Evde çocuklar ekmek bekler, ev sahibi kira ister; isinabilmek, aydinlanabilmek, yikanabilmek için faturalarin ödenmesi gerekir. Bunlari yapabilmek için çalisiyor ve bunun karsiliginda ücret alabiliyor olmak gerekir. Eger çalismiyorsan, issizsen bütün bunlari yapamazsin. Çocuklarin yemek isterken, kafani egip evden kaçmaya çalisirsin. Eger çalisiyor ve ücretini alamadigin için çocuklarina yemek götüremiyorsan, hem utanirsin hem ücretini vermeyene öfkelenirsin. Eve götüremedigin ekmegi düsünürken, birilerinin senin üzerinden milyon dolarlar kazanmasini içine sindiremezsin. Isyan edip sokaklara çikip hakkin olani istediginde ise isten atilirsin. Ücretini gasbedip, çocuklarini aç birakan patron ortalikta gezerken, devletin hiçbir yaptirimda bulunmamasini anlayamazsin. En çok bu dokunur kanina.
Üç aylik ücretleri ve tazminatlari verilmeden isten atilan Hey Tekstil isçilerinin hepsi bu duyguyu yasiyor. Fabrikanin önünde direniyorlar, Valilik, AKP önünde eylemler yapip ücretlerinin ödenmesi için hükümeti göreve çagiriyorlar.
420 isçinin yarisi ücretlerini alabilmek için baslattiklari direnise yol parasi bulamadiklari için gelemiyor. Direnis yerine gelebilmek için, az da olsa evlerine ekmek götürebilmek için geceleri çalismak zorunda kalan Hey Tekstil isçileri var.
Gündelik islerde 10 saat çalismanin karsiliginda 30-50 lira ücrete çalisiyorlar.
Goncagül Özdemir direnis alanina gelebilmek için yol parasi bulmak ve diger ihtiyaçlarini karsilamak için her gece 10 saat çalismak zorunda kalan isçilerden birisi. Uyku ihtiyacini direnis yaptiklari fabrikanin yakinindaki kafenin masalarinda karsiliyor.
Özdemir, “Bize varlik içinde yokluk yastilar. Aksam 50 kurusluk bir çay bulabilmek için kapi kapi dolastik, paramiz olmadigi için parklarda oturuyoruz” diyor.
Kirasini ödeyemedigi için evinden atilan arkadaslarinin oldugunu, dayanismanin çok önemli oldugunu anladiklarini aktaran Özdemir, “Bizi bu hale düsürenlere çok öfkeliyim. Bu nedenle buradan ayrilmayacagim hakkimi alana kadar” diyor.
DAVA AÇMAK IÇIN ALYANSLARINI SATTI
Hey Tekstil’de 15 yildir çalisan Muzaffer Yavuz da gündelikçi olmak zorunda kalan isçilerden birisi. Gece gündelige gidip sabah fabrika önüne gelen Yavuz, günde 2-3 saatlik uykuyla dayanmaya çalistiklarini, gündelikten kazandiklari paranin kendilerine yetmedigini çogu zaman gece çalistigi isyerine ve fabrika önüne yürüyerek gidip geldigin söylüyor.
“Hey Tekstil’de isten atildigim için patronumu mahkemeye verecek 500 TL’yi bulamiyorum” diyen Yavuz, mahkemenin pesin olarak istedigi dava açma parasinin karsilayabilmek için esiyle birlikte alyanslarini satmak zorunda kaldiklarini söyledi. Yavuz, “2 çocugum var okul aidatlarini ödeyemiyorum hiçbir güvencemiz ve gelirimiz yok. Çok zor kosullarda yasam mücadelesi veriyoruz ancak farkindayiz ki bu kosullar daha da zorlasacak ama kosullar ne kadar kötü olursa olsun inatla bu mücadelemize devam edecegiz” dedi.
Önem Çetin ise gece gündelik is gündüz de direnis nedeniyle çocuklarini göremedigini söylüyor. Çetin, “Evdeki ihtiyaçlarimizi az da olsa karsilayabilme için gece çalisiyorum, sigorta zaten yok, aldigim ücret de hiçbir seye yetmiyor. Bu nedenle evde de huzurumuz kalmadi” diyerek içinde bulundugu durumu aktariyor.
Ali Öcal aracilarin vasitasiyla gece gündelige gittigini belirterek, “Günde 4 araç degistirerek Alibeyköy’den buraya geliyorum. Günde 10 lira yol parasi veriyorum. Mecburen çalismak zorundayim” diyor. (Istanbul/EVRENSEL)
IKI GÜNDE BIR UYUYORLAR
Gül Pala da hem yasamini hem de direnisi sürdürebilmek için gece çalismak zorunda. Uykusuz kalmamak için gündelik ise iki günde bir giden Pala, ise gittigi günlerde 30 lira alabiliyor.
“Yol parami karsilayabilmek ve ihtiyaçlarimi giderebilmek için gündelik ise gidiyorum. Günlük 30 lira para aliyorum artik nereye yetecek ben de bilmiyorum. Ise gitmezsem buraya da gelemem, o zaman da aklim burada, arkadaslarimda kalir” diyen Pala, bir arada olabilmeyi, dayanismayi 14 günlük direnislerinde ögrendiklerini, haklarini alana kadar da direnisi birakmayacaklarini söyledi.
Çigdem Gürgen Hey Tekstil’de çalistiklari dönemde de ücretlerini alamadiklari için zaten uzunca bir süre önce gece çalismaya basladiklarini belirtiyor. Günde 10 saat gündelige giden Gürgen, sabah uyumadan direnis alanina geliyor. Uyku ihtiyacini iki gecede bir çalisarak gideren Gürgen, “Hayatim boyunca ilk kez böyle bir durumla karsilasiyorum ama burada arkadaslarimla birlikte hep beraber bir seyler yapiyor olmaktan çok mutluyum. Burada biz dayanismayi ögrendik, sendikali olmanin ne demek oldugunu ögrendik, hak alma mücadelesinin ne oldugunu ögrendik. Ben kendi adima gücümün yettigi yere kadar bu davayi sürdürecegim, hakkimi almadan buradan gitmeyecegim” diye konustu.
EVDE SORUNLAR YASIYORLAR
Gece gündelik iste çalistiktan sonra direnis yerine gelen Ibrahim Gökalp, “Eve gidemedim gece çalistim gündüz buraya geldim. Artik evde de huzurumuz kalmadi; esimle tartisiyoruz. Esim bana ‘neden eve gelmiyorsun’ diyor. Çocugum hasta atesler içinde yatiyor 2 gündür igne yapiliyor hiç ilgilenemedim. Ayrica 4 aylik çocugum var ailemle sürekli problem yasiyoruz ama yine de hem geçimimi saglamak hem de haklarimizi almak için diger arkadaslarimla bu isin pesini birakmayacagiz” diyor.
Sürekli çalismaktan dolayi vertigo (bas dönmesi) hastaligina yakalandigini belirten Gökalp, asgari ücretle çalistigini, kredi borçlari yüzünden sikintili günler geçirdigini anlatiyor. Gökalp, hükümeti de elestirerek “Bu düzen kölelik düzenidir, insanlar her geçen gün daha kötü durumlara düsüyor. AKP döneminde isçiler çok ezildi. Bunun sorumlusu kim diye sordugumuzda herkes topu birbirine atiyor. Isten atiliyoruz muhatap bulamiyoruz” diye konustu.
Öztürk Taskin da her gece 10 saat çalistigini, günde 2-3 saat uyuyarak fabrika önüne geldigini anlatiyor. Taskin, “Günde 2-3 saat uyuyoruz sonra tekrar eyleme dönüyoruz. Ev telefonumuz da dahil olmak üzere her seyimiz hacizli durumda. Buraya güvendik gece gündüz demeden çalistik ama hiçbir hakkimizi alamadik. Çocuklarimiza ekmek götürebilmek için gece çalismak zorunda kaliyoruz” diye konustu.
Gündüzleri direnis yerindeki masalar üzerinde uyuyarak, gece, gündelik çalismaya giden Tayfun Eriskin, “Çocugumun okul aidatini ödeyemiyorum bir sey istiyor alamiyorum, uykusuzluktan konusamiyorum” dedi.