özellikle kadinlarin, çocuklarin, yaslilarin ve göçebe mevsimlik tarim isçilerinin en çok hastalanma ve ölme riski altinda olduguna dikkat çekilmistir.
* Mevsimlik göçebe tarim isçileri bölgesel esitsizlikleri ortaya çikaran en dezavantajli gruptur. Bu nedenle kadin, çocuk ve gençlik sagligina yönelik özel proje, program ve uygulama programlari hayat geçirilmelidir.
* Göçebe mevsimlik tarim isçileri, çalisma hayati kapsaminda; mevcut sosyal güvenlik sistemlerine entegre edilmeli,  yarici ve elçilerin kayit altina alinmasi saglanmali, tarim alanlarina güvenli ulasimlari saglanmali ve erisilebilir saglik hizmeti modeli gelistirilmelidir.
* Ülke genelinde tarim isgücünün yogun oldugu illerde, birinci basamak saglik hizmeti sunucularina yönelik ‘Tarim Sagligi ve Güvenligi’ hizmetiçi egitim modülü gelistirilerek düzenli olarak uygulanmalidir.
* Tarimda mevsimlik çalisanlarin çocuklarinin egitim sisteminden tam olarak yararlanmasina yönelik alt yapilar ve hizmet sunum modelleri çok kisa süre içerisinde isler hale getirilmelidir.
* Gezici mevsimlik tarim isçileri basta olmak üzere tarim çalisanlarin sorun ve çözümlerinin ulusal düzlemde ele alinabilmesi için; TBMM bünyesinde bulunan Tarim Orman ve Köy Isleri Komisyonuna bagli, Saglik Komisyonu ve ilgili diger komisyonlardan da katilimla ortak geçici bir alt çalisma komisyonu kurulmalidir.
* Üniversitelerin sürekli egitim merkezleri tarafindan çiftçiler için ‘Saglikli Çiftçi Sertifika Programlari gelistirilmeli ve destekleme için ön kosul haline getirilmelidir.