Tarih: 06.04.2013 10:00

Erdogan istifa diyenler ne istiyor

Facebook Twitter Linked-in

Taksim Meydani ve çevresi barisçil, muazzam bir protesto yüzünden günlerdir kusatma altinda. Sehir çapinda yüz binlerce barisçi protestocuya binlerce kutu göz yasartici gaz atildi, cildi yakan boyali su tazyikle fiskirtildi, buna ragmen protestocular tek bir sesle bagirmaya devam etti: “Erdogan istifa!” Basbakan Tayyip Erdogan’in 2 yil önce üçüncü kez seçilmesinin ardindan gözyasartici gaz kullaniminda büyük artis olduguna süphe yok.
Halihazirdaki protesto, daha önce burada bulunan bir Osmanli kislasini eski görkemiyle yeniden insa etmek için civardaki tek yesil alan olan Gezi Parki’ni yikmayi da içeren kentsel dönüsüm projesi yüzünden tetiklense de gerçegi söylemek gerekirse, parktaki 75 yasindaki agaçlari kurtarmaktan çok daha derin temellere dayaniyor. (…)
Erdogan, 2011 seçim kampanyasinda, anayasayi baskanlik sistemine geçilecek sekilde degistirme hedefini net biçimde dile getirdi, sonra da en az cumhuriyetin 100’üncü yilina denk gelen 2023’e dek iktidarda kalacagi biçimde baskanliga talip oldugunu belirtti. Aslinda hirslari sadece devlet makamlariyla sinirli degil, son 2 yildir, Erdogan’in bizzat merkezinde oldugu tek adam sovundan baska bir seyle ilgili olmadigi barizlesti. Bu kadar gücü kendi tekeline alarak amacini da netlestirdi: Genç Türkleri ‘ahlakli ve dindar’ bir nesle dönüstürürken Türkiye’yi de bölgenin ve dünyanin büyük bir ekonomik güç merkezine dönüstürmek. 

Ahlakli genç nesil 

Kadinlari 3 çocuk sahibi olmaya tesvik eden uygulamalardan kendisinin iyi Müslüman yorumunu icra edecek ‘ahlakli’ gençlik yetistirme emeline dek, günlük yasamlarina müdahale eden politikalari tesvik eden Basbakan’dan bikip usanan Türklerin sayisi giderek artiyor. Protestolarin baslamasinin arefesinde, kamusal alanda alkol tüketimini kisitlayan yeni yasa yürürlüge girmisti. Elbette bu yasadan Türklerin çogu etkilenmeyecek, raki ve bira içmek, pek çok kisi tarafindan Türklerin bos zaman eglencesi olarak degerlendirilse de gerçekte düzenli olarak içki içenler nüfusun çok küçük bir oranini olusturuyor. Erdogan ise içki içenlerden tiksintisini asagilayici biçimde dile getirip hepsinin ayyas oldugu çikarimini yapiyor.
Buna kosut olarak, Erdogan’in dayattigi kentsel dönüsüm ve yogun altyapi projelerinin halka olumsuz etkileri oluyor. Görünen o ki, ister 3’üncü Bogaz köprüsü olsun ister yeni mega havaalani isterse tüm Anadolu’yu istila eden sayisiz baraj, Basbakan’in destekledigi bir projeyi durdurmaya yetecek hiçbir güç bulunmuyor. Iste bu sebeplerden Erdogan’in alisveris merkezi olarak kullanilacagi vurgusuyla Osmanli kislasinin kopyasini yapma takintisi, hangi siyasi görüsten ya da toplumsal kesimden olursa olsun pek çok kisiyi sinirlendirdi. Gecekondularin yerini gökdelenler alirken ve alisveris merkezleri baharda çiçek hiziyla açilirken Gezi Parki’ndaki 606 agaç pek çok kisi için mühim bir mesele haline geldi.
Yogun protestolar bu anlamda devrim degildi, hükümeti devirmeyi amaçlamiyordu, protestocularin amaci seslerini duyurmak ve Türkiye kitabina uydurulmus bir demokrasi olsa bile, demokratik bir sistemin, herkesin haklarini garantiye almasi ve tartisma ortamini tesvik etmesi gerektigini göstermekti. Bu nokta hafife alinmamali, hele de hükümetin muhafazakâr manzarasiyla –büyük oranda- uyusmayan Türk gençligi söz konusu olunca. 20’li yaslarinin basindaki pek çok kisinin tek bildigi Basbakan Erdogan; onlar katilabilecekleri yeni bir gerçeklik arzuluyorlar, toplumlarina katkida bulunmak istiyorlar, sirf bir biranin keyfini çikariyorlar diye holigan olarak anilmak istemiyorlar. Aslinda park protestosuyla Türkiye, gençliginin, memleketi daha iyi bir yer haline getirmenin parçasi olmayi ne kadar çok istedigini gösterdi.
Son olarak, artik protestocular Taksim Meydani’ndayken ve polis barikatlarini püskürtmüsken, Basbakan Erdogan ve tüm bakanlarina gösterdiler ki, dünyanin en büyük göz yasartici gaz stoklarindan birine sahip olsaniz bile bu, muhaliflerinizi susturmaya yetmez. Bu protestolar, Erdogan’a küstahligiyla toplumun kayda deger bir kismini kizdirdigina dair güçlü bir mesajdir, belki de cumhurbaskani olma dileginin hiç de sipinisi gerçeklesmeyeceginin isaretidir.
*New York City Üniversitesi 

