Tarih: 01.01.2018 00:00

Gazeteci Mehmet Efendi neden agladi

Facebook Twitter Linked-in

Gazeteci Mehmet Efendi neden agladi?

 
  Divrigi küçük bir yerdi. Asagida konusulsa yukarida duyulurdu. Bu sefer öyle olmadi yukarida konusuldu, asagida duyuldu.
-Dozer gelmis, karayolu geliyormus! Dediler. 
Uluzar’a gittik.
Dozer dayanmis, bahçeleri yikiyor, önüne kattigini yerle bir ediyordu. Baglik bahçelik bir yerdi. Meyve agaçlari,kayisi, elma agaçlari, özellikle de büyük ceviz agaçlari çogunlukta idi. Meyve agaçlarindan bir orman vardi...
Istimlak yapilmis, sahiplerine bildirilmisti ama kimse bu agaçlarin yikilmasina tahammül göstermiyordu. Bu agaçlarla büyümüs, altinda çocukluklari geçmis, gölgesinde nisan, dügün dernek kurulmus, oturulup iç yapilip, çay içilip sohbet edilip meyveleri yenmisti. Sahiplerine arkadas olmus,bu vefali dostlarin bir kepçe darbesiyle yere serilip, ölüme terk edilmesine kimsenin gönlü razi degildi.
Herkes bagirip çagiriyor, agliyor, tepki gösteriyor, dozerin önüne geçmeye çalisiyordu. Agaçlar yerle bir edildi. Insanlarda bir yas havasi vardi.
Simdi düsünüyorum da acaba bugünkü hassasiyetler göz önüne alindiginda bu son çare miydi? O gün toplumsal bir duyarlilik yoktu...
Hakim Ahmet Bey de bizzat oraya gelerek halki sakinlestirmeye çalisiyordu.
 
Gazeteci Mehmet Ikizer’in bahçeleri de yola gidiyordu. O da orada dozerin önüne geçmis üzüntüyle olani biteni seyrediyor, dozere geçit vermemeye çalisiyordu. Hakim Ahmet Bey yanina geldi. Son derece üzgün, durumu bir türlü kabullenmek istemeyen, agaçlarin haline bakarak aglayan Gazete saticisi Mehmet Ikizer’e döndü. 
-Birgün su bahçenin oldugu yerde otobüse binip Sivas’a gidersen unutursun!
 
Divrigi Demir Çelik Isletmelerinden Resul adinda bir arkadasim, Ismail Demir ve diger çavus adaylari sinav için Sivas’a gitmek üzere otobüse bindik, Uluzar’a gelince  Gazeteci Mehmet Efendi kendi evinin oldugu, bahçelerinin önünde el kaldirdi. Bundan kim bilir kaç yil sonra Hakim Ahmet Beyin lafi aklima geldi.
 
Araba durdu. Yarim otobüsü olan Aregeli Salih soför idi. Mehmet Efendi arabaya bindi. Beni çok severdi. Aram iyiydi, benimle eskiler üzerine sohbet ederdi.
   Mehmet Ikizer yerine oturduktan sonra yanina gittim.
-Mehmet amca! Hakim Ahmet Beyin sözü aklina geliyor mu?
   Mehmet Ikizer bana bakti, duygulanip gözleri doldu.
-Beni ikinci defa sen aglattin! Gelmez olur mu? Helal olsun! Yedi göbek sülalesine rahmet olsun! Beni o gün teskin etti. O gün `bahçenin oldugu yerde otobüse binip Sivas’a gidersen` bu aciyi unutursun! Dedi. Bir o gün agladim bir de simdi.  
 
 
Gazeteci Mehmet Efendi, Divrigi’nin yerlisi idi. 1940’larda TKP kovusturmalarindan dolayi tutuklanmis, hapis yatmisti. Hapisten çiktiktan 9 yil sonra Divrigi’ye gelebilmisti, sokmamislardi.
Gazeteci Mehmet Ikizer, öldügünde Ilhan Selçuk onun hakkinda yazi yazmisti. Türkiye’nin her yanindan gazete iadesi yapiliyor ama Divrigi’den yillarca Cumhuriyet gazetesi iade edilmemisti. Bunun nedenini ögrenmek üzere gazete Divrigi’ye müfettisler göndermisti. Mehmet Efendi, müfettisleri alip evine götürmüs yillarca iadeleri göndermeyip, istifledigi deposunu göstermisti. Müfettisler hem sasirmislar hem duygulanmislardi.
-Cumhuriyet gibi bir gazete iade edilir mi?
 
 
 Sivas’a gittigimizde hava çok soguktu. Deniz Gezmis Sivas’ta yakalandigi saatte biz Sivas Emniyeti’nde sinavdaydik. 
  Sinava giren bana komiser bir soru sordu.
-Su kapsülü dislerinin arasina alip sikarsan bir etki yapar mi?  
-Kapsülü agzinda, dislerinin arasinda sikarsan kafani havaya uçurur! 
-Uyanik çikti, yutturamadik. Kandiramadik! Madenci oldugun belli, dedi yanindakilere dönüp.



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —