HAS Parti AKP iliskisi, HAS Parti’nin AKP’ye katilma girisimi, Genel Baskan Yardimcisi Mehmet Bekaroglu’nun istifasi, Kurtulmus Basbakan olacak mi tartismalari... Çokça konusuldu. Lafi fazla uzatmadan, bunlari sürecin en yakin taniklarindan birisiyle Mehmet Bekaroglu’yla konusuyoruz.
Son gelismeyle baslayalim. HAS Parti Genel Baskani Numan Kurtulmus Basbakan Erdogan’la görüsüyor. Öncelikle siz bu görüsme kararini ne zaman ögrendiniz?
Bir fiilen var bir de resmen var. 5-6 aydir bu görüsmelerin yapildigina dair söylentiler var. Haberler geliyor, bilgiler geliyor. Böyle bir sey olacak diye. Özellikle AK Parti teskilatlarinda konusuluyor. Iste Numan Bey gelecek, söyle olacak. Bunlari somut bilgiler geldikçe sayin genel baskanla paylastim. Böyle böyle söylentiler var diye.
Kurtulmus ne dedi?
“Yok” dedi. “Ben bir görüsme yapmadim. Sadece geçmis olsun ziyareti yaptim Basbakana” dedi. “Varsa böyle bir sey herkese bunu söylemelisiniz. Parti programimizi böyle yaptik. ‘Kapali kapilar ardinda konusmak yok’ dedik. Millete ve birbirimize sözümüz”, bunu da hatirlatarak “Bana söylemelisin” dedim. “Yok” dedi. Ne zaman ki, “AK Parti Merkez Yönetim Kurulunda görüsüldü” diye bu is desifre olunca, “Ne oluyor, bu nedir” dedim? Israrla “Ben kimseyle görüsmedim, orada görüsülmüs” dedi. Basina da “Bana henüz teklif gelmedi” dedi.
Bunun tarihi neydi?
Bir ay filan oldu olmadi. Dedik; “Bunlar yanlis. Haberim yok demeniz yanlis. Resmi teklif gelmedi demeniz yanlis. Teklif bekliyorum anlamina gelir. Bunu yapmayin.” Bu arada kurullar, toplantilar oldu.
Kurullarda tartisildi mi?
Rutin toplantilardi bunlar. O arada ben çiktim. “Bir açiklama yapmali Numan Bey” diye bir açiklama yaptim basina. “Bunlar bunlar oluyor, siz yok diyorsunuz, doyurucu bir açiklama yapin” dedim. Yine kurullarda, “Böyle bir sey yok. Yalniz bir teklif gelirse müzakere edilebilir” dedi. Biz orada tartismaya basladik. “Neyi müzakere edecegiz” diye. Sonra hükümet partisinin teskilat baskani Ekrem Erdem bir açiklama yapti. “300 bin üye oldu son bir ayda AK Parti’ye. HAS Parti’liler de gelsin” diye. Bu çok onur kirici bir seydi. Bizim zorlamamizla bir baskanlar kurulu toplantisi yaptik.
Bu ne zaman?
Sayin Basbakanla Numan Kurtulmus’un görüsmesinden bir gün önce. Acil baskanlik divani toplantisi yaptik. Orada sunu söyledi bize: “Ben kimseyle görüsmedim. Ama beni seven bazi arkadaslarimin Basbakanla görüsmeler yaptiklari bilgim dahilindeydi.” Bunu duyunca ipler koptu. Ne demek bilgim dahilindeydi? Neden bizim bilgimiz dahilinde degildi? Resmi olarak ne zaman görüseceksiniz? Yarin. Bundan da haberimiz yok. Olayin esasina itiraz ediyorum ama.
Usulüne de itiraziniz var sanirim...
Bizim programimiz biraz da usul üzerine kurulu. Usul esasa mukaddemdir sözü, sizin ne dediginiz, kim oldugumuz önemli ama eyleme biçiminiz, nasil eylediginiz de önemli arkadas. Biz dedik ki ‘Açik olacagiz’. Çünkü kapali kapilar arkasinda yapilan sey milletin yararina degildir. Simdi, sayin Kurtulmus verilmis bir karari, güya, kendisine yakistiramadigim ve en çok üzüldügüm taraf, güya kurullara kabul ettiriyor ve eski yöntemlerle.
Eski yöntemler?
Il baskanlari kabul etmiyor. Vaatlerde bulunuyor. “Yanimda olun yarin ben de sizi birakmam.” Muhalefet edenlere cevap veriyor. Istisare öyle olmaz ki, bir konu gelir, lehte aleyhte görüsler gelir tartisilir. Simdi biri kalkiyor baskanim söylesiniz, böylesiniz, ama yalniz gitmeyin. “Beni de götür” tarzinda seyler söylüyor, laf yok. Ama elestirenlere cevap veriyor. Ve en çok bizi rahatsiz eden ve Numan Kurtulmus’u da Numan Kurtulmus olmaktan çikaran “Bu is bir esas meselesi degildir, bu bir iman meselesi degildir, fikir-ideoloji meselesi degildir, biz fikrimizi tasiyacagiz, bu strateji meselesidir” deyince biz kopuyoruz orada. Çünkü 2002’de AK Parti, Saadet Partisi ayrismasinda o zamanin yenilikçileri Abdullah Gül’ler Erdogan’lar bunu söylüyorlardi. Bu bir reel politik meselesidir diyorlardi. Adil düzenden reel politikaya diye bir kitabimin alt basligini koymustum o zaman. Yani Numan Kurtulmus oyuna geldi. Ama biz oyunu bozacagiz demistik.
Neden size bilgi verilmedi?
Bizim partimizde kanatlar var. Bugüne kadar sömürü, kula kulluk sistemine karsi mücadele eden insanlar bir yerde toplaniyor ve bu mücadeleyi birlikte veriyorlar demisiz. Bunlardan bir kismi Milli Görüsten gelen ve hâlâ baglantilari olan insanlardan olusuyor. Bir de mahalle var. Mahalle bizden gelen görüslerden asiri sekilde rahatsiz oluyor. Neden rahatsiz oluyor? Mesela biz çiktik, 1 Mayis’ta ‘Hirsiz Müslüman istemiyoruz’ diye. Küplere biniyorlar. Çünkü hirsizlik yapiyorlar ve biz içten insanlar olarak ‘Hirsizlik yapmayin’ diyoruz. Iste bir cip metaforu yaptik. Durakta bekleyen gariban basörtülüyle, onun üzerine çamur siçratarak geçen cip sahibi basörtülü benzetmesi yapmistik. Küplere binmisler.
Yarasi olan gocunmus...
Bu ayetleri biz icat etmedik. Var olan ayetleri söylüyoruz. Onlar da rahatsiz oluyorlar. Kiliçdaroglu’nun onlari elestirmesinin bir anlami yok. Mahalleye diyorlar ki bunlar zaten din düsmani, solcu, Alevi. Ama biz elestirince rahatsiz oluyorlar. Bunun en hararetli savunuculari özellikle bizdik, partinin içindeki bu kanatti. Bu nedenle bizden saklandi. Bazilari “Bekaroglu AK Parti’ye davet edilmedi, ondan böyle diyor?” diyorlar. Onlari Allah’a havale ediyorum. Muhalefet edecegimiz bastan belli. Bize böyle bir seyi kimse teklif edemez ki, cesaret edemez ki.
Bir de, önceden HAS Parti içinde tartisilsaydi, sizden gelecek tepkiyle herhalde bu kadar rahat bir Kurtulmus-Erdogan görüsmesi olmazdi.
Bir bu. Iki; parti içinde diger kanat hep Kurtulmus’a, iste “Bekaroglu’nun etkisindesin, onlar etkin oluyor” diye elestiri yapti. Nitekim bunlar kizmislardi, küsmüslerdi. Para falan veriyorlardi, vermez olmuslardi. Biz diyorduk ki “Bu parayla olmaz, üyelerden toplayacagimiz parayla olur” diyorduk. Bizim bilmemiz bu isi zorlastirirdi. Yani kapali kapilar ardinda yaptilar, içten pazarlikli davrandilar.
Teskilat ne diyor? Tabii farkli görüsler vardir ama...
Yukariya çiktikça, bunu kervana giden son tren olarak algiliyor ve birbirini çigneyerek gidiyorlar. Siyaseten bir sey bekleyenler hücum tarzinda gidiyor. 2002’de Hoca vardi, biraz umut vardi. Milli Görüsün en büyük zaafi iktidar endeksli olmasi. Biz tekrar oluruz falan. Olamadi. Bir kismi tek tek AK Parti’ye atti kendini ama çogu atamadi. Kurtulmus’la tekrar iktidar umudu oldu. Ama olmadigini görenler, baska bir yolla, iste Kurtulmus’un AK Parti’ye geçmesiyle “Daha milli, yerli bir ittifak olusuyor”, “Kutsal bir sey yapiyoruz”, iste cemaate karsi, uluslararasi, küresel güçlere karsi diye bir sekilde son trene biniyorlar. Ama esas olan son trene binmek. Mesela buradan bir sey olmayacak diye uzaklasan bir sürü insan, son toplantiya geldi. Aman baskan siz söylesiniz, “Tabi gidin ama ekibinizle gidin, beraber gidelim” deyip mide bulandirici bir ortam oldu. Insanin insanligindan utanabilecegi manzaralar yasadik. Ama asagi indikçe gerçekten samimi bir sekilde bunu yapan insanlarda müthis bir rahatsizlik var. Ama ne yapiyorlar? Gene eski siyasetin yöntemleriyle vaatlerde bulunuyorlar, yalan bile söylüyorlar. Nasil yalan söylüyorlar? Bütünlesiyoruz, AK Parti teskilatlarina gideceksiniz, orada yönetici olacaksiniz. AK Partide 3 dönem sinirlamasi var. Artik AK Parti’yi siz yöneteceksiniz. “Hadi bakalim genel baskani siz de destekleyin.”
Kurtulmus ekibiyle beraber AKP’ye geçti diyelim. Peki HAS Parti kapanacak mi? Bu ekibin gitmesi neden HAS Parti’nin kapanmasi anlamina geliyor?
Görüntü bu. Genel baskanini öne çikarmis bir parti. Genel baskanin “Iktidar partisinden teklif bekliyorum” demesinden itibaren bu yapi bozuldu. HAS Parti kapandi. Biz de bir HAS Parti ve Halkin Sesi Partisi esprisi de var. Halkin bilmedigi bizim bildigimiz. Parti ismi benim teklifimdi. Kabul edildi ama bir sol çagrisim gibi geldi, insanlari rahatsiz etti. Amblemi onlar belirledi. Bir de HAS Parti kisaltmasi koydular. Ama biz karsi çiktik.
HAS Parti kisaltmasi, AK Partiyi animsatiyor.
Evet, AK Parti özentisi gibi. HSP diyelim geçelim dedik. Öbür taraf hep HAS Parti’yi öne çikardi, bizse Halkin Sesi Partisini. O nedenle espriyi devam ettirmek için HAS Parti kapandi, Halkin Sesi devam edecek dedik. Dedik ki, 230 kurucu var. Kurucu üye sayisi 30’un altina düserse parti zaten otomatik olarak kapanir. Gitmezse, bu partinin ne olacagina kalanlar karar versin.
Peki, böyle mi olacak?
Hayir, böyle olmayacak.
Kongreyle mi kapatilacak?
Kongreyle degil. delegeler daha olusmadigi için kurucular kurulunun marifetiyle partiyi kapatacaklar. Millete de bunu bütünlesme olarak takdim ediyorlar. Basbakanin danismani Yalçin Akdogan bir yazisinda dedi zaten. “Bu bütünlesme degil Kurtulmus ve arkadaslari gelecek” diye.
Öyleyse birlesme degil AKP’nin HAS Parti’yi yutmasindan bahsedebilir miyiz?
Evet. AK Parti, HAS Parti’yi kapattiriyor. Biz daha söylemini halka mal edebilmis degildik ama bir vicdan kanamasi olusturmustuk. Yanlisliklara bu mahallenin içinde bir karsi durus olusturmustuk ve bundan çok rahatsizlik duyuluyordu. HAS Parti bu tabanda aldigi oydan çok daha fazla karsiligi olan bir partiydi. Bunu engellemek için Numan Kurtulmus’u alip kendi partisine monte ediyor. Esasen bu muhalefeti ortadan kaldiriyor.
Bahsettiginiz AKP’nin tabanina daha rahat seslenebilen bir muhalefet. Bu nedenle AKP için önemli diyorsunuz.
Evet, yüzde 1 oy aliyor, önemli degil ama tabanda ciddi bir rahatsizlik olusturuyor. Mahalleyi böldüler. Dediler ki, siz mahalleyi isyana tesvik ediyorsunuz. Evet. Egemen güçler, asagidan gelen isyandan korkarlar. Egemen güçler yöneticilerin de ahlakindan korkarlar. Ahlaksiz yönetici isterler, bagli halk isterler. Biz bunu bozuyorduk, sikinti olusturuyorduk, rahatsiz ediyorduk. Ama bütünüyle yok etmeleri mümkün degil. Insanlar var oldugu sürece ses çikaran birileri mutlaka olacaktir.(Istanbul/EVRENSEL)
KENDIMI BIR YERLERE ATMAYACAGIM
Bundan sonra ne yapacaksiniz?
Ben stratejik planlar çok yapmiyorum. Ama elbette arkadaslarimizla konusuyoruz. Bu çizgiyi devam ettirecegimiz açik. Bu sekilde, bu dogrular üzerinden konusmaya devam edecegiz. Kürsü meselesi var. En ideal kürsü siyasal partidir. Ama imkan meselesidir, takat meselesidir. Bunlari arastiracagiz, ama siyasal bir hareket olarak devam edecegiz. Ama yarin ne gösterir çok da bilmiyorum. Ama sunu yapmayacagim: Kendimi bir yerlere atma yapmayacagim. Buradayim, burada durmaya devam edecegim.
CHP’den bir davet almistiniz?
Iste biraz önce dedigim oydu. Tesekkür yani. Ama siyaset yapma tarzi olarak CHP’yi diger merkez partiden farkli görmüyorum. Sosyal demokrat bile degil, yani? Öyle degil mi?
Bence de. Son kongre peki?
Yeni bir sey görmedim. Eski Türkiye’den konustu. Tabii bir çalisma var ama ben farkli düsünüyorum.
Çizdiginiz çerçeve ile en azindan bir ölçüde uyusan bir kongre çalismasi var. Halklarin Demokratik Kongresi. Yani toplumda ezilen, magdur olan sömürülen kesimlerin ve onlarin siyasal temsilcilerinin bir araya gelmesiyle olustu. Bu olusumun içinde yer almayi düsünüyor musunuz?
HDK’yi bastan beri takip ediyorum. Simdilik bu söylediklerinizin projesi olarak gözükmüyor. Bir yere katilma falan degil ama bu söylediginiz seyleri herkesle konusurum, herkesle paydas olurum. Ama HDK böyle bir olusum gibi gözükmedi bana. Dolayisiyla çok da bilmiyorum içindeki tartismayi. Bilesenlerinden biri BDP. Onlarin basini kaldiracak halleri yok. Kaldirtmiyorlar ve bir Türkiye projesi tahayyül edemiyorlar. Edememeleri de normal, bir baskiyla karsi karsiyalar. Ama ben herkesle konusurum.
KURTULMUS GÜNAY GIBI OLABILIR
Numan Kurtulmus AKP’ye geçecek. Kesinlesti gibi. Sizce nasil bir güvence aldi. Herhalde bir ilçe baskanligi degil. Ikinci adamlik deniyor.
Sayin Numan Kurtulmus’a elestiri noktalarimdan birisi de o. Sordum ama bu konuda herhangi bir açiklama yapmadi bize. Ilgili kurullara da açiklama yapmadi. Ama “Numan Bey gidecek, önemli görevler yapacak. Tayyip Bey cumhurbaskani olacak. Sonra Numan Bey partinin basina geçecek, basbakan olacak.” denildi. Yani, bunu bilemiyorum. Orada binbir çesit iktidar mücadelesi olacak. Anlamli da bulmuyorum. Himmetle gelinecek bir yerde bu iddialar tasinamaz. Yani birileri sizi oraya getiriyorsa iddia falan tasiyamazsiniz. Benim görüsüm bu.
Bu iddialari tasimadan da olsa Basbakan olmak söz konusu olabilir mi?
Olabilir. Diyor ki, Numan bey çok konustu. Siz Türkiye’deki ekonomi Dervis-Fisher modeli dediniz. Bu iktidar eliyle uyguluyor. Tükiye’nin neoliberal ekonomiye eklenmesi hatta Ortadogu’ya örnek gösterilmesi. Simdi durup dururken seni bu projenin basina koyacaklar. “Bunu boz” diyecekler. Bunu mantikli bir sey mi? “Ben kurnazlik yapip bunu bozacagim.” Buna çocuk bile inanmaz. Kurtulmus’a Günay gibi çok acinacak bir durum olabilir. Çok aciyorum. Ne olacak? Ne yapacaksin? Gavur isi NATO’yu sirtinizdan nasil atacaksiniz? Sen bir mücadeleyle gelseydin, yapardin, az yapardin, ugrasirdin, yapamazdin, ayri bir sey. Seni buyur ettiler. Bunu görmüyor mu Kurtulmus? Sikintida olan o, benim bir sikintim yok, ben kendime ters düsmüyorum ki.
Cemaate karsi bir hamle olarak da degerlendirildi. Erdogan’in cemaate karsi etkisini zayiflatma hamlesi.
Kurtulmus’un agzindan bu da çikti. Ben karsi çiktim. Böyle bir cephelesme yanlis, insanlari da üzer. Ne fark var? AK Parti de bir sürü küresel projelerin içinde. Cemaat de, bir sürü söylenti var. Cemaat siyasi parti degil. Uyarin yanlis yaptiklarini, “hizmet” yapiyorsa yapsin. Cephe kurmayi yanlis buluyorum. Cephe siyaseti yanlis bir siyaset.
ACINACAK DURUMDA OLAN GÜNAY VE KURTULMUS
Ahmet Hakan, “Bakan olmak isteyen varsa Bekaroglu’nun yanina yanassin” demisti yazisinda esprili bir dille. Ikinci kez yari yolda birakilmaniz. Siz böyle mi görüyorsunuz?
Öyle seyler oldu. Tabi ben magduriyet edebiyati yapmak da istemem. Pesin olarak söyleyeyim: Aldatan olmaktansa aldatilan olmayi tercih ettigimi söylüyorum. Insanlari aldatmanin da insanlik suçu oldugunu söylüyorum. Bundan sonra yol arkadaslarimi da siyaseten daha dikkatli seçecegimi söylüyorum. Bir sekilde böyle okuyorum ama bir çizginin takipçisiyim. Yarin gelir birisi Allah için beni kandirabilir. Insanlar için iyi seyler yapacagiz diyebilir. Evet, psikiyatri uzmaniyim ama insanlarin niyetlerini okuyamiyorum. Birisi gelir iyi bir sey için surada yardima ihtiyaci olan bir insan var derlerse ben gelirim.
Ama kumpasa gelip soyulabilirsiniz?
Olsun ben yine gelirim.
Ertugrul Günay su anda Bakan. Son olarak bir otel tartismasi yasandi. Günay kaçak otele “Ben müdahale edemedim” dedi.
Bazilari aciyor bana. Acinacak ben miyim sayin Günay mi? Sadece otel meselesi de degil. Bu katillerin affedilmesiyle ilgili Günay, “Bir gece yarisi oyunla yaptilar, vicdanim kaniyor” diyor. Ne bekliyorsun? Simdi acinacak durumda ben miyim onlar midir? Ben böyle durumlara düsmedim. Simdi Numan Kurtulmus buradan baksin. Kendine ters düsen kim? Günay, niye sen oradasin? Bakanlik için mi?
YANAN ISÇILER RÜYANIZA GIRSIN
Halkin Sesi Partisinde sol ve muhafazakar kimliklerin birlestigi bir tablo vardi. Zeki Kiliçaslan, Cem Somel gibi isimler de vardi. Disaridan bakildiginda Müslüman sol bir hareket gibi de degerlendirildi. Öncelikle siz Müslüman sol kavramini nasil degerlendiriyorsunuz?
Biz bu kavrami kullanmadik ama bize ilistirdiler. Neden? Biz paylasimda adalet, esitlik, özgürlük, imtiyazlarin kalkmasina yönelik bir siyaset koyduk. Kimlikler siyasetin konusu olmasin, kimse kimsenin yasam tarzina karismasin. “Buradan yol alinmaz” dedik. “Bu degerler üzerinden siyaset yapan insanlar bir araya gelsin” dedik ve biz bunu kendi Islami anlayisimizla izah ettik. Islamci denen insanlara düsen kimseyi Müslüman yapmak degil. Onlara düsen insanlarin özgürlesmesine ortamlar hazirlamak. Insanlar nerde özgür olur? Herkesin güvende oldugu, çoluk çocugunun geçimini saglayabildigi, kula kulluk edilmedigi, ekmek korkusuyla insanlarin iradesine ipotek konulmadigi, herkesin özgür oldugu ve kendisini ifade edebildigi bir ortam olusturmak. Farkli yerlerden insanlar geldi ama bu bütünlesme oldu mu? Olmadi, çünkü insanlar agirlikli olarak Milli Görüs geleceginden geliyordu ve disaridan gelenleri kabul etmediler. Isimlendirme önemli degil ama olay buydu. Müslüman kitleler sürekli olarak araçsallastirildi, buradan eli ayagi düzgün bir söylem çikamadi. Bu çiksin, bir vicdan kanamasi olsun istedik. Buna ‘Müslüman sol’ dendi. Ben Islam’in özgürlükçü ve adaletçi bir sekilde okunmasi olarak görüyorum. Hirsiz Müslümanlar var, bunlardan kendimizi ayirmamiz lazim.
Sizin söylediginiz bir bakima sosyal ve ekonomik adalet projesi olarak görülebilir. Nasil gerçeklesir, kimlere dayanir bir kenara birakarak söylüyorum. Daha adil bir toplumdan bahsediyorsunuz. Bu projeyi neden bir Islami, dini kimlikle tanimliyorsunuz? Aleviler de, Sünniler de, Hiristiyanlar da farkli etnik ve dini kimlikler de bu proje etrafinda birlesemez mi?
Siyasi bir sey yapiyoruz. Bu tip bir proje büyük Müslüman kitleleri disari birakiyor. Insanlar AK Parti’de toplanirken din kullaniliyor. “Biz Müslüman’iz diyoruz” ve itirazda bulunuyoruz. Bunu yaparken de digerlerini dislamiyoruz. Dini kimlik siyaseti yapmiyoruz. Bu proje ortak. Ama Müslümanligin içinden okuyarak yapiyoruz. Ne diyor Erdogan? Diyelim ki gençler parasiz egitim istiyor? “Bunlar ideolojik” diyor. isçiler taseronlasmaya karsi çikiyor. “Ideolojik, solcu bunlar” diyor. “Bunlar dinsiz” falan diyor. ama biz çikiyoruz, Müslüman kimligi tasiyoruz ama siyasetin araci yapmiyoruz. Taseronlasmanin karsisinda duruyoruz. Bu insafsizliktir, “Taseronlastirma seytanin bile aklina gelmeyecek bir istir” diyoruz. Islam bu sekilde okunmali. Yeni Islamcilik bu olmali bana göre. Diger türlüsünün bu cografyada karsiligi yok. Insanlarin kendi kültürü, dini, dili içinde söylememiz lazim. Bu damar var bu cografyada ve bu dinde. Bakin, Esenyurt’ta insaatta yangin oldu. Isçiler öldü. Bu insaatlarda 3 milyon 4 milyona satilan daireler var. Koca koca AVM’ler. Isçilerin terleri, gayretleri.
Canlari...
Yandilar yandilar... Et kokulari. Bunlarin üzerinden milyon dolarlari vuranlar. AK Parti bu ya. Bu bir yagma, insafsizlik, günah, insanlik suçu. Bu suça ortak olmaya gidiyorsun kardesim. Numan Bey nereye gidiyorsun ya? Bu Müslümanlik degil insanlik degil. Gerçekten vicdan kanamasi ya. Dedim kendisine, yüzüne: Büyük bir vebal altindasin ya. Rüyalarina girsin ya. Esenyurt’ta yanan isçiler ve bunun üzerine dolarlar yiganlar... Bunu unutma hiçbir zaman. Sizin araciliginizla söylüyorum. Sayin Numan Kurtulmus, gözünün önüne bunlar gelsin.
REFERANDUMDA EVET DEDIK AMA...
AKP’nin simdiye kadar kendi disindaki kesimlerin de bir biçimde destegini alarak ve yedekleyerek de ilerledi. Referandum da bunun önemli bir parçasiydi. Referandumda “evet” dediniz. Sizce sürecin bugüne gelmesinde referandumda aldiginiz tutumun da bir etkisi var midir? ‘Yanlis yaptik’ diyor musunuz?
AKP’nin yaptigi önemli isler de var. Mesela askeri vesayeti geriletti. Darbe girisimleriyle mücadele ettiler. Büyük haksizliklara da ugradilar. Kürtlerle ilgili de bazi adimlar atildi. Bir sürü isler de yapildi. Evet, 12 Eylül referandumunda Anayasadaki degisiklikleri çok tartistik. Vesayet sistemine dokunuyordu. Has Parti daha kurulmamisti ama Saadet Partisinde biz destek verdik. Ama bir rapor da verdik. “Kürt sorununda esit yurttaslik, yeni Anayasa için Kurucu Meclis” dedik. Ama AK Parti simdi görece reformcu dinamigini kaybetti. Uludere’de somutlasan devletin rengine boyandi.
Firavunlasti mi?
Firavunlasti, bütün degisim dinamiklerini kaybetti. Dis politika çöktü, TOKI’ler çöktü... AK Parti tam da içe kapandigi bir dönemde Kurtulmus’un oraya gitmesi anlamli. Ama biz kimlikler üzerinden pesin bir AK Parti elestirisi yapmadik