12 Eylül ve 28 Subat yönetimlerinin yapmadigini AKP yapiyor

12 Eylül ve 28 Subat yönetimlerinin yapmadigini AKP yapiyor

AKP ile Cemaat arasindaki çatisma bilinen bir gerçek. AKP`nin son dönemde yaptigi birçok hamle (Örnegin; Emniyet Istihbarat ve Terörle Mücadeledeki polislerin görevden alinmasi) cemaatten çok büyük tepki gördü.

12 Eylül ve 28 Subat yönetimlerinin yapmadigini AKP yapiyor

AKP ile Cemaat arasindaki çatisma bilinen bir gerçek. AKP`nin son dönemde yaptigi birçok hamle (Örnegin; Emniyet Istihbarat ve Terörle Mücadeledeki polislerin görevden alinmasi) cemaatten çok büyük tepki gördü.

Bir diger tartisma ise AKP`nin dershaneleri kapatmak için dügmeye basmasiyla basladi. Cemaatin egitim, özellikle de dershanelerdeki etkinligi bilinmekte. Bu sebeple dershanelerin kapatilmasindan en büyük zarari cemaat görecek.

Zaman gazetesi genel yayin yönetmeni Ekrem Dumanli da bugünkü yazisinda dershaneleri kapatmak isteyen iktidara çok sert bir yazi ile yüklendi.  Dumanli, cemaatin 12 Eylül ve 28 Subat döneminde yasamadigi tehlikeyi AKP döneminde yasadigini söyle yazdi:

"Camianin hassasiyetini dogru okumak sart: Onlar 12 Eylül ve 28 Subat yönetiminin bile yapmadigi kapatma hamlesini su zamana kadar gönül dostu saydigi ve bütün demokratik adimlarina destek verdigi AK Parti’ye yakistiramiyor. Parti tabani da, hatta vekillerinden bakanlarina kadar, dershane kapatma konusundaki usul ve üslubu tasvip etmiyor. “Memleketin bütün meselesi bitmis de sira buna mi gelmis?” diyen sade vatandas (özellikle de muhafazakâr kitle) makul bir gerekçe istiyor. Kapatma yönünde serd edilen sebep ve vesileler inandirici degil; o yüzden kirginlik had safhada. Dershane kapatilmasinda israr edildikçe akla baska süpheler de gelmiyor degil maalesef.""

Dumanli`nin yazisinin devaminda AKP`ye söyle yüklendi:

Lakin, sag olsun, Milli Egitim Bakani’miz, haftanin hemen her günü demeç vermeye ve insanlari incitecek laflar sarf etmeye basladi. Ona bir de bazi isgüzarlarin (daha nazik bir tabir bulamadigim için isgüzar diyorum) egitim ile uzaktan yakindan ilgisi olmayan polemikleri de eklenince bir seyler söylemek sart oldu. Zira egitim meselesi ne Çin iskencesi gibi insanlarin alinlarina tip tip su damlatmakla çözülebilir; ne de laf ebeligi yapilarak ve gönül yikilarak…

Her seyden önce su gerçegi söylemekle mükellefiz: Dershane meselesi, tipki egitimle ilgili diger konular gibi, sadece bir camianin ya da bir sektörün degil; ülkenin meselesidir. Dershaneler konusunda takinilan buyurgan ve yasakçi tavra tam da bu yüzden karsi çikmak gerekiyor. Hangi açidan bakarsan bak bir yanlislik var bu iste. Özel tesebbüse ‘kapatirim’ demenin bir mantigi olmadigi gibi, sinav sayisini 36’ya (tepki görünce 12’ye) çikarirken de dershanenin gereksizliginden bahsetmenin dogru yani yok.

Neymis? Fakir aileler dershaneye ögrenci gönderirken zorlaniyormus; hatta malini mülkünü satmak zorunda kaliyormus. Diyelim ki bu tez dogru. Çözüm kapatmak mi? Özel okullar, dershanelerin iki-üç kati fiyat aliyor ve hiçbir fakir aile çocugunu özel okulda okutamiyor. Onlari da acilen kapatmak mi gerekiyor? Kaldi ki dershaneler fakir ögrencilerin kurtulus simididir. Çünkü özel okullara para yetistiremeyen aileler ara bir formül olarak çocuklarini dershaneye gönderiyor. Egitimdeki esitsizlik ancak dershanelerle giderilebiliyor. Dershaneler kapatilirsa özel okula çocugunu gönderen yine gönderecek; ama dershanenin kapattigi uçurum adaletsiz bir yol açacak ve korkunç vebal Milli Egitim’in omuzlarina binecek... Dershanelerin kapanmasi kurs alma ihtiyacini ortadan kaldirmadigi için korsan kursçuluk patlayacak. Fakir ögrenci velisi, merdivenalti kurslarla nasil bas edecek?

MEB diyor ki, “Ey dershaneler özel okula dönüsün, size destek saglayalim…” Madem destek saglayacaksin adamlar dershaneyken de ayni seyi yapsana! Madem derdiniz fakir aileler, dershaneciler tarafindan bir fon kurulmasini, mali durumu zayif olan talebelerin o fondan yararlanmasini; hatta heba edilen egitim kaynaklarindan da bu fona destek verilmesini saglarsin; olur biter. Tabii maksadiniz mali durumu zayif ögrencileri ve ailelerini korumak ise...

Fevkalade incitici ve rencide edici bir mazeret: Dershaneler elindeki ranti birakmak istemedigi için okula dönüsmek istemiyor. Gülünç! Özel okula dönüstügünde ögrenciden alacagi ücret ikiye üçe katlanacakken adam niye mali sebepten dolayi kapanmaya razi olmasin ki! Egitim camiasinin bir bölümünü tahrik edici bir laf: Yasa çikarilacak ve artik dershanelerin tabelalarinda MEB yazmayacakmis. Yazmazsa yazmasin; zaten özel isletmelerin kapisinda herhangi bir bakanligin bangir bangir bagirmasi hata. Kaldi ki dershaneler girecegi sinavda kendini yeterli bulmayan ögrenciye kurs veriyor; diploma da dagitmiyor, sertifika da. Yani, mesruiyetlerini MEB’in mühründen degil; arz talep dengesindeki ilgiden ve bilgiden aliyor. Kurs almak mecburi bir egitim degil ki bakanligin sefkat ve merhamet kanatlari altinda yasiyor olsun. Dershaneciler serbest piyasa ekonomisinin en tabii kurallarini hatirlatinca aba altindan sopa göstererek “tevhid-i tedrisat”tan bahsedenler oluyor. Az daha sikissa bazilari Istiklal Mahkemeleri’nden bile bahsedecek ve bu savrulmayi içine sindirebilecek. Yazik."

Odatv.com