ERMENILER
Ermeni Tehcirinin 100. Yili dolayisiyla son günlerde ortam biraz gerginlesti. Özellikle Papa Francesco, 1915 yilinda Ermeni soykirim yapildi yönündeki açiklamalari; yillardir süren soykirim yapildi yapilmadi mevzusu gündemin en çok tartisilan konularindan bir tanesi oldu.
Ermeniler Anadolu çesitli yerlerine dagilmis; Bizans imparatorlugu yönetimi altinda yasamaktaydi. Bizans’in mezhep ayriligindan dolayi Ermenilere çok kötü davraniyorlardi. Selçuklularin, Anadolu’yu fethetmesi ile Ermeniler dini yasantilarinda rahat bir nefes aldilar. Anadolu’nun ticari ve sanat açisindan gelismesinde önemli katkilari oldu. Fatih Sultan Mehmet, Istanbul’u fethedince dünyaya hakim olma mefkuresi için Istanbul Kumkapi’da Ermeni Patrikligi, kurulmasina izin verdi. Ermeniler, yillarca Osmanli Devleti, yönetimi altinda rahat bir yasam sürdüler. Onlar Osmanlilar için “ Milleti Sadika “ olmuslardi.
1789 Fransiz Ihtilalinden sonra baslayan özgürlük ve milliyetçilik akimlari Osmanli Devletine de sirayet etti. Osmanli Devleti, zayifladikça çevresindeki düsmanlari Osmanli Devletinin, topraklarini nasil gasp ederim düsüncesindeydiler. Osmanli Devleti içerisinde yasayan özellikle Hristiyan ahaliyi kiskirtarak; Osmanli Devletini, parçalamak ve kendilerine bagli devletler kurmak istiyorlardi.
1839 yilinda yayimlanan Tanzimat Fermani, Gayri Müslim ahaliye belli haklar tanimisti. Fakat Hristiyan azinliklarin isyanlari devam etti. Rusya’nin sicak denizlere inme hayali; yillardir huzur içinde yasan Ermenilere, Rusya’nin bagimsizlik vaadi ile bazi olaylar yasanmaya basladi.
Ermeni Sorunu uluslararasi gündeme ilk olarak 1877-1878 Osmanli-Rus savasi yani 93 harbi olarak bilinen savastan sonra imzalanan Berlin Antlasmasi ile gündeme geldi. Antlasmanin sartlarindan birinde; Ermenilerin yasadigi bölgelerde islahatlar yapilacak deniliyordu.
Ermeniler özellikle Dogu Anadolu bölgesinde taskinlik yapiyorlardi. Müslüman ahaliyi taciz ediyorlardi. Bu tacizleri önlemek için Sultan 2. Abdülhamit bölgedeki yerel asiretlerden olusan Hamidiye Alaylarini kurdu. Sular bir türlü durulmadi. Sultan 2. Abdülhamit’e yapilan suikast, Osmanli Bankasi soygunu, Ermeni Patriginin, kendilerine yeteri kadar destek vermedigi gerekçesiyle öldürülmesi, Sason ve Zeytun isyani ile olaylar devam etti.
Birinci Dünya Savasi baslayinca Enver Pasa’nin Kafkas Cephesinde, Ruslari bölgeden atma hayali ile yapilan Sarikamis Harekatinin basarisiz olmasi neticesinde Ruslar, Dogu Anadolu sehirlerini ele geçirmeye basladilar. Savunmasiz kalan Müslüman halk Ermeni çeteleri (TASNAK-HINÇAK) tarafindan katledilmeye basladi. Ermeniler, Ruslarla yaptigi isbirligi Anadolu halkini zor durumda birakiyordu. Istanbul da taskinlik yapan Ermeniler Dahiliye Naziri Talat Bey’in kararnamesi ile 24 Nisan 1915 tarihinde 235 Ermeni komite mensubunun tutuklanarak Çankiri ve Ayas’a gönderilmesi ile basladi. Bu tarih Ermeniler tarafindan Soykirim tarihi olarak kabul edildi.
27 Mayis 1915’te çikarilan Tehcir Kanunu yani Kanun-i Muvakkat geçici bir yasa ile yerel idarecilere uygun gördükleri kisileri baska yere nakletme yetkisi verildi. 30 Mayis günü Meclisi Vükela (Bakanlar Kurulu) tarafindan tehcir süresiz hale getirildi. 1 Haziran 1915’te o günkü resmi gazete Takvim-i Vekayi’de yayimlanarak yürürlüge girdi. Ermeniler, Osmanli Devletine ait Suriye, Lübnan ve Ürdün topraklarina göç ettirildiler. Ermeniler, Anadolu’dan göç ederken yolda; salgin hastaliklar, eskiya ve intikam almak isteyen halk tarafindan öldürüldü.
Bu tehcir olayi yillarca Avrupa ve Amerika’da yasayan Ermeni Diasporasi tarafindan kullanilmaktadir. Türkiye’yi uluslararasi arenada zor durumda birakmak ve soykirimi kabul ettirerek; Türkiye’yi yüklü miktarda tazminata mahkum etmek ve Anadolu da Büyük Ermenistan’i kurmak istiyorlar.
HÜSEYIN KARAASLAN