TÜ’den Prof. Ayse Erzan ve Prof. Nüzhet Dalfes, Bogaziçi’nden Doç. Rasit Bilgin, Kaliforniya Üniversitesi’nden Dr. Mehmet Somel, ODTÜ’den Yrd. Doç. Aysegül Birand, Princeton’dan Dr. Erol Akçay, Zürih Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Arpat Özgül, Georgia Üniversitesi’nden Betül Kaçar ve Hacettepe’den Dr. Ismail Saglam...
Habervesaire sayesinde ögrendim ki bu ekip önümüzdeki eylül ayinda Izmir’de lisansüstü seviyesinde bir yaz okulu düzenlemek istiyor. Konu: Matematiksel Evrim.
Bir miktar maddi destek alabilmek için TÜBITAK’a basvuruyorlar. Basvuruya cevap haziran ortasinda ret seklinde geliyor. Sasirdim mi? Hayir... Çünkü ben son iki senede gerek bilirkisi olarak gerekse bu tür durumlarda takindigi tavirlari listelemis ve yazmis, TÜBITAK’in bilime degil siyasi iktidara hizmet ettigini kabullenmis biriyim. Hele de isin içinde evrim gibi bir konu varsa... Utanmasa “Evrim dinimize ters” deyip dükkâni noterden hallice bir devlet müessesesine çevirdigini alenilestirecek TÜBITAK... Az kaldi yani.
Fakat bu çok kiymetli bilim insanlarinin planladigi yaz okuluna destek vermemek için sundugu gerekçe... Bana bile “Aglamak istiyorum sayin seyirciler” cümlesini 345’inci kez kurdurdu.
* * *
Efendim destek veremezlermis bu yaz okuluna... Çünkü: “Seçilen evrim konusu ülkemizde oldugu gibi tüm dünyada halen tartisilan ve ortaögretim ve üstü kademelerde ders niteliginde okutulan bir konu olup yenilik boyutu yetersizdir. Etkinligin bilimsel içerikten çok egitim ve/veya siyasal, kültürel, sosyal boyutlari dikkat çekmektedir.”
Evrim ile ilgili, ‘Tüm dünyada tartisilan’, ‘yenilik boyutu yetersiz’ türünden laflar eden bir ‘bilim’ kurumunun Yesilköy’den çiktiktan sonra “Pardon... Kimin için tartismali evrim? Amerikali Katolikler ile radikal Islamcilar tavlada mi tartisiyor?” sorulariyla nasil dev bir makaraya dolanacagini tahmin etmek zor degil.
Ama inanin, bunlara alistik da...
Fakat bunlardan sonra gelen su cümle yeni. Buna alismamistik: “(Yaz okulunu) Düzenleyenlerin camiayi/ülkeyi temsil niteligi çok zayiftir.”
Düzenleyenler ne bakimdan camiayi ve ülkeyi temsil etmiyor acaba diye bir düsünelim isterseniz. Hepsi evrimsel biyoloji ve biyolojik veri modellemesi konularinda uzmanlasmis bir grup bilim insani. Bilim camiasinin bu alanda bilinen isimleri. Ülkeyi temsil etmek, ne ola? Yüzde 90’i Müslüman olan, yüzde 50’si AK Parti’ye oy veren bir ülkede evrim ile ilgili yaz okulu açmaya yeltenmek mi ülkeyi temsil etmemek acaba?
Etiketle, böl, yönet taktiginin son uygulayicisi TÜBITAK anlasilan.
* * *
O zaman söyle bir seyle karsi karsiyayiz: Gezi’ye çikan gençler, tiyatromuza da dizimize de karisamazsin diyen sanatçilar, içki içenler, dogum kontrol yöntemine basvuran aileler, kürtaj yaptiran kadinlar, Yavuz Sultan Selim ismine karsi çikan Aleviler, haklarimi verin diyen Kürtler, sen ne zaman bu kadar zalim oldun diye soran dindar Müslümanlar, meslegini hakkiyla yapan gazeteciler ve son olarak evrim ile ilgili çalisma yapmak isteyen bilim insanlari... Bunlarin ‘camiayi/ülkeyi temsil niteligi çok zayiftir’. Bugün itibariyle vatandaslik havuzu, devletin kurumlari tarafindan bu sekil etiketlenmis ise... TÜBITAK bile ‘ülkenin sahipleri ve olmayanlar’ ayrimini böyle müdanasiz sekilde gerekçe yapiyorsa... Denilmek istenen nedir? Bir biz variz. Geri kalan bizden degildir. Ama biliyoruz: Hayatin akisina, 21. yüzyil dünyasina, insan dogasina uymayan bu dayatmalarin ömrü kisadir, dökülüp gidecektir.
Allah dogal seleksiyondan razi olsun, öyle.