Halil Imrek
Dünyaya örnek olan, umut veren, muktedirlerin ise hayalet gibi korktuklari Gezi direnisi yedi yasina girdi. Degisik zamanlarda Gezi’ye katilanlara yönelik açilan çesitli davalardan sonra simdide Osman Kavala, Mücella Yapici, Yigit Aksakoglu’nun müebbet, digerlerinin 15 yil ile cezalandirilmasi isteniyor. 18 Subat Sali günü karar asamasina gelen mahkemenin durusmasi yapilacak.
Siyasi iktidarin; Gezi direnisini, “Dis güçlerin” oyunu “Darbe girisimi” olarak degerlendirmesi yaklasimiyla paralel bir anlayisla sürdürülen yargilamaya karsi emek, demokrasi güçleri; “Gezi yargilanamaz”, “Gezi’yi yargilamak, Gezi’yi karalamaktir, baskici, anti-demokratik politikalara karsi çikan halkin mücadelesini yargilamaktir” diyor.
Gezi direnisine daha önce de dava açtilar, insanlari gözaltina aldilar. 2015 yilinda Taksim Dayanismasi’ndan bes, toplamda 26 kisi, Gezi eylemlerinde “Örgüt kurmak ve yönetmek” ile “Toplanti ve gösteri yürüyüsleri kanununa muhalefet” suçlamasiyla yargilandi. Mahkeme beraat karari verdi. Bu beraat karari zaten halkin vicdaninda hakli ve mesru olan Gezi’nin, anayasal ve demokratik bir hak oldugunu kesinlestirdi.
Az çok demokratik olan, bagimsiz bir yarginin oldugu ülkelerde Gezi gibi bir halk hareketini yargilamak bir yana bu, üniversite kürsülerinde, sosyoloji bölümlerinde her halde ders konusu olurdu. Zira hukuk devletinin en temel özelligi, Anayasanin temel insan hak ve özgürlüklerini koruyacak sekilde düzenlenmesidir. Düsünce ve ifade özgürlügü; özgür elestiri, demokratik siyasal sistemin temel kosuludur. Hükümetin benimsedigi resmi görüs veya çogunlugun benimsedigi görüsler disinda muhalif veya azinlikta kalan görüslerin de serbestçe ifade edilememesi halinde kamuoyunun serbestçe olusmasi hali gerçeklesmeyecegi gibi yurttaslarin bilgilenme hakki da gerçeklesmez. Insanlik tarihi boyunca bir temel hak olarak düsünce ve ifade özgürlügü, toplanti ve örgütlenme özgürlügü için mücadele etmistir. Bu haklar, temel insan hakki olarak güvence altina alinmistir.
GEZI BIR DEMOKRASI BILDIRISIDIR
Bugün yeniden yargilanmak istenen Gezi, bir demokrasi bildirisidir. Gezi, ülkenin bütün halkin aralarindaki ayirimlari bir yana birakarak demokrasiye sahip çikma manifestosudur. Gezi, ülkenin agacina, topragina, suyuna, demokrasisine, özgürlügüne baglanma eylemidir. Gezi, darbelere, dis müdahalelere karsi halkin kaderini eline almasidir. Gezi agaç kesme ile kalekol yapimi arasindaki iliskiye isaret ederek Istanbul’dan Lice’ye uzanan halklarin kardesligi köprüsüdür. Bu devasa halk hareketi, devam etmektedir. Gezi’nin etkisi ilk olarak kendisini 7 Haziran seçimlerinde HDP’nin yüzde onu asan seçim sonuçlariyla ortaya çikmistir.
31 Mart Istanbul seçimlerinde tek adam tek parti rejimimin insa edilmesine karsi, aralarinda derin siyasal farkliliklarina ragmen, tüzel kisilik olarak degil, seçimlerde birbirini gözeten tutum olarak bu tezahür etti. Sandikta yapilan güç birligi ile kendisini açiga çikardi. Istanbul seçimlerine müdahale karsisinda oy verdigi adayi degistirerek ya da oy kullanmayarak yüz binlerce fark atan irade de Gezi’nin devamidir. Bu nedenle de Gezi bir grubun ya da örgütün eylemi olmadigi gibi sonradan da bir örgüt biçimine kavusmamistir. Ancak ülkenin vicdani olmaya devam etmektedir.
Polis kayitlarina göre Gezi eylemine ülke çapinda milyonlarca kisi katilmistir. Bu gün açilan bu dava üzerinden bize, milyonlara; siz bilmiyorsunuz ama sizi birileri kandirdi, kendi emelleri için kullandi, denilmek isteniyor. Açilan dava ile bu fikir enjekte edilmek istenmektedir, Gezi kirletilmek istenmektedir. Bunun için dün kendilerini iktidara tasiyan Açik Toplum Enstitüsü türü uluslararasi kuruluslar isaret ediliyor. Siz iktidara gelmek için uluslararasi güç odaklarinin kapisini asindirdiginiz için size karsi olanlarin da ayni yoldan gittigini zannediyorsunuz. Sizi kandirmadiklarini biliyoruz, sizlerin siyasi hedefleriniz onlarla örtüsüyordu. Çatismaniz da mal paylasimindan çikti.
Toplumsal olaylar “kandirilma” içermez. Gezi’ye katilan milyonlarin siyasi talepleri de ne darbecilerin hedefleriyle ne de uluslararasi kuruluslarin hedefiyle uyusmaz. Bu eylemin kaynagini, kiskirticisini ariyorsaniz aynaya bir bakin, kendinizi göreceksiniz. Sizin toplumu bogan otoriterliginiz, ülkeyi bir ticarethane olarak gören anlayisiniz, evlerin içine kadar giren yasama müdahale tutumunuz, örgütsüzlestirerek ekmege muhtaç hale getirdiginiz emekçileri olan düsmanliginiz bu eylemi kiskirtmistir. Bu anlamda bu hareketi açiga çikarma sorumlulugu size aittir. Bir yargilama olmalidir. Ama bu Gezi’ye katilan bir ülkenin yargilanmasi olmayacaktir. Gezi’yi ortaya çikaran antidemokratik uygulamalarin ve Gezi’ye katilan bütün bir ülkeye uygulanan siddetin yargilanmasi olmalidir.