Basbakan Erdogan’in dinlemesi gerek

Halk protestolari tehlikeli, kontrol edilemeyen bir yanginin hiziyla tüm Türkiye’ye yayildi. En az 67 kent yürüyüslere sahne olurken göstericiler Istanbul’un kalbindeki Taksim Meydani’ni de facto ele geçirdi.
Basbakan Recep Tayyip Erdogan son ikisi ezici çogunlukla olmak üzere üç seçim kazandi ve süregiden ekonomik patlama yaratti. Ama bu protestolar durduk yere patlak vermedi. Erdogan’in liderligindeki AK Parti ’nin Islami egilimleri Atatürk ’ün 90 yil önce biçimlendirdigi laik cumhuriyetle giderek daha fazla çatisiyor. Basbakan Türklere ‘üçten fazla çocuk yapmalarini’ söyleyip içki içen insanlardan ‘alkolik’ diye söz edip alkol satisini kisitladiginda, dogal olarak pek çok kisi asil niyetini sorguluyor.
Üstüne üstlük Erdogan’in otoriter güdüleri var ve elestirilmeye gelemiyor. Dikkate sayandir ki, Türkiye’nin diger ülkelerden daha fazla gazeteciyi demir parmakliklar altinda tutmak gibi saibeli bir söhreti de var. Gazetecileri Koruma Komitesi’ne göre halen 49 gazeteci hapiste çürüyor. Türkiye’deki medyanin büyük kisminin protestolari görmezden gelmesi de Erdogan’a karsi gelmeye çekindiklerinin göstergesi.
Basbakan, agirbasli ve duygusal bir insan oldugu kadar, halk desteginin kaynagini koruyan usta bir siyasetçi de. Polis cuma günü Istanbul’u gaza bogup belki de can aldiginda, bunun ‘asiri güç kullanimi’ oldugunu kabul etmesi akillicaydi. Bu, Misir’da Hüsnü Mübarek’i deviren Tahrir Meydani protestolarinin Türk versiyonu degil.
Yine de Erdogan, bu seslere kulak verip karsiliksiz birakmazsa iyi eder. AB’ye üye olma ihtimali bulunan, Suriye ve Iran’a komsu olan Türkiye’de huzursuzlugun sürekli hale gelmesi, hepimizi etkiler.
(Radikal Basyazi)




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